AKP Hükümeti tribünlere oynuyor
26.12.2004 00:00:00
BTP Genel Başkan Yardımcısı Gedik, "7 Aralık 2004 Brüksel görüşmelerinden elleri-kolları bağlı dönen Başbakan'ın tribünlere oynamaya devam ettiğini" söyledi BTP Genel Başkan Yardımcısı Ali Gedik, "Demokrasi adına 'oldu bitti' anlayışıyla millet iradesi hiçe sayanlar yanlış üstüne yanlış yapmaya -şimdilik- devam ediyorlar" dedi.
Ali Gedik, şunları dile getirdi: "17 Aralık 2004 Brüksel görüşmelerinden elleri-kolları bağlı dönen Başbakan, trübünlere oynamaya devam ediyor. Zaten bugüne kadar hep böyle oldu. Yurda döndükten sonra bazı tepkiler karşısında "Kıbrıs şartını, kalıcı kısıtlamalar vb. dayatmaları kabul etmeyiz" diyerek çevir kazı yanmasın misali halkın tepkilerini kırmak istiyor.
Batılı dostlarına, ortaklarına seçim öncesi evet diyen Sayın Erdoğan gördüğü tepkilere kimi yerde halkı azarlayarak, kimi yerde de halkı uyutarak gündemi kurtaracağını sanıyor. Halbuki herkes çok iyi biliyor ki... Kıbrıs'ın ardından Ege, Güneydoğu ve azınlık meselesi sırayı alacak...
Dinlerarası diyalog, üç hak din din gibi konuların yanında toprak satışları, vatandaşın dikkatinden artık kaçmıyor.
Bugüne kadar Diyarbakır'ı su yolu yapanlara her türlü imkan ve fırsatı verenler yine halkın tepkisi karşısında "Diyarbakır'a gidenler Erzurum'a niçin gitmiyorlar" demekle neyi hallettiklerini sanıyorlar?
BTP olarak bu tip politikaların Batıya karşı teslimiyetçi, halkımıza karşı da uyutmacı ve aldatmacı olduğunu çok iyi biliyoruz. Halkımız uyanıyor
Bütün aldatmacıların yanıltmalarına rağmen halkımız da her şeyi çıplak gözle görmektedir.
Halkın arasına girdiğiniz zaman siz söze başladığınızda vatandaş arkasını getiriyor ve başlıyor sıralamaya; bir şey üretemiyoruz, ürettiğimiz para etmiyor, çocuklarımıza okullarda hıristiyanlık dersi veriliyor, topraklarımız satılıyor, Kıbrıs gitti, vatan bölünüyor, bu nasıl bayram ki hem AKP taraftarları seviniyor, hem Avrupalılar?
Her halde bu yüzden halkın arasına giremeyen Başbakan, kaybettiği desteği zenginler kulübü Tüsiad'da aramaya çalışıyor.
Esasen bunda şaşılacak birşey yok. Çünkü Tüsiad ve emsali kuruluşlar yabancı sermayedarlarla işbirliği yapıyorlar. Sayın Erdoğan ve hükümeti de, AB ve ABD ile siyaset yapıyor.
Ancak BTP'nin 2. Olağan Büyük Kongresi, 60 üzerinde kanaldan izleyen halkımızın binlerce katılımcının çoşkusunu, heyecanını, azim ve kararlılığını yakınen gördü ve de aynı heyecanı, aynı çoşkuyu yaşadı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşması ise hem hem halk, hem bürokrasi, hem akedemisyen ve hem de sivil toplum örgütleri, siyasiler ve kanaat önderleri tarafından dikkatle izlendi.
Şimdi bu çareler Prof. Dr. Haydar Baş'ın kongredeki konuşma metnini konuşuyor ve metnin aslını istiyor.
Bu yoğun ve sıcak ilgi teslimiyetçi ve mandacı zihniyetin yerine bağımsız ve egemen bir zihniyetin müjdesini veriyor. Bu müjdenin gerçekleşme adresinin de BTP olduğu her kesim tarafından ayakta alkışlanarak ilan ediliyor."
Ali Gedik, şunları dile getirdi: "17 Aralık 2004 Brüksel görüşmelerinden elleri-kolları bağlı dönen Başbakan, trübünlere oynamaya devam ediyor. Zaten bugüne kadar hep böyle oldu. Yurda döndükten sonra bazı tepkiler karşısında "Kıbrıs şartını, kalıcı kısıtlamalar vb. dayatmaları kabul etmeyiz" diyerek çevir kazı yanmasın misali halkın tepkilerini kırmak istiyor.
Batılı dostlarına, ortaklarına seçim öncesi evet diyen Sayın Erdoğan gördüğü tepkilere kimi yerde halkı azarlayarak, kimi yerde de halkı uyutarak gündemi kurtaracağını sanıyor. Halbuki herkes çok iyi biliyor ki... Kıbrıs'ın ardından Ege, Güneydoğu ve azınlık meselesi sırayı alacak...
Dinlerarası diyalog, üç hak din din gibi konuların yanında toprak satışları, vatandaşın dikkatinden artık kaçmıyor.
Bugüne kadar Diyarbakır'ı su yolu yapanlara her türlü imkan ve fırsatı verenler yine halkın tepkisi karşısında "Diyarbakır'a gidenler Erzurum'a niçin gitmiyorlar" demekle neyi hallettiklerini sanıyorlar?
BTP olarak bu tip politikaların Batıya karşı teslimiyetçi, halkımıza karşı da uyutmacı ve aldatmacı olduğunu çok iyi biliyoruz. Halkımız uyanıyor
Bütün aldatmacıların yanıltmalarına rağmen halkımız da her şeyi çıplak gözle görmektedir.
Halkın arasına girdiğiniz zaman siz söze başladığınızda vatandaş arkasını getiriyor ve başlıyor sıralamaya; bir şey üretemiyoruz, ürettiğimiz para etmiyor, çocuklarımıza okullarda hıristiyanlık dersi veriliyor, topraklarımız satılıyor, Kıbrıs gitti, vatan bölünüyor, bu nasıl bayram ki hem AKP taraftarları seviniyor, hem Avrupalılar?
Her halde bu yüzden halkın arasına giremeyen Başbakan, kaybettiği desteği zenginler kulübü Tüsiad'da aramaya çalışıyor.
Esasen bunda şaşılacak birşey yok. Çünkü Tüsiad ve emsali kuruluşlar yabancı sermayedarlarla işbirliği yapıyorlar. Sayın Erdoğan ve hükümeti de, AB ve ABD ile siyaset yapıyor.
Ancak BTP'nin 2. Olağan Büyük Kongresi, 60 üzerinde kanaldan izleyen halkımızın binlerce katılımcının çoşkusunu, heyecanını, azim ve kararlılığını yakınen gördü ve de aynı heyecanı, aynı çoşkuyu yaşadı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın konuşması ise hem hem halk, hem bürokrasi, hem akedemisyen ve hem de sivil toplum örgütleri, siyasiler ve kanaat önderleri tarafından dikkatle izlendi.
Şimdi bu çareler Prof. Dr. Haydar Baş'ın kongredeki konuşma metnini konuşuyor ve metnin aslını istiyor.
Bu yoğun ve sıcak ilgi teslimiyetçi ve mandacı zihniyetin yerine bağımsız ve egemen bir zihniyetin müjdesini veriyor. Bu müjdenin gerçekleşme adresinin de BTP olduğu her kesim tarafından ayakta alkışlanarak ilan ediliyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
