Ankara hala 'vizesiz AB' diyor
Türk halkı vizesiz AB hayali ile oyalana dursun, AB'nin kendi içindeki serbest dolaşım anlaşması Schengen çöktü çökecek. Böyle bir şey gerçekleşirse Schengen
Bölgesi'nde pasaportsuz dolaşmak tarih olacak
20.01.2016 00:00:00
YENİ MESAJ/İSTANBUL
Türk halkı vizesiz Avrupa Birliği (AB) vaadiyle oyalanıp Türkiye Avrupa'nın mülteci deposu haline getirilirken dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Bırakın Türklere vizesiz Avrupa'yı AB'nin kendi içindeki serbest dolaşımı Schengen de çökmek üzere. İsveç ve Danimarka'nın mültecileri engellemek için pasaport kontrolü yapmaya başlamasıyla büyük bir darbe alan Schengen tamamen çöküyor. Bu istikametteki çarpıcı açıklama Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk'tan geldi.
AB'nin sığınmacı krizini kontrol altına alabilmek için fazla zamanı kalmadığını ifade eden Tusk, "Bu konuyu kontrol altına almak için iki aydan fazla zamanımız yok. Noel dönemi rakamları hiç cesaret verici değil, AB ülkelerine her gün yaklaşık 2 bin sığınmacı ayak basıyor. Mart ayında düzenlenecek AB zirvesi bizim stratejimizin işleyip işlemediğini görmek için son fırsat olabilir. Eğer stratejimiz işlemezse, Schengen Anlaşması'nın çökmesi gibi ciddi sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bizim sunduğumuz stratejinin alternatifleri hiç hoş olmayabilir, bu yüzden üye ülkelere verdikleri sözleri tutmaları çağrısı yapıyorum" diye konuştu.
"Sığınmacı krizi ile ilgili olarak siyasi açıdan ortaya konan başarıya rağmen sığınmacıların kimlik tespiti ve güvenlik taramaları ve sığınmacıların üye ülkelere dağıtılması konusundaki ilerlemenin yeterli olmadığını" savunan Tusk, "Türkiye ile hazırlanan eylem planının da umut verici olmasına rağmen hala meyvelerini vermeye başlamadığını" ifade etti.
Türkiye, AB taleplerini yerine getirmeye başladı ama!
Türkiye ile AB arasında varılan mutabakata göre Türkiye mültecilerin karadan ve denizden Avrupa'ya geçişine engel olacak, AB'deki mültecileri de geri kabul edecekti. Bu adımla mülteciler konusunda AB'nin adeta tampon bölgesi olmayı kabul eden Türkiye'ye ne zaman ve nasıl verileceği belli olmayan 3 milyar Euro vaadinde bulunulmuştu. AKP hükümeti AB ile varılan mutabakat gereği mültecileri Türkiye'de tutma çalışmalarını başlattı. Bu kapsamda mültecilerin Yunanistan'a geçiş noktası olan Ege denizindeki denetimlerini sıklaştıran Türkiye mültecilere de çalışma izni için harekete geçti.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans 11 Ocak'ta Ankara'ya gelerek temaslarda bulunmuş ve Kasım ayında yapılan toplantıda üzerinde anlaşılan 3 milyar Euro'nun Türkiye'ye verilip verilmediğine ilişkin olarak, "Henüz verilmedi. Proje istiyoruz. Bakanlara projelerini belirlemelerini ve bize iletmesini istedim" demişti.
Suriyelileri Türkiye'de tutma gayreti
Suriyelilere çalışma izni verilmesine dair düzenleme de Bakanları Kurulunda ele alınmış ve konuyla ilgili bilgi veren Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş şunları söylemişti: "Öyle görünüyor ki bu 2 milyon 400 bin Suriyeli yeni Suriye kurulana kadar, yeni Suriye'nin kurulması için savaşın bitirilip barış sürecinin başlayacağı sürece kadar, büyük oranda bu buradalar. Şu anda öngörülen bu çalışma müsaadeleri kapsamında herhangi bir kısıtlama mevzubahis değildir. İhtiyaç duyulan alanlarda tabii ki daha fazla istihdam edilecekleri açıktır. Buradaki temel koşulun, Suriyelilerin çalıştıkları iş yerinde, Türk vatandaşlarının yüzde 10'unu geçemeyeceği olduğuna işaret eden Kurtulmuş, tarımsal işçilerle ilgili düzenlemede ise valiliklerin etkili olacaktır."
