Türkiye'nin, kendisini yutacak AB'de yeri olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yapılması gerekenin coğrafyamızda gözü olmayan ülkelerle Türk milletinin merkezde olduğu birliktelikler kurmak olduğunu belirtti
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 17 Aralık tarihinin yaklaşması ile birlikte Türkiye'nin sokulduğu AB sürecinin bu gidişatı sonunda görünen gerçeğin ülkemizin bir lokma gibi yutulmasından başka bir şey olmadığını söyledi. Prof. Dr. Baş, müzakere takvimi sürecinde Türkiye gündeme geldiğinde Fransa Devlet Başkanı Chirac'ın "Biz Bizans'ın çocuklarıyız" sözlerinin bunun en açık göstergelerinden biri olup, bu sözün çok iyi irdelenmesi gerektiğini belirtti. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 17 Aralık tarihinin yaklaşması ile birlikte Türkiye'nin sokulduğu AB sürecinin bu gidişatı sonunda görünen gerçeğin ülkemizin bir lokma gibi yutulmasından başka bir şey olmadığını söyledi.
"Bizans'ın çocuklarıyız" diyen Chirac'ın niyeti
Müzakere takvimi sürecinde Türkiye gündeme geldiğinde Fransa Devlet Başkanı Chirac'ın "Biz Bizans'ın çocuklarıyız" sözlerinin bunun en açık göstergelerinden biri olup, bu sözün çok iyi irdelenmesi gerektiğini belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Milletler idealleri, gayeleri ile beraber vardır. Chirac bu sözü ile bu coğrafyanın insanlarının tamamen kendilerine ait olduğunu ifadeye çalışıyor. Bunu ise Türkleri, Müslümanlıktan tecrid ederek Türklüğünü inkar ettirebilirlerse yapabilme durumunda olacaklar. Chirac kendi kültürünün, medeniyetinin, siyasetinin savaşını yapıyor. Chirac, milletimizi Rumlaştırmaya, Keldanileştirmeye, Süryanileştirmeye, kısaca kendisinden bir parça yapmaya çalışıyor."
Türk'ü İslam'dan
ayırmak istiyorlar
Bir Müslüman Türk'e, Müslüman kaldığı müddetçe, "Ben Süryaniyim, ben Keldaniyim, ben Arabım, ben Rumum veya ben Ermeniyim" sözünü söyletmenin; Müslüman Türk'ün Müslüman Türk olarak kaldıkça da bu coğrafyanın işgalinin mümkün olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, " Onun için Türk milletini kendi kimliğinden uzaklaştırmak için Müslümanlığından etmek istiyorlar. Türk'ü İslam'dan tecrit edip farklı bir kimlikle tanıtmaya çalışıyorlar. Çünkü, İslam'dan tecrid edilince, Müslümanlıktan nasibini kesince iş değişiyor. 'Sen Türk değilsin, Rumsun, Ermenisin' vs. söyletmek kolaylaşıyor. Dinlererarası Diyalog faaliyetleri de işte bunun için devreye sokulmuş bulunuyor" dedi.
Türkiye, global güçlerin tekeline terk edilemez
Mevcut dış politikanın neresinden tutulsa elde kaldığını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin bir an önce bu yanlış politikalardan dönmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: "Türkiye bu şartlarda Avrupa'nın veya herhangi bir global gücün tekeline terk edildiği zaman o güçler tarafından yutulur. AB dediğimiz ülkelerin tamamının hesapları Türk coğrafyası üzerinedir. Artı, Türkiye'de, Türk coğrafyasında bulunan yer altı kaynakları üzerinedir. Büyük bir ihtimalle bu yer altı kaynaklarının bulunduğu bölgelerin tamamı hemen hemen bunlara pazarlandı. Bunun da insanımıza duyurulması lazım. Bizim işbirliği yapacağımız coğrafya Ortadoğu, Türk coğrafyası, Balkanlar, Kafkaslar ve Uzakdoğu'dur. Bu ülkelerden Türk topraklarında hesabı olmayan, Türk milletinin medeniyetini hakir görmeyen, bilakis o medeniyetle buluşmak isteyen millet ve devletler olacaktır. Bizim olduğumuz coğrafyada Türk milleti her şeyde, politikada işin merkezinde olmalıdır. Tabiî büyük olabilmek için de daima veren el olmak gerekiyor. Türk milleti cömerttir, âlicenaptır, merhametlidir, şefkatlidir. Birlikte olabileceğimiz ülkeler esasen Türk milletinin bu asil insanlık mirasını hasretle bekliyor. Kanaatimize göre Türkiye, kendi şartlarında, kendi parasını devreye koyarak, döviz cinsinden paraları devreden çıkartarak bu bölgelerin insanlarına ekonomik yardımlarda bulunarak yepyeni bir dünya oluşturabilir. Bunun formülleri bizde vardır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti, bizim hayalimizde olan Osmanlının tabiri ile cihan bizim ifademizle kâinat devleti inşaallah hayata geçmiş olur. Geçmesi de lazım. Çünkü bugün dünya bu milleti, bu medeniyeti, böyle bir devleti bekliyor."
