Al Miloseviç'i ver parayı!
Son günlerde dünya medyasının ortak konusu Miloseviç. Bosna ve Kosova'da 250 bin kişiyi acımasızca katlettiren, eski Yugoslavya'yı 11 yıl boyunca diktatörce yöneten eli kanlı devlet başkanı... Miloseviç, Yeni Yugoslavya'daki yönetimin eliyle Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Savaş Suçluları (USSM) Mahkemesi'ne teslim edildi. Bu gelişme, uluslararası hukuk açısından bir mihenk taşı.
Böylece USSM'nin sadece 'küçük balıklardan' hesap sorduğuna yönelik iddialar etkisiz kılınmak isteniyor. Eski bir devlet başkanının Lahey'de sanık olarak yargılanabilmesi, Savaş Suçluları Mahkemesine önem kazandırıyor kuşkusuz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın bu şekilde dünya çapında bütün diktatörlerin uyarıldığını vurgulaması da anlamlı.
Önemli olan karar
Ülkemizde son bir yıl içinde yapılan 'hayvan ve bitki isimli, doğa olaylı' onca operasyonun önemli bir kısmının 'fos çıktığını' hesaba kattığımızda, sahip oldukları bankaların içini boşaltarak memleketimizi krize itenlerin bir bir 'tahliye olmalarını' dikkate aldığımızda; böyle bir durumda önemli olanın sonuç, hukuki tabirle 'karar' olduğunu anlamak zor değil. Şimdi sıra Lahey'deki yargıçlarda. Umut edelim ki, onlar Slobodan Miloşeviç davasına iyi hazırlanmış olsunlar. Bosna'yı bizzat kan gölüne çeviren Radovan Karaciç ve Radko Mladiç gibi kasaplar hala serbest olduğundan, yargıçlar, önemli delil eksikliği ile karşı karşıya kaldıklarını öne sürebilirler. Hiç şüphesiz Miloşeviç'in avukatları da, eski devlet başkanı ile faillerin (Örneğin Bosna'da yüzbinleri katlettiren Karadziç, Mladiç gibiler) arasında bir emir komuta zinciri olmadığını kanıtlamaya çalışacaklar. Bu belki Bosna'daki mezalimleri için öne sürülebilecek bir çıkış yolu. Bunda da başarılı olamayacaktır Miloseviç... Ama ya Kosova. Miloseviç'in orada yapılan mezalimleri bizzat yönettiği konusunda en küçük bir şüphe yok. Miloseviç'in avukatları katilin tek savunma yolu olan bu iddiayı USSM'deki yargıçlara yutturmayı başarırsa, bu durum uluslararası mahkeme açısında korkunç bir siyasi fiyasko olur.
Hesaplar... Hesaplar
Slobodan Miloseviç, Yeni Yugoslavya Başbakanı Zoran Ziziç'in girişimiyle Lahey'e teslim edildi. Çıkarlarını ön planda tutmayı seven Ziziç, Avrupa Birliği'nden yüklü miktarda para koparabilmek için, Miloşeviç'i özel uçağı ile bile götürüp kendi elleriyle teslim etmeye hazırdı aslında. Bugüne kadar Ziziç, Devlet Başkanı Koştunica ve eski politikacılar tarafından engelleniyordu. Onlar Miloşeviç'in iadesinin hukuki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorlardı. Ancak Ziziç, şu atasözünü çok iyi biliyordu: "Vakit nakittir!
Miloşeviç'in Lahey'e teslim edilmesinin nedenlerinden biri kuşkusuz ekonomik. Belgrad'ın ihtiyacı iyi niyet değil, para. Avrupa Birliği kreditörler toplantısı öncesi Miloşeviç'in Lahey'e tesliminin bir tesadüf olup olmadığı konusunda, kimse yorum bile yapmaya gerek duymuyor. Çünkü söz konusu olan, ekonomisi tamamen çökmüş bir ülke için tam 2.8 milyar Marklık bir yardım. Yugoslavya'nın formülü açık: "Al Miloşeviç'i ver parayı. Ne demişler: Amaca ulaşmak için her yol mubahtır..."
Ancak madalyonun bir yüzünde gıcır gıcır Alman Markları olsa da, öteki yüzünde farklı hesapların olmadığını da kimse söyleyemez.
Malumunuz üzere, 16 Şubat 1999'da İsrail ve ABD istihbarat servislerinin de katkılarıyla PKK'nın elebaşı Apo, Kenya'dan üstelik de İnterbank ve Etibank'ın içini boşaltmakla yargılanan Cavit Çağlar'ın uçağıyla Türkiye'ye getirilmişti. PKK'nın elebaşı İmralı'da hukuka uygun bir biçimde yargılandı. İdam cezasına bile çarptırıldı. Ama siyasi nedenlerle bu cezanın infazı yerine getirilemiyor. Üstelik PKK'nın elebaşı "İmralı'da konforlu bir hayat" sürdürüyor.
