ANALİZ - Batı kampında büyük gerilim
Fransa ile imzaladığı 90 milyar dolarlık denizaltı projesini iptal ederek ABD ile nükleer denizaltı anlaşmasına imza atan Avustralya, Fransa'nın beklenmedik tepkisiyle karşılaştı. Macron yönetimi; Fransa tarihinde ilk kez Washington ve Canberra büyükelçilerini geri çağırdı. ABD ve Avustralya, Fransa'nın Canberra Büyükelçisi'ni geri çağırmasını 'üzücü' olarak değerlendirdi. Kördüğümü Biden-Macron görüşmesi çözebilecek mi?
20.09.2021 10:28:00





YENİ MESAJ / DETAY HABER
Fransa, ABD ve Avustralya arasında müthiş bir gerilim yaşanıyor.
Fransa, Avustralya'nın kendisiyle imzaladığı denizaltı projesini iptal ederek ABD ile anlaşmasının ardından Washington ve Canberra Büyükelçilerini geri çağırdı. Dışişleri Bakanlığı Jean-Yves Le Drian tarafından yapılan basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un talimatıyla Fransa'nın Washington ve Canberra Büyükelçilerini danışmak amacıyla acilen geri çağırma kararı aldıkları belirtildi.
Son derece nadir, hatta ilk karar!
Bu istisnai kararın 15 Eylül'de Avustralya ve ABD tarafından yapılan açıklamaların ciddiyetinden kaynaklandığı vurgulanan açıklamada, "Avustralya'nın Fransa ile 2016'dan bu yana sürdürdüğü okyanus sınıfı denizaltı projesinin terk edilmesi ve ABD ile nükleer enerjili denizaltılara dair iş birliğini hedefleyen yeni bir ortaklık kurulduğu duyurusu, müttefik ve ortaklar arasında kabul edilemez bir tutumdur. Bunun sonuçları ittifaklarımıza, ortaklıklarımıza ve Hint-Pasifik bölgesinin Avrupa için önemine dair anlayışımızı etkileyecektir" ifadelerine yer verildi.
Gerilimin özünde 90 milyar dolar var
ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison ile 16 Eylül'de düzenlediği çevrim içi basın toplantısında, AUKUS (Katılan ülkelerin İngilizce baş harfleri: Australia, United Kingdom, United States yani Avustralya, Birleşik Krallık ve ABD) adı altında yeni bir güvenlik iş birliği kurulduğunu ve bu kapsamda ABD ve İngiltere'nin Avustralya ile nükleer enerjili denizaltı teknolojisini paylaşacağını duyurmuştu. AUKUS anlaşmasının devreye girmesiyle Avustralya, 2015'ten beri Fransa ile yürüttüğü, maliyeti başlangıçta 43 milyar dolar olarak açıklanan, daha sonra 90 milyar dolara yükseltilen ve ülkede tartışmalara yol açan Taarruz Denizaltı Programı'nı durdurduğunu duyurmuştu.
AUKUS paktı olarak da bilinen anlaşma uyarınca, Avustralya'ya nükleer denizaltıları üretebilmesi için gereken teknolojinin en kısa sürede sağlanması amaçlanıyor.
Yeni anlaşmanın hedefi Çin
ABD Başkanı Joe Biden, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison'un Çarşamba günü imzaladığı anlaşma, Çin'in tartışmalı Güney Çin Denizi'ndeki nüfuzunu zayıflatma çabası olarak görülüyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Cuma gecesi yaptığı açıklamada, anlaşmayı "Sırtımızdan bıçaklandık" sözleriyle eleştirdi. Bir Beyaz Saray yetkilisi, Fransa'nın büyükelçilerini çekme kararından üzüntü duyduklarını belirtip gelecek günlerde iki ülke arasındaki farklılıkları çözmek için Paris ile temasa geçileceğini kaydetti. Washington'da konuşan Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne de Fransa'nın yaşadığı hayal kırıklığını anladıklarını, ikili ilişkilere verdikleri önemin anlaşılması için Fransa ile çalışmayı umduklarını ifade etti.
Tarihte olan bir şey değil
Müttefikler arasında büyükelçilerin geri çekilmesi çok olağandışı bir durum olarak değerlendiriliyor. Fransa bu adımıyla, yakın tarihte ilk defa ABD ve Avustralya'dan büyükelçilerini çekmiş oldu. Fransız diplomatlar, iki ülke arasındaki ilişkilerin kutlanması için Cuma günü Washington'da düzenlenmesi planlanan galayı da iptal etti. Anlaşmayla Avustralya, dünyada nükleer denizaltı gücüne sahip 7. ülke olacak. Müttefik ülkeler, Avustralya ile siber teknolojilerini, yapay zeka sistemlerini ve diğer sualtı teknolojilerini de paylaşacak. AUKUS paktıyla, Fransa'nın Avustralya ile 2016'da yaptığı 37 milyar dolarlık anlaşma da bozulmuş oldu. Anlaşmanın nihai boyutu 90 milyar dolardı! Bu anlaşma, Fransa'nın Avustralya için 12 denizaltı üretmesini öngörüyordu. AUKUS Paktı'na Çin de tepki gösterdi ve üç büyük ülkenin bu anlaşmayla "Soğuk Savaş düşünce yapısında olduklarını" söyledi.
Macron ne yapacak?
İngiltere'nin Paris Büyükelçiliği'nde dışişlerinden sorumlu müsteşar olarak görev yapan eski diplomat Peter Ricketts, Twitter hesabından "Paris'in tepkisini küçümsemeyin. Bu yalnızca öfke değil. Bu, altı ay boyunca İngiltere'nin, ABD'nin ve Avustralya'nın arkalarından müzakere etmelerinin yarattığı gerçek bir ihanet duygusu. 2003 yılında Irak'la ilgili kırılmayı yaşadım. Aynı o dönem gibi kötü, hatta daha da kötü gibi" dedi. Reuters haber ajansına konuşan bir Fransız diplomat da İngiltere'nin 'çıkarcı' davrandığını söyledi. Diplomat, "İngiltere operasyonunu çıkarcı bir şekilde yürüttü. Bunu Paris'te istişare etmemiz ve sonuca bağlamamız için büyükelçimizi çekmemize gerek yok" dedi. Paris, Avustralya'nın adımıyla gafil avlanmış oldu. Ekonomik olarak da bir darbeydi. Ama Fransız yetkilileri daha fazla sinirlendiren ise, İngiltere dahil üç ülkenin imzaladıkları yeni güvenlik anlaşmasından yalnızca kamuoyuyla paylaşılmadan birkaç saat önce haberdar olmalarıydı.
Son hamleler
Avustralya'nın Fransa ile 2016'dan bu yana yürüttüğü denizaltı programından çekilmesi Fransa'da "ihanet" ve "sırtımızdan vurulduk" tepkisine yol açtı. Avustralya Başbakanı Morrison da 20 Eylül'de Fransa'yla denizaltı anlaşmasını iptal ettiği için pişman olmadığını söyledi. Hatta Avustralya "denizaltı kararı"nda Fransa'ya karşı açık ve dürüst olduğunu savundu! Kördüğümü çözmek için ABD Başkanı ile Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un New York'taki BM Zirvesi kapsamında bir araya gelmesi bekleniyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.