Anahtar Suriye
Suriye düğümü çözülmezse zorlukla normalleşme yoluna giren Türkiye-Rusya ilişkileri yeniden kötüleşebilir. Ekonomi başta olmak üzere neredeyse tüm konularda mutabakat sağlayabilen Türkiye ile Rusya, söz konusu Suriye meselesi olunca ayrı telden çalıyor. Türkiye'nin Fırat Kalkanı operasyonu konusunda kaygılarını her geçen gün daha sert dile getiren Rusya'nın tavrı gergin günlere doğru gidildiğini ortaya koyuyor.
08.09.2016 00:00:00
HABER MERKEZİ
Türkiye ile Rusya aylar süren gerginlikten sonra zor da olsa normalleşme yoluna giren ilişkilerini daha da geliştirmek için adımlar atarken, iki ülke arasındaki en kritik mesele olan Suriye krizi konusunda hala bir arpa boyu yol alınabilmiş değil. İki ülkenin Suriye konusundaki farklı politikalarında bir ortak zemin bulunamadığı takdirde Türkiye ile Rusya ilişkilerinin kara günlere dönmesi an meselesi olarak görülüyor. Ankara ve Moskova, mesele Suriye'ye geldiğinde ortak bir dil bulmakta zorlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, St. Petersburg'da başladıkları Suriye müzakerelerine Çin'deki G20 zirvesinde de devam ettiler, iki ülke heyetleri de bu konuyu ayrı bir başlık altında yoğun olarak görüştüler. Ancak farklı stratejik hesaplar ve beklentiler yüzünden, Suriye krizi yeniden Türk-Rus ilişkileri üzerinde gölge yaratmaya devam ediyor.
Rusya'nın tepkisi sertleşiyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin 7 Eylül'de yayınladığı açıklamada Türk ordusunun desteklediği ÖSO'nun Suriye'deki ilerleyişinden duyulan rahatsızlık dile getirildi ve bu ilerleyişin ülkedeki askeri ve siyasi durumu da daha da kötüleştirebileceği vurgulandı. Rus Dışişleri'nden yapılan açıklamada, 'Türk askerleri ve destekledikleri silahlı muhalif güçlerin Suriye'deki operasyonu genişletmesinden derin endişe duyulduğu' belirtildi. Türkiye'nin eylemlerini, Suriye'nin meşru hükümetinin izni ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) onayı olmadan gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, "Bu nedenle bu eylemler Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü şüphe altında bırakıyor. Şam'ın bu konudaki tavrı adil ve uluslararası hukuk açısından haklıdır" denildi. Açıklamada "Türkiye'nin eylemlerinin, Suriye'deki -zaten hiç kolay olamayan- askeri ve politik durumu daha da karmaşıklaştırabileceğine ve bu ülkedeki ateşkesin sağlamlaştırılmasına, insani durumun iyileştirilmesine ve krizin aşılmasına yönelik uluslararası çabalara olumsuz etki edebileceğine inanıyoruz" ifadelerine yer verildi. Ayrıca "Ankara'ya bu görevleri, kısa vadeli askeri-taktik amaçların üstünde tutması ve Suriye'deki durumu daha da istikrarsızlaştırabilecek her türlü adımdan kaçınması çağrısında bulunuyoruz" vurgusu yapıldı.
ABD, Türkiye'yi öne sürüyor
Moskova'dan gelen bu açıklamadan saatler sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Türkiye'nin IŞİD'e karşı verdiği mücadeleyi, "Kendi sınırından IŞİD'i uzaklaştırmak ve sınırlarını korumak Türkiye'nin ulusal güvenlik çıkarıdır" sözleriyle değerlendirdi. Rusya'nın Fırat Kalkanı'na tepkisinden sonra gelen ABD'nin Türkiye'ye destek veren sözleri, Türkiye'yi Rusya'nın önüne sürülmesi olarak yorumlanıyor. Amerikan politikaları yüzünden ortaya çıkan IŞİD terör örgütüyle mücadele kapsamında askerlerini sahaya sürmekten geri duran Amerikan yönetimi söz konusu olan Türk askeri olunca destek veren açıklamalar yapmaktan geri durmuyor.
Suriye hükümeti ön koşul istemiyor
Bu arada Suriye'nin siyasi ve silahlı muhalif gruplarını bünyesinde barındıran Yüksek Müzakere Komitesi (HNC), beş yıldır devam eden savaşı sona erdirmek için bir siyasi geçiş için hazırlanan "Suriye Vizyonu" planını Londra'da açıkladı. Buna göre HNC, genel bir ateşkesle birlikte Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'la altı aylık bir müzakere süreci öneriyor. Daha sonra Esad'ın 18 ay görev yapıp yönetimi ülkeyi seçimlere taşıyacak bir geçiş hükümetine devretmesi öngörülüyor. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad planın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada Esad'ın iktidarı devretmeyeceğini söyledi. Ülkenin seçilmiş liderinin görevi bırakması talebinin 'çılgın' ve 'inanılmaz' olduğunu söyleyen Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikdad, "Biz, bırakın Suriye halkı kendi kaderini kendi belirlesin diyoruz. Hiçbir müdahale olmadan geleceklerini belirlesinler. Suriye'yi kimin yöneteceğine dair ön koşullar getirmeyin" dedi.
