Devlet Bakanı Beşir Atalay, Devlet Konukevi'nde düzenlediği yemekli basın toplantısında, DİE tarafından gerçekleştirilen "Yaşam Memnuniyeti Araştırması, Türkiye'nin Yoksulluk Profili ile yeni enflasyon sepeti'' konularında açıklamalarda bulundu. Bakan Atalay'ın verdiği bilgiye göre, 2002 yılı verilerini içeren Yoksulluk Çalışmasında, 2002 yılı Hanehalkı Bütçe Anketi verileri kullanıldı. Bu konuda çalışmalar periyodik olarak sürerken, 2003 yılı Hanehalkı Bütçe Anketi üzerindeki yoksulluk çalışmaları da devam ediyor. Çalışmaya göre, Türkiye genelinin yüzde 1.35'i bir başka deyişle 926 bin kişi, açlık sınırının altında yaşıyor. Bu oran kentlerde yüzde 0.92'ye kadar inerken, kırda yüzde 2.01'i buluyor. Çalışmaya göre, gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırının altında yaşayanlar ise yüzde 26.96 olarak hesaplanırken, bu da 18 milyon 441 bin kişiye tekabül ediyor. Kentlerde gıda ve gıda dışı yoksulluk yüzde 21.95, kırda ise yüzde 34.48 olarak ölçülüyor. Kişi başına günlük 1 doların altında kalanların oranı ise yüzde 0.2 olarak belirlenirken, bu seviyede bulunanların sayısı da 136 bin kişi olarak hesaplanıyor. Resmi rakamlara göre ortaya çıkan yoksul insan sayısının gerçekte çok daha fazla olduğuna değinen uzmanlar,. yoksulluğun gün geçtikte daha da tırmandığına dikkat çekti.
Kimler sınırın altında?
Açlık sınırı hesaplanırken, bir insanın, günlük 2 bin 100 kaloriye ihtiyacı olduğu dikkate alınıyor ve bunun sağlanması için gerekli olan tutar üzerinden hesap yapılıyor. Gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırı ise gıda ve gıda dışı giyim gibi harcamaların maliyetine göre belirleniyor. 2002 yılı için 4 kişilik bir hane halkı büyüklüğü esas alındığında, açlık sınırı aylık 133 milyon lira, aylık gıda ve gıda dışı yoksulluk ise 310 milyon lira olarak hesaplandı. 2003 yılı Aralık ayında ise bu rakamlar açlık sınırı için aylık 167 milyon lira, gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırı için 387 milyon lira olarak belirlendi.
Hane halkı büyüdükçe yoksulluk artıyor
Yoksulluğu etkileyen faktörler ise "hanehalkı büyüklüğü, eğitim durumu, işteki durum ve işsizlik ile iktisadi faaliyetler'' olarak sıralanıyor. Buna göre, hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk da artıyor. Nitekim, Türkiye genelinde hanehalkı büyüklüğü 3-4 kişi olan hanehalkları içinde yoksul hanehalklarının oranı yüzde 16.37 olarak belirlenirken, bu oran 7 ve daha fazla olan hanehalkları içinde yüzde 45.95'i buluyor. Kentlerde sıralama aynı kalmakla beraber, yoksulluk oranının biraz daha düşük olduğu görülüyor. 7 ve daha fazla kişinin yaşadığı hanelerdeki yoksulluk oranı yüzde 43.36 iken, 1-2 kişinin yaşadığı hanelerde yoksulluk oranı yüzde 7.16'ya kadar düşüyor.
Yevmiyeli çalışanların yoksulluk riski yüksek
Çalışan fertlerin, işteki durumları itibariyle yoksulluk oranlarına bakıldığında da, en yüksek risk taşıyan grubun yevmiyeli (geçici, mevsimlik) olarak çalışanlar olduğu gözleniyor. Türkiye geneli için bu grup yüzde 45.01'lik yoksulluk oranına sahipken, en düşük yoksulluk oranına sahip işverenlerde bu oran yüzde 8.99 olarak gerçekleşti. Yoksul fertler iktisadi faaliyet kollarına göre incelendiğinde, Türkiye genelinde tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektörü, çalışanların yüzde 36.19'luk oranla yoksulluk riskinin en fazla olduğu sektör olarak ilk sırayı alıyor. Türkiye genelinde en düşük yoksulluk riski taşıyan sektör ise yüzde 2.1 ile madencilik ve taşocakçılığı sektörü olarak belirlendi.
Kimler sınırın altında?
Açlık sınırı hesaplanırken, bir insanın, günlük 2 bin 100 kaloriye ihtiyacı olduğu dikkate alınıyor ve bunun sağlanması için gerekli olan tutar üzerinden hesap yapılıyor. Gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırı ise gıda ve gıda dışı giyim gibi harcamaların maliyetine göre belirleniyor. 2002 yılı için 4 kişilik bir hane halkı büyüklüğü esas alındığında, açlık sınırı aylık 133 milyon lira, aylık gıda ve gıda dışı yoksulluk ise 310 milyon lira olarak hesaplandı. 2003 yılı Aralık ayında ise bu rakamlar açlık sınırı için aylık 167 milyon lira, gıda ve gıda dışı yoksulluk sınırı için 387 milyon lira olarak belirlendi.
Hane halkı büyüdükçe yoksulluk artıyor
Yoksulluğu etkileyen faktörler ise "hanehalkı büyüklüğü, eğitim durumu, işteki durum ve işsizlik ile iktisadi faaliyetler'' olarak sıralanıyor. Buna göre, hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk da artıyor. Nitekim, Türkiye genelinde hanehalkı büyüklüğü 3-4 kişi olan hanehalkları içinde yoksul hanehalklarının oranı yüzde 16.37 olarak belirlenirken, bu oran 7 ve daha fazla olan hanehalkları içinde yüzde 45.95'i buluyor. Kentlerde sıralama aynı kalmakla beraber, yoksulluk oranının biraz daha düşük olduğu görülüyor. 7 ve daha fazla kişinin yaşadığı hanelerdeki yoksulluk oranı yüzde 43.36 iken, 1-2 kişinin yaşadığı hanelerde yoksulluk oranı yüzde 7.16'ya kadar düşüyor.
Yevmiyeli çalışanların yoksulluk riski yüksek
Çalışan fertlerin, işteki durumları itibariyle yoksulluk oranlarına bakıldığında da, en yüksek risk taşıyan grubun yevmiyeli (geçici, mevsimlik) olarak çalışanlar olduğu gözleniyor. Türkiye geneli için bu grup yüzde 45.01'lik yoksulluk oranına sahipken, en düşük yoksulluk oranına sahip işverenlerde bu oran yüzde 8.99 olarak gerçekleşti. Yoksul fertler iktisadi faaliyet kollarına göre incelendiğinde, Türkiye genelinde tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektörü, çalışanların yüzde 36.19'luk oranla yoksulluk riskinin en fazla olduğu sektör olarak ilk sırayı alıyor. Türkiye genelinde en düşük yoksulluk riski taşıyan sektör ise yüzde 2.1 ile madencilik ve taşocakçılığı sektörü olarak belirlendi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.