‘Akıl denizinde O'na erişilemez’
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yüce himmetler Allah'ı derk edemez, akıl-zekâ denizine dalanlar O'na erişemez. O'nun sıfatlarının belli bir sınırı yoktur. O'nu tanımayan O'na işaret eder. O'na işaret eden O'nu sınırlamış, mahdut kılmış olur. O'nu mahdut kılan O'nu saymış olur"
26.10.2020 23:50:00
![‘Akıl denizinde O'na erişilemez’](resimler/haberler/34/akil-denizinde-ona-erisilemez-H1359583-11.jpg)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![‘Akıl denizinde O'na erişilemez’](resimler/haberler/34/akil-denizinde-ona-erisilemez-H1359583-12.jpg)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
H. OKAN EGESEL
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, sıfatlarının hakikatine erişilmesinden daha büyük, daha yüce ve daha üstündür. O halde O'nu kendisini nitelendirdiği gibi nitelendirin ve bunun dışındaki şeylerden sakının."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kendisi gibi bir yaratığı nitelendirmekten aciz olan kimse kendi ilahını nasıl nitelendirebilir?"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eşi olmakla nitelendirilemez. Tecrübe ve alıştırmayla yaratmaz, duygularla idrak edilmez. Ey Rabbini anlatma zahmetini üstlenen kimse! Eğer doğru isen; Cebrail'i, Mikail'i ve O'na yakın kılınmış mukaddes mekânlarda güzel yaratıcılarının vasfıyla, O'nun heybetinden kendinden geçmiş olarak hayretler içinde duran melekler ordusunu anlat. Ancak şekilleri ve uzuvları olanlar, zamanlarını bittiğinde yokluğa erişenler sıfatlarla derk edilebilirler."
İmam Hâdi (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yaratıcı kendisinin nitelendirdiği şeklin dışında nitelendirilemez. Duyu organlarının derk edemediği, vehimlerin kendisine ulaşamadığı, düşüncelerin tanımlamaktan aciz kaldığı ve gözlerin kendisini ihata etmediği bir yaratıcı nasıl nitelendirilebilsin ki? Allah, nitelendirenlerin nitelendirdiklerinden yücedir ve kendisini övenlerin övgülerinden ulvidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vehimler O'nun sıfatlarından birini derk edemez ve kalpler O'nun niteliklerinden birini anlayamaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kim vasıflandırırsa sınırlar, sınırlayan saymış olur, sayan ise O'nun ezeli olduğunu inkâr etmiş olur. 'Nasıl?' diyen O'nu vasıflandırmaya kalkmış; 'nerede' diyen mekânda sanmıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yüce himmetler O'nu derk edemez, akıl-zekâ denizine dalanlar O'na erişemez. O'nun sıfatlarının belli bir sınırı yoktur. O'nu tanımayan O'na işaret eder. O'na işaret eden O'nu sınırlamış, mahdut kılmış olur. O'nu mahdut kılan O'nu saymış olur. 'Neyin içindedir?' diyen O'nu bir şeyde sanır. (O'na mekân isnat eder). 'Neyin üstündedir?' diyen yerleri O'ndan boş bilmiş olur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akılları sıfatlarının sınırlarından/nihayetinden haberdar kılmamış (ve buna rağmen) akılları farz miktarınca marifetinden alıkoymamıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akıllar O'nun için bir sınır koyamaz ki bir şeye benzetilmiş olsun ve vehimler kendisine bir ölçü tayin edemez ki kendisi için bir benzer düşünülsün."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hamd, vehimleri varlığı dışında hakikatini derkten aciz bırakan ve akılları eşi ve benzeri olmadığından dolayı hayal etmekten alıkoyan Allah'a mahsustur. "
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yüce himmetlerin kendisine erişemediği ve zeki insanların tahminle ulaşamadığı Allah temiz ve yücedir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zihinler O'nu duyu organları olmaksızın kavrar, yaratıkları huzurda görmeden O'na tanıklık eder. Vehimler onu kuşatmaz. O, vehimlere/düşüncelere azametiyle tecelli etmiştir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah, sıfatlarının hakikatine erişilmesinden daha büyük, daha yüce ve daha üstündür. O halde O'nu kendisini nitelendirdiği gibi nitelendirin ve bunun dışındaki şeylerden sakının."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kendisi gibi bir yaratığı nitelendirmekten aciz olan kimse kendi ilahını nasıl nitelendirebilir?"
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eşi olmakla nitelendirilemez. Tecrübe ve alıştırmayla yaratmaz, duygularla idrak edilmez. Ey Rabbini anlatma zahmetini üstlenen kimse! Eğer doğru isen; Cebrail'i, Mikail'i ve O'na yakın kılınmış mukaddes mekânlarda güzel yaratıcılarının vasfıyla, O'nun heybetinden kendinden geçmiş olarak hayretler içinde duran melekler ordusunu anlat. Ancak şekilleri ve uzuvları olanlar, zamanlarını bittiğinde yokluğa erişenler sıfatlarla derk edilebilirler."
İmam Hâdi (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yaratıcı kendisinin nitelendirdiği şeklin dışında nitelendirilemez. Duyu organlarının derk edemediği, vehimlerin kendisine ulaşamadığı, düşüncelerin tanımlamaktan aciz kaldığı ve gözlerin kendisini ihata etmediği bir yaratıcı nasıl nitelendirilebilsin ki? Allah, nitelendirenlerin nitelendirdiklerinden yücedir ve kendisini övenlerin övgülerinden ulvidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Vehimler O'nun sıfatlarından birini derk edemez ve kalpler O'nun niteliklerinden birini anlayamaz."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kim vasıflandırırsa sınırlar, sınırlayan saymış olur, sayan ise O'nun ezeli olduğunu inkâr etmiş olur. 'Nasıl?' diyen O'nu vasıflandırmaya kalkmış; 'nerede' diyen mekânda sanmıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yüce himmetler O'nu derk edemez, akıl-zekâ denizine dalanlar O'na erişemez. O'nun sıfatlarının belli bir sınırı yoktur. O'nu tanımayan O'na işaret eder. O'na işaret eden O'nu sınırlamış, mahdut kılmış olur. O'nu mahdut kılan O'nu saymış olur. 'Neyin içindedir?' diyen O'nu bir şeyde sanır. (O'na mekân isnat eder). 'Neyin üstündedir?' diyen yerleri O'ndan boş bilmiş olur."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akılları sıfatlarının sınırlarından/nihayetinden haberdar kılmamış (ve buna rağmen) akılları farz miktarınca marifetinden alıkoymamıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akıllar O'nun için bir sınır koyamaz ki bir şeye benzetilmiş olsun ve vehimler kendisine bir ölçü tayin edemez ki kendisi için bir benzer düşünülsün."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hamd, vehimleri varlığı dışında hakikatini derkten aciz bırakan ve akılları eşi ve benzeri olmadığından dolayı hayal etmekten alıkoyan Allah'a mahsustur. "
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yüce himmetlerin kendisine erişemediği ve zeki insanların tahminle ulaşamadığı Allah temiz ve yücedir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zihinler O'nu duyu organları olmaksızın kavrar, yaratıkları huzurda görmeden O'na tanıklık eder. Vehimler onu kuşatmaz. O, vehimlere/düşüncelere azametiyle tecelli etmiştir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.