Türk halkı vizesiz Avrupa Birliği (AB) vaadiyle oyalanıp Türkiye Avrupa'nın mülteci deposu haline getirilirken dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Bırakın Türklere vizesiz Avrupa'yı AB'nin kendi içindeki serbest dolaşımı Schengen de çökmek üzere. İsveç ve Danimarka'nın mültecileri engellemek için pasaport kontrolü yapmaya başlamasıyla büyük bir darbe alan Schengen tamamen çöküyor. Bu istikametteki çarpıcı açıklama Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk'tan geldi.
AB'nin sığınmacı krizini kontrol altına alabilmek için fazla zamanı kalmadığını ifade eden Tusk, "Bu konuyu kontrol altına almak için iki aydan fazla zamanımız yok. Noel dönemi rakamları hiç cesaret verici değil, AB ülkelerine her gün yaklaşık 2 bin sığınmacı ayak basıyor. Mart ayında düzenlenecek AB zirvesi bizim stratejimizin işleyip işlemediğini görmek için son fırsat olabilir. Eğer stratejimiz işlemezse, Schengen Anlaşması'nın çökmesi gibi ciddi sonuçlarla karşılaşabiliriz. Bizim sunduğumuz stratejinin alternatifleri hiç hoş olmayabilir, bu yüzden üye ülkelere verdikleri sözleri tutmaları çağrısı yapıyorum" diye konuştu.
"Sığınmacı krizi ile ilgili olarak siyasi açıdan ortaya konan başarıya rağmen sığınmacıların kimlik tespiti ve güvenlik taramaları ve sığınmacıların üye ülkelere dağıtılması konusundaki ilerlemenin yeterli olmadığını" savunan Tusk, "Türkiye ile hazırlanan eylem planının da umut verici olmasına rağmen hala meyvelerini vermeye başlamadığını" ifade etti.
Türkiye, AB taleplerini yerine getirmeye başladı ama!
Türkiye ile AB arasında varılan mutabakata göre Türkiye mültecilerin karadan ve denizden Avrupa'ya geçişine engel olacak, AB'deki mültecileri de geri kabul edecekti. Bu adımla mülteciler konusunda AB'nin adeta tampon bölgesi olmayı kabul eden Türkiye'ye ne zaman ve nasıl verileceği belli olmayan 3 milyar Euro vaadinde bulunulmuştu. AKP hükümeti AB ile varılan mutabakat gereği mültecileri Türkiye'de tutma çalışmalarını başlattı. Bu kapsamda mültecilerin Yunanistan'a geçiş noktası olan Ege denizindeki denetimlerini sıklaştıran Türkiye mültecilere de çalışma izni için harekete geçti.
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans 11 Ocak'ta Ankara'ya gelerek temaslarda bulunmuş ve Kasım ayında yapılan toplantıda üzerinde anlaşılan 3 milyar Euro'nun Türkiye'ye verilip verilmediğine ilişkin olarak, "Henüz verilmedi. Proje istiyoruz. Bakanlara projelerini belirlemelerini ve bize iletmesini istedim" demişti.
Suriyelileri Türkiye'de tutma gayreti
Suriyelilere çalışma izni verilmesine dair düzenleme de Bakanları Kurulunda ele alınmış ve konuyla ilgili bilgi veren Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş şunları söylemişti: "Öyle görünüyor ki bu 2 milyon 400 bin Suriyeli yeni Suriye kurulana kadar, yeni Suriye'nin kurulması için savaşın bitirilip barış sürecinin başlayacağı sürece kadar, büyük oranda bu buradalar. Şu anda öngörülen bu çalışma müsaadeleri kapsamında herhangi bir kısıtlama mevzubahis değildir. İhtiyaç duyulan alanlarda tabii ki daha fazla istihdam edilecekleri açıktır. Buradaki temel koşulun, Suriyelilerin çalıştıkları iş yerinde, Türk vatandaşlarının yüzde 10'unu geçemeyeceği olduğuna işaret eden Kurtulmuş, tarımsal işçilerle ilgili düzenlemede ise valiliklerin etkili olacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.