Lahey'deki yargıçlar da Miloseviç'i yargılayacaklardır. Verecekleri ceza konusunda şu anda bir değerlendirme yapmak mümkün değil ama Miloseviç, şayet hapis cezasına çarptırılırsa, konforlu bir hayat süreceği kuşkusuz! Çünkü anlaşma böyle kurulmuş...
Ziziç'in kararı sadece ekonomik hesaplara da dayanmıyor. Miloşeviç'i teslim etmekle, Ziziç, Sırp halkını ağır bir yükten, Balkanlar'da yaşanan her olumsuzluğun suçlusu olma damgasından kurtardı. Lahey'de, bireylerin suçları cezalandırılıyor. Bu, bütün bir halkın sorumlu tutulamayacağı anlamını taşıyor.
Yine de dünyanın en azılı milliyetçi toplumu olan Sırpların; karşılığında para da alsalar, az hapis cezasına çarptırılması konusunda 'söz' de alsalar ülkeyi 10 yıl boyunca yönetmiş bir Devlet Başkanı'nı uluslararası bir mahkemede hakim huzuruna çıkarmaları not etmeye değer bir gelişme.
Bak şu Almanya'ya
Uluslararası ilişkilerle ilgili kitaplarda Almanya; Yugoslavya'nın parçalanmasının ardından Hırvatistan ve Slovenya'yı bir çırpıda tanıması nedeniyle Balkanları kan gölünü çevirmekle suçlanır.
Nitekim Almanya, arka bahçesi olarak gördüğü Balkanlar'daki etki çemberini genişletmek için Miloseviç'in Lahey'e götürülmesinde son derece etkili oldu. Aynı Almanya, şimdi de Bosna'daki katliamın asil müsebbipleri olan Karaciç ve Mladiç'in Lahey'e teslim edilmesini istiyor. Almanya'nın Batılı ülkelerden Yugoslavya'nın borçlarını kısmen silmelerini istemeleri nafile değil.
Recep BAHAR
Son günlerde dünya medyasının ortak konusu Miloseviç. Bosna ve Kosova'da 250 bin kişiyi acımasızca katlettiren, eski Yugoslavya'yı 11 yıl boyunca diktatörce yöneten eli kanlı devlet başkanı... Miloseviç, Yeni Yugoslavya'daki yönetimin eliyle Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Savaş Suçluları (USSM) Mahkemesi'ne teslim edildi. Bu gelişme, uluslararası hukuk açısından bir mihenk taşı.
Böylece USSM'nin sadece 'küçük balıklardan' hesap sorduğuna yönelik iddialar etkisiz kılınmak isteniyor. Eski bir devlet başkanının Lahey'de sanık olarak yargılanabilmesi, Savaş Suçluları Mahkemesine önem kazandırıyor kuşkusuz. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın bu şekilde dünya çapında bütün diktatörlerin uyarıldığını vurgulaması da anlamlı.
Önemli olan karar
Ülkemizde son bir yıl içinde yapılan 'hayvan ve bitki isimli, doğa olaylı' onca operasyonun önemli bir kısmının 'fos çıktığını' hesaba kattığımızda, sahip oldukları bankaların içini boşaltarak memleketimizi krize itenlerin bir bir 'tahliye olmalarını' dikkate aldığımızda; böyle bir durumda önemli olanın sonuç, hukuki tabirle 'karar' olduğunu anlamak zor değil. Şimdi sıra Lahey'deki yargıçlarda. Umut edelim ki, onlar Slobodan Miloşeviç davasına iyi hazırlanmış olsunlar. Bosna'yı bizzat kan gölüne çeviren Radovan Karaciç ve Radko Mladiç gibi kasaplar hala serbest olduğundan, yargıçlar, önemli delil eksikliği ile karşı karşıya kaldıklarını öne sürebilirler. Hiç şüphesiz Miloşeviç'in avukatları da, eski devlet başkanı ile faillerin (Örneğin Bosna'da yüzbinleri katlettiren Karadziç, Mladiç gibiler) arasında bir emir komuta zinciri olmadığını kanıtlamaya çalışacaklar. Bu belki Bosna'daki mezalimleri için öne sürülebilecek bir çıkış yolu. Bunda da başarılı olamayacaktır Miloseviç... Ama ya Kosova. Miloseviç'in orada yapılan mezalimleri bizzat yönettiği konusunda en küçük bir şüphe yok. Miloseviç'in avukatları katilin tek savunma yolu olan bu iddiayı USSM'deki yargıçlara yutturmayı başarırsa, bu durum uluslararası mahkeme açısında korkunç bir siyasi fiyasko olur.