Türkiye ile Rusya aylar süren gerginlikten sonra zor da olsa normalleşme yoluna giren ilişkilerini daha da geliştirmek için adımlar atarken, iki ülke arasındaki en kritik mesele olan Suriye krizi konusunda hala bir arpa boyu yol alınabilmiş değil. İki ülkenin Suriye konusundaki farklı politikalarında bir ortak zemin bulunamadığı takdirde Türkiye ile Rusya ilişkilerinin kara günlere dönmesi an meselesi olarak görülüyor. Ankara ve Moskova, mesele Suriye'ye geldiğinde ortak bir dil bulmakta zorlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, St. Petersburg'da başladıkları Suriye müzakerelerine Çin'deki G20 zirvesinde de devam ettiler, iki ülke heyetleri de bu konuyu ayrı bir başlık altında yoğun olarak görüştüler. Ancak farklı stratejik hesaplar ve beklentiler yüzünden, Suriye krizi yeniden Türk-Rus ilişkileri üzerinde gölge yaratmaya devam ediyor.
Rusya'nın tepkisi sertleşiyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin 7 Eylül'de yayınladığı açıklamada Türk ordusunun desteklediği ÖSO'nun Suriye'deki ilerleyişinden duyulan rahatsızlık dile getirildi ve bu ilerleyişin ülkedeki askeri ve siyasi durumu da daha da kötüleştirebileceği vurgulandı. Rus Dışişleri'nden yapılan açıklamada, 'Türk askerleri ve destekledikleri silahlı muhalif güçlerin Suriye'deki operasyonu genişletmesinden derin endişe duyulduğu' belirtildi. Türkiye'nin eylemlerini, Suriye'nin meşru hükümetinin izni ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) onayı olmadan gerçekleştirdiği belirtilen açıklamada, "Bu nedenle bu eylemler Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü şüphe altında bırakıyor. Şam'ın bu konudaki tavrı adil ve uluslararası hukuk açısından haklıdır" denildi. Açıklamada "Türkiye'nin eylemlerinin, Suriye'deki -zaten hiç kolay olamayan- askeri ve politik durumu daha da karmaşıklaştırabileceğine ve bu ülkedeki ateşkesin sağlamlaştırılmasına, insani durumun iyileştirilmesine ve krizin aşılmasına yönelik uluslararası çabalara olumsuz etki edebileceğine inanıyoruz" ifadelerine yer verildi. Ayrıca "Ankara'ya bu görevleri, kısa vadeli askeri-taktik amaçların üstünde tutması ve Suriye'deki durumu daha da istikrarsızlaştırabilecek her türlü adımdan kaçınması çağrısında bulunuyoruz" vurgusu yapıldı.
ABD, Türkiye'yi öne sürüyor
Moskova'dan gelen bu açıklamadan saatler sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında Türkiye'nin IŞİD'e karşı verdiği mücadeleyi, "Kendi sınırından IŞİD'i uzaklaştırmak ve sınırlarını korumak Türkiye'nin ulusal güvenlik çıkarıdır" sözleriyle değerlendirdi. Rusya'nın Fırat Kalkanı'na tepkisinden sonra gelen ABD'nin Türkiye'ye destek veren sözleri, Türkiye'yi Rusya'nın önüne sürülmesi olarak yorumlanıyor. Amerikan politikaları yüzünden ortaya çıkan IŞİD terör örgütüyle mücadele kapsamında askerlerini sahaya sürmekten geri duran Amerikan yönetimi söz konusu olan Türk askeri olunca destek veren açıklamalar yapmaktan geri durmuyor.
Suriye hükümeti ön koşul istemiyor
Bu arada Suriye'nin siyasi ve silahlı muhalif gruplarını bünyesinde barındıran Yüksek Müzakere Komitesi (HNC), beş yıldır devam eden savaşı sona erdirmek için bir siyasi geçiş için hazırlanan "Suriye Vizyonu" planını Londra'da açıkladı. Buna göre HNC, genel bir ateşkesle birlikte Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'la altı aylık bir müzakere süreci öneriyor. Daha sonra Esad'ın 18 ay görev yapıp yönetimi ülkeyi seçimlere taşıyacak bir geçiş hükümetine devretmesi öngörülüyor. Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad planın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada Esad'ın iktidarı devretmeyeceğini söyledi. Ülkenin seçilmiş liderinin görevi bırakması talebinin 'çılgın' ve 'inanılmaz' olduğunu söyleyen Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikdad, "Biz, bırakın Suriye halkı kendi kaderini kendi belirlesin diyoruz. Hiçbir müdahale olmadan geleceklerini belirlesinler. Suriye'yi kimin yöneteceğine dair ön koşullar getirmeyin" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.