Gündemin yoğunluğu sebebiyle hangi konuda yazacağımız hakkında bazen sıkıntı çekmiyoruz desek yalan olur. Hem ülkemizde, hem bölgemizde yaşanan olayların seyrine, hem Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın ve kadrosunun, milletimizin ayıkması için ortaya koyduğu mücadele ile alakalı programların yoğunluğuna ayak uydurmakta çoğu zaman sıkıntı yaşıyoruz.
Neredeyse her hafta bir program düzenlenmesine vesile olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın programlarda yaptığı konuşmalarda verdiği mesajlar tabir yerindeyse her biri kitap çapında, her biri ilim adamları tarafından incelenmesi gereken konulardır. Programlarda yaptığı konuşmalar, yazmaya devam ettiği Ehl-i Beyt külliyatı, aylık İcmal dergisinde kaleme aldığı yazılar, günlük Yeni Mesaj Gazetesinde yazdığı günlük yazılar her biri altın değerinde öğütler ve çözümler içermektedir.
Biz de ancak eşlik edebildiğimiz programlarda kendimizce yakaladığımız ayrıntıları siz değerli okurlarımızla paylaşmaya çalışıyoruz. Gerçekten de Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilim fikir ve gönül adamlığı, yaptığı tespit ve çözüm önerilerinde tam isabeti sağlamaktadır. Onu, diğerlerinden ayıran özellik de bu yönü olsa gerektir.
Bu yazımızda biz de Antalya'da düzenlenen 6. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumunda yaptığı tespitlerden birini sizlerle paylaşmak istedik. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Antalya'da Abdal Musa Sultan'ın manevi huzurunda yaptığı konuşmalarında sözde soykırım iddialarına şu yorumu getirmiştir:
"Türklerin tarihte soykırım yaptığı iddiaları kan dökmek, zulüm ve işkence yapmak şeklinde algılanacak olursa bu asla gerçekleşmemiştir. Türkler haksız yere kimsenin burnunu kanatmamış, tırnağına bile zarar vermemiştir. Ancak haçlı batının soykırımdan kastını biz anlıyoruz. Horasan'dan gelen alp erenler, Hacı Bektaşi veliler, Abdal Musa sultanlar 7000 kilometre yol kat etmişler, yolda her karşılaştıklarına İslam'ı anlatmışlar, sözleriyle hâlleriyle karşıdakileri etkilemişler. Anadolu'da daha önceleri yaşayan Ermeni'yi, Keldani'yi, Yezdani'yi, Rum'u İslam medeniyeti ile tanıştırmışlar. Onların hidayetine vesile olmuşlar. Onlar da bu Türkoğlu Türkler sayesinde İslam olduklarından dolayı biz de Türk'üz demişler. İşte onların Türkler soykırım yaptı dedikleri budur. Asırlarca birlik içinde yaşayan bu milleti ayırmak için ortaya atılan Dinlerarası diyalog fitnesiyle yapılmak istenen, eski dinlerini ve eski soylarını tekrar hatırlatarak onları bu milletin bünyesinden ayırmaya çalışmaktadır. Bizim de Ehl-i Beyt programlarında yaptığımız, bu milleti ayırmak isteyenlere karşı, geçmişte yapıldığı gibi Ehl-i Beyt ortak paydasında bir ve beraber kılmaya çalışmaktır."
Neredeyse her hafta bir program düzenlenmesine vesile olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın programlarda yaptığı konuşmalarda verdiği mesajlar tabir yerindeyse her biri kitap çapında, her biri ilim adamları tarafından incelenmesi gereken konulardır. Programlarda yaptığı konuşmalar, yazmaya devam ettiği Ehl-i Beyt külliyatı, aylık İcmal dergisinde kaleme aldığı yazılar, günlük Yeni Mesaj Gazetesinde yazdığı günlük yazılar her biri altın değerinde öğütler ve çözümler içermektedir.
Biz de ancak eşlik edebildiğimiz programlarda kendimizce yakaladığımız ayrıntıları siz değerli okurlarımızla paylaşmaya çalışıyoruz. Gerçekten de Prof. Dr. Haydar Baş'ın ilim fikir ve gönül adamlığı, yaptığı tespit ve çözüm önerilerinde tam isabeti sağlamaktadır. Onu, diğerlerinden ayıran özellik de bu yönü olsa gerektir.
Bu yazımızda biz de Antalya'da düzenlenen 6. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumunda yaptığı tespitlerden birini sizlerle paylaşmak istedik. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, Antalya'da Abdal Musa Sultan'ın manevi huzurunda yaptığı konuşmalarında sözde soykırım iddialarına şu yorumu getirmiştir:
"Türklerin tarihte soykırım yaptığı iddiaları kan dökmek, zulüm ve işkence yapmak şeklinde algılanacak olursa bu asla gerçekleşmemiştir. Türkler haksız yere kimsenin burnunu kanatmamış, tırnağına bile zarar vermemiştir. Ancak haçlı batının soykırımdan kastını biz anlıyoruz. Horasan'dan gelen alp erenler, Hacı Bektaşi veliler, Abdal Musa sultanlar 7000 kilometre yol kat etmişler, yolda her karşılaştıklarına İslam'ı anlatmışlar, sözleriyle hâlleriyle karşıdakileri etkilemişler. Anadolu'da daha önceleri yaşayan Ermeni'yi, Keldani'yi, Yezdani'yi, Rum'u İslam medeniyeti ile tanıştırmışlar. Onların hidayetine vesile olmuşlar. Onlar da bu Türkoğlu Türkler sayesinde İslam olduklarından dolayı biz de Türk'üz demişler. İşte onların Türkler soykırım yaptı dedikleri budur. Asırlarca birlik içinde yaşayan bu milleti ayırmak için ortaya atılan Dinlerarası diyalog fitnesiyle yapılmak istenen, eski dinlerini ve eski soylarını tekrar hatırlatarak onları bu milletin bünyesinden ayırmaya çalışmaktadır. Bizim de Ehl-i Beyt programlarında yaptığımız, bu milleti ayırmak isteyenlere karşı, geçmişte yapıldığı gibi Ehl-i Beyt ortak paydasında bir ve beraber kılmaya çalışmaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025