Hesaplar... Hesaplar
Slobodan Miloseviç, Yeni Yugoslavya Başbakanı Zoran Ziziç'in girişimiyle Lahey'e teslim edildi. Çıkarlarını ön planda tutmayı seven Ziziç, Avrupa Birliği'nden yüklü miktarda para koparabilmek için, Miloşeviç'i özel uçağı ile bile götürüp kendi elleriyle teslim etmeye hazırdı aslında. Bugüne kadar Ziziç, Devlet Başkanı Koştunica ve eski politikacılar tarafından engelleniyordu. Onlar Miloşeviç'in iadesinin hukuki sorumluluğunu üstlenmek istemiyorlardı. Ancak Ziziç, şu atasözünü çok iyi biliyordu: "Vakit nakittir!
Miloşeviç'in Lahey'e teslim edilmesinin nedenlerinden biri kuşkusuz ekonomik. Belgrad'ın ihtiyacı iyi niyet değil, para. Avrupa Birliği kreditörler toplantısı öncesi Miloşeviç'in Lahey'e tesliminin bir tesadüf olup olmadığı konusunda, kimse yorum bile yapmaya gerek duymuyor. Çünkü söz konusu olan, ekonomisi tamamen çökmüş bir ülke için tam 2.8 milyar Marklık bir yardım. Yugoslavya'nın formülü açık: "Al Miloşeviç'i ver parayı. Ne demişler: Amaca ulaşmak için her yol mubahtır..."
Ancak madalyonun bir yüzünde gıcır gıcır Alman Markları olsa da, öteki yüzünde farklı hesapların olmadığını da kimse söyleyemez.
Malumunuz üzere, 16 Şubat 1999'da İsrail ve ABD istihbarat servislerinin de katkılarıyla PKK'nın elebaşı Apo, Kenya'dan üstelik de İnterbank ve Etibank'ın içini boşaltmakla yargılanan Cavit Çağlar'ın uçağıyla Türkiye'ye getirilmişti. PKK'nın elebaşı İmralı'da hukuka uygun bir biçimde yargılandı. İdam cezasına bile çarptırıldı. Ama siyasi nedenlerle bu cezanın infazı yerine getirilemiyor. Üstelik PKK'nın elebaşı "İmralı'da konforlu bir hayat" sürdürüyor.
Lahey'deki yargıçlar da Miloseviç'i yargılayacaklardır. Verecekleri ceza konusunda şu anda bir değerlendirme yapmak mümkün değil ama Miloseviç, şayet hapis cezasına çarptırılırsa, konforlu bir hayat süreceği kuşkusuz! Çünkü anlaşma böyle kurulmuş...
Ziziç'in kararı sadece ekonomik hesaplara da dayanmıyor. Miloşeviç'i teslim etmekle, Ziziç, Sırp halkını ağır bir yükten, Balkanlar'da yaşanan her olumsuzluğun suçlusu olma damgasından kurtardı. Lahey'de, bireylerin suçları cezalandırılıyor. Bu, bütün bir halkın sorumlu tutulamayacağı anlamını taşıyor.
Yine de dünyanın en azılı milliyetçi toplumu olan Sırpların; karşılığında para da alsalar, az hapis cezasına çarptırılması konusunda 'söz' de alsalar ülkeyi 10 yıl boyunca yönetmiş bir Devlet Başkanı'nı uluslararası bir mahkemede hakim huzuruna çıkarmaları not etmeye değer bir gelişme.
Bak şu Almanya'ya
Uluslararası ilişkilerle ilgili kitaplarda Almanya; Yugoslavya'nın parçalanmasının ardından Hırvatistan ve Slovenya'yı bir çırpıda tanıması nedeniyle Balkanları kan gölünü çevirmekle suçlanır.
Nitekim Almanya, arka bahçesi olarak gördüğü Balkanlar'daki etki çemberini genişletmek için Miloseviç'in Lahey'e götürülmesinde son derece etkili oldu. Aynı Almanya, şimdi de Bosna'daki katliamın asil müsebbipleri olan Karaciç ve Mladiç'in Lahey'e teslim edilmesini istiyor. Almanya'nın Batılı ülkelerden Yugoslavya'nın borçlarını kısmen silmelerini istemeleri nafile değil.
Recep BAHAR
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.