Kış Şurası olarak adlandırılan Yüksek Askeri Şura toplantısı 37 ihraç ile son dönemlerin en yüksek sayıda silahlı kuvvetler personelinin ordudan atılmasına sahne oldu. Amerikan Newsweek dergisinde çıkan Türkiye'de darbe ihtimalinin yüzde 50 olduğu yönünde büyük tepki çeken yazı, hükümet ile askeri karşı karşıya getiren "irtica vardır, yoktur" tartışmalarının ardından Şura'nın açıklamaları ve kararları çok daha büyük önem kazandı. Diğer açıklamalardan farklı olarak bu kez, irticadan kaç kişinin atıldığına özellikle vurgu yapıldı ve bu rakam da 2'de kaldı. Peki, "ordudan irticadan rekor sayıda adam atılacak" haberleri ve sonuçta askerlerin hassasiyetleri ile ters düştü gibi görünen bu rakamlardaki orantısızlık ve açıklama ne anlama geliyor? Bu yüzden, Şura'da yaşananların ve bundan sonra olacakların net bir resimde görülmesi adına toplantının kodlarının anlaşılması büyük önem taşıyor. İşte o şifreler: İrtica tanımı* RAHATSIZLIK VARDI: Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın 2 Ekim'de Harp Akademileri'nde sorularla desteklediği ve sert şekilde seslendirdiği 'irtica vardır' ifadesinin sonrasında çıkan 'irtica var mı, yok mu?' tartışması ertesi Başbakan Erdoğan, Amerika dönüşü uçakta bu sorunun çözümü için askerlerle hükümet arasında bir diyalog olacağı izlenimini vermişti. O tarihten bu yana hükümetten bu yönde bir adım atılmaması askeri kanatta beklenti kaynaklı bir rahatsızlık yaratmıştı.* İKİ ÖNEMLİ SONUÇ: Bu Şura'da 2'si irticadan 37 personel atıldı. Bu durum bizi iki sonuca götürüyor. Birincisi ya 550 bin kişilik TSK'da irtica tehlikesi tamamen yok edilme noktasına geldi. Başbakan, Şura açıklamasında irticanın çok da büyük tehdit olmadığı görüntüsünün yansımasını istediği için bu 2 rakamının konulmasını özellikle istemiş gibi görünüyor.* 2 RAKAMINA KARŞI KRİTİK PARAGRAF: Her ne kadar, 2 kişinin irticadan atıldığı bilgisi TSK'nın tezlerine ters düşüyor gibi görünse de, genel açıklamaya bakıldığında topu topu 3 kısa paragraftan oluşan bildiride konulan bir cümle yine de askerlerin irtica ile ilgili hassasiyetinden vazgeçmediğini gösteriyor: "Önümüzdeki dönemde irtica ve bölücü terör ve irtica ile mücadelenin devletin tüm olanakları ile birlikte etkin olarak yürütülmesi gerektiği ve bu süreçte TSK'nın kararlı mücadelesini taviz vermeden sürdüreceği". İçinde "devletin tüm olanakları" kelimeleri yer alan bu cümlenin net olarak askerler tarafından konulduğu kendini açıkça hissettiriyor. Çünkü askerler başından beri, gerek Cumhurbaşkanlığına giden yol, gerek devletin diğer mekanizmaları olsun uzlaşmada ve diyalog oluşturulmasında, birinci önceliği kişilerden bağımsız olarak irtica ile ilgili otomatik bir devlet refleks mekanizmasının kurulmasına veriyor. Dikkat çeken bir nokta da devletin zirvesinin tümü toplantıda olmamasına karşın tıpkı MGK bildirisi gibi devlet kelimesi açıkça vurgulanıyor. Bu da Başbakan'dan bir söz alındığını ortaya koyuyor.* DURDUK YERDE OPERASYON YAPILIR: İrticanın yanısıra bölücü terörle mücadele kararlılığına atıf yapan paragraf aynı zamanda TSK'nın terör örgütü PKK ile mücadelede de, son dönemde ortaya çıkan ve üstü kapalı olarak örgüte af çağrıları yapılmasını isteyen girişimlerin önünü kapıyor. Böylelikle, TSK, örgütün ateşkes çağrıları dikkate alınmadan terörle mücadeleye aynı kararlılıkla devam edileceğini ilan ediyor. Bu, daha önce yine TSK'da rahatsızlık yaratan "Durduk yerde operasyon yapılmaz" açıklamalarına verilen tepkinin de resmen kayda geçmesi anlamına geliyor.Metehan Demir/ Sabah
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.