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 17 Aralık tarihinin yaklaşması ile birlikte Türkiye'nin sokulduğu AB sürecinin bu gidişatı sonunda görünen gerçeğin ülkemizin bir lokma gibi yutulmasından başka bir şey olmadığını söyledi. Prof. Dr. Baş, müzakere takvimi sürecinde Türkiye gündeme geldiğinde Fransa Devlet Başkanı Chirac'ın "Biz Bizans'ın çocuklarıyız" sözlerinin bunun en açık göstergelerinden biri olup, bu sözün çok iyi irdelenmesi gerektiğini belirtti. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 17 Aralık tarihinin yaklaşması ile birlikte Türkiye'nin sokulduğu AB sürecinin bu gidişatı sonunda görünen gerçeğin ülkemizin bir lokma gibi yutulmasından başka bir şey olmadığını söyledi.
"Bizans'ın çocuklarıyız" diyen Chirac'ın niyeti
Müzakere takvimi sürecinde Türkiye gündeme geldiğinde Fransa Devlet Başkanı Chirac'ın "Biz Bizans'ın çocuklarıyız" sözlerinin bunun en açık göstergelerinden biri olup, bu sözün çok iyi irdelenmesi gerektiğini belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şöyle konuştu: "Milletler idealleri, gayeleri ile beraber vardır. Chirac bu sözü ile bu coğrafyanın insanlarının tamamen kendilerine ait olduğunu ifadeye çalışıyor. Bunu ise Türkleri, Müslümanlıktan tecrid ederek Türklüğünü inkar ettirebilirlerse yapabilme durumunda olacaklar. Chirac kendi kültürünün, medeniyetinin, siyasetinin savaşını yapıyor. Chirac, milletimizi Rumlaştırmaya, Keldanileştirmeye, Süryanileştirmeye, kısaca kendisinden bir parça yapmaya çalışıyor."
Türk'ü İslam'dan
ayırmak istiyorlar
Bir Müslüman Türk'e, Müslüman kaldığı müddetçe, "Ben Süryaniyim, ben Keldaniyim, ben Arabım, ben Rumum veya ben Ermeniyim" sözünü söyletmenin; Müslüman Türk'ün Müslüman Türk olarak kaldıkça da bu coğrafyanın işgalinin mümkün olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, " Onun için Türk milletini kendi kimliğinden uzaklaştırmak için Müslümanlığından etmek istiyorlar. Türk'ü İslam'dan tecrit edip farklı bir kimlikle tanıtmaya çalışıyorlar. Çünkü, İslam'dan tecrid edilince, Müslümanlıktan nasibini kesince iş değişiyor. 'Sen Türk değilsin, Rumsun, Ermenisin' vs. söyletmek kolaylaşıyor. Dinlererarası Diyalog faaliyetleri de işte bunun için devreye sokulmuş bulunuyor" dedi.
Türkiye, global güçlerin tekeline terk edilemez
Mevcut dış politikanın neresinden tutulsa elde kaldığını belirten BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin bir an önce bu yanlış politikalardan dönmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: "Türkiye bu şartlarda Avrupa'nın veya herhangi bir global gücün tekeline terk edildiği zaman o güçler tarafından yutulur. AB dediğimiz ülkelerin tamamının hesapları Türk coğrafyası üzerinedir. Artı, Türkiye'de, Türk coğrafyasında bulunan yer altı kaynakları üzerinedir. Büyük bir ihtimalle bu yer altı kaynaklarının bulunduğu bölgelerin tamamı hemen hemen bunlara pazarlandı. Bunun da insanımıza duyurulması lazım. Bizim işbirliği yapacağımız coğrafya Ortadoğu, Türk coğrafyası, Balkanlar, Kafkaslar ve Uzakdoğu'dur. Bu ülkelerden Türk topraklarında hesabı olmayan, Türk milletinin medeniyetini hakir görmeyen, bilakis o medeniyetle buluşmak isteyen millet ve devletler olacaktır. Bizim olduğumuz coğrafyada Türk milleti her şeyde, politikada işin merkezinde olmalıdır. Tabiî büyük olabilmek için de daima veren el olmak gerekiyor. Türk milleti cömerttir, âlicenaptır, merhametlidir, şefkatlidir. Birlikte olabileceğimiz ülkeler esasen Türk milletinin bu asil insanlık mirasını hasretle bekliyor. Kanaatimize göre Türkiye, kendi şartlarında, kendi parasını devreye koyarak, döviz cinsinden paraları devreden çıkartarak bu bölgelerin insanlarına ekonomik yardımlarda bulunarak yepyeni bir dünya oluşturabilir. Bunun formülleri bizde vardır. Böylece Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti, bizim hayalimizde olan Osmanlının tabiri ile cihan bizim ifademizle kâinat devleti inşaallah hayata geçmiş olur. Geçmesi de lazım. Çünkü bugün dünya bu milleti, bu medeniyeti, böyle bir devleti bekliyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.