Başlığı görünce yazının siyasi içerikli olacağını düşünenler için, ne anlatmak istediğim açısından başlığı bir kez daha atmak istiyorum.... Yüzde sekseni hatta daha fazlası konjonktürel ve beklenti merkezli olan 'Finansal tabanlı ekonomik genleşme' 2002 yılının sonunda başladı ve 2006 yılının ikinci ayına kadar yaklaşık 38 ay kesintisiz devam etti. Şubat ayında 'tepe' noktaları test edildi, mart ayından itibaren 'Merkez Bankası' Başkanı atanamaması ile genleşme yerini durağanlaşamaya ve büzüşmeye bıraktı. Borsa tepe noktasına göre yaklaşık 8000 puan geri çekilerek dibi test etti, dolar kuru 1,35 üstünde dirençlerini denedi. Bu süreç yaşanırken akla şu soru geldi; finansal genleşmeyi sağlayan denklemin bileşenlerinden biri olan varolan siyasi iktidar yeni genleşme mümkün mü? Daha açık ifadesiyle; siyasi riskin piyasaları tedirgin etmeye başladığı bir ortamda AKP ile nereye kadar? Sevgili dostlar, başlıktaki soruyu açtıktan sonra 'Finansal genleşmenin' başladığı, geldiği ve kırıldığı noktaları rahatlıkla görebileceğiniz İMKB-100 grafiğini sizlere aktarıyorum. Grafik sonrası soralım; varolan yapı içinde genleşmenin yeni bir ivme kazanması veya daha net ifadesiyle; denklemin siyasi bileşenlerinin harekete yeniden güç katması mümkün mü? İçinde bulunduğumuz dinamik içinde cevap çok açık; siyasi irade yıpranmaya hatta başlı başına risk unsuru olmaya başladı ve yukarıdaki hareketi sağlayan yapı içinde marjinal fayda sağlaması çok zor. Peki ne olabilir? 'Bu motor ile araba' en azından yokuş aşağı kaymadan idare edebilir mi? Edebilirse nereye kadar? Net tarih söylemek zor ama 'genleşmeyi' değil sadece 'pozisyonu korumayı' kriter alarak şunu söylemek mümkün; varolan yapı içinde siyasi risk artıyor ama yokuş aşağı kaydırma etkisi hâlâ sınırlı. Riskin artışında en önemli ayrıntı Cumhurbaşkanlı seçiminde gizli. Nasıl mı? Eğer mevcut siyasi otorite 'TBMM Başkanı benden, Başbakan benden, devletin başı da benden olacak' derse; bu ülke yüzde 24'lük bir partinin bu şekilde dayatmasını kaldıramaz. Sonuç: Bu tespit sonrası durum daha açık; Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi döneme denk gelecek şekilde önümüzdeki birkaç ay içinde erken genel seçim kararı alınırsa 'siyasi risk dengede' kalabilir. Bu durumda pozisyonlarınızı 'en azından geri kaymama' kriteri ile koruyabilirsiniz. Yok, karar alınmaz ve 'Cumhurbaşkanı bizden' şıkkı zorlanırsa; sizlere tavsiyem yaz dönüşünden itibaren özellikle taşıdığınız açık pozisyonlarda dikkatli olun! Son söz: Varolan siyasi yapının 'ekonomik ve finansal' denklemlere sağlayacağı fayda fiilen bitti. Bu noktada hükümete düşen 'siyasi yıpranmışlığını da dikkate alarak' bir an önce ülkeyi seçime götürmek. İnanın bana 'her şey söylenmez' ama en doğrusu bu!Yiğit Bulut/ Radikal
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.