logo
15 MAYIS 2024

Abbasiler dönemi günümüze ne kadar da benziyor

Me'mun evlenmeye karar verince, Femu's-Sulh'a doğru yola çıktı. Beraberindeki askerlere bir milyon dinar dağıttı. Bu yolculuğunda otuz bin çocuk köle, çocuk ve yetişkin hizmetçi ve yedi bin câriye eşlik ediyordu. Dört yüz bin tatlı ve üç yüz bir piyadeden oluşan ordu görkemli bir manzara oluşturuyordu
01.05.2024 08:17:00 / Güncelleme: 01.05.2024 08:53:54
Haber Merkezi
Abbasiler dönemi günümüze ne kadar da benziyor
Abbasiler dönemi günümüze ne kadar da benziyor
Bu savurganlığın, en somut örneği Me'mun'un, Boran Hanımefendi ile evlenirken yaptığı harcamalardır. Boran'a bir milyon dinar mehir vermişti. Boran'ın babası, Hasan b. Sehl, kızıyla "Femu's-Sulh/sulh ağzı" denilen yerdeki köyünde zifafa girmesini şart koşmuştu. Me'mun da bunu kabul etti.

Me'mun evlenmeye karar verince, Femu's-Sulh'a doğru yola çıktı. Beraberindeki askerlere bir milyon dinar dağıttı. Bu yolculuğunda otuz bin çocuk köle, çocuk ve yetişkin hizmetçi ve yedi bin câriye eşlik ediyordu. Dört yüz bin tatlı ve üç yüz bir piyadeden oluşan ordu görkemli bir manzara oluşturuyordu. 

Me'mun, bu düğünde sadece ordu komutanına elli milyon dirhem verdi.
  
BAĞIŞLAR VE HEDİYELER

Bir gün İbrahim Mehdî el-Abbâsî, Halife Muhammed el-Emin'e bir şarkı söyledi. Halife ona üç yüz milyon dirhem verdi. İbrahim bu bağışı fazla buldu ve şöyle dedi: "Ey efendim! Yirmi milyon dirhem verseydin yeterdi."

Halife ona şu karşılığı verdi: "Ne verdim ki? Küçük bir vilayetin vergisini!" 

El-Mehdî de halife olunca, beytülmalin hazinelerinden birindeki bütün parayı kölelerine ve hizmetçilerine dağıttı.  

CÂRİYE EDİNMEK

Abbâsî sultanları, abartılı bir şekilde câriye satın alıyorlardı. Dünyanın her tarafından güzel câriyeler Bağdat'a getirilirdi. Bunlar arasında Habeşli, Bizanslı, Gürcü, Çerkez ve Medine, Taif, Yemame ve Mısır'dan getirilen Arap câriyeler vardı.

Bunlar arasında, göz kamaştırıcı giysiler içinde şarkı söyleyenler de bulunuyordu. İnci ve mücevher dizilmiş, üzerinde altın yazılar bulunan kemerler takarlardı. 

Hârun Reşid'in yaklaşık iki bin câriyesi vardı. Mütevekkil'in ise dört bin cariyesi bulunuyordu. 

Hârun Reşid boş olduğu bir günde, Bermekîler'i ziyaret etmişti. Oradan ayrılırken Bermekîler'in câriyeleri tıpkı askerler gibi ikişerli saf tutarak şarkılar söylemiş, ud ve def çalarak sarayın burçları görününceye kadar halifeye eşlik etmişlerdi.

BİNA YAPMA MERAKI

Abbâsî sultanları görkemli ve süslü saraylar yaptırmaya düşkündüler. Dünyanın hiçbir yerinde benzeri olmayan göz kamaştırıcı saraylar yaptırıyorlardı.

Yüce Allah'ın muttakîlere vaad ettiği "Cen- netu'l-Huld"e (Sonsuzluk Cenneti) öykünerek, "Kasru'l-Huld/ Sonsuzluk Sarayı" adında Bağdat'ta bir saray yaptırmışlardı. Bu sarayların en büyüğü, Emin'in yaptırdığı Eyvan'dı.

Tarihçiler bu Eyvan'ı şöyle tarif ediyorlar: "Önce yumurta gibi beyaz bir renkle boyadı. Sonra araya lacivert rengi çizgiler koyarak som altın döktü üzerine. Eyvan'ın büyük kapıları ve kalın kapakları vardı.

Uçları nefis mücevherlerle süslü altın çivilerin parıldayışı göz alıyordu. Kanla boyanmış gibi duran sergiler serilmişti ve hepsi de altın süslemeliydi. Üzerlerine amber ve kâfur serpilmişti." 

Ca'fer el-Bermekî evini yaptırırken, yaklaşık yirmi milyon dirhem harcamıştı.  

EV EŞYASI

Abbâsî sarayları dünyanın en pahalı, en göz alıcı eşyalarıyla donatılmıştı.

Tarihçiler anlatıyor: "Harun Reşid'in eşi Zübeyde Hanımefendi, saf ipekten bir halı yaptırmıştı. Halının üzerinde her türden bütün hayvanların, bütün kuşların şekilleri altınla işlenmişti. Gözleri yakut ve mücevherlerden yapılmıştı. Söylendiğine göre bu halıyı yaptırmak için bir milyon dinar masraf etmişti." 

Yine mücevher işlemeli altın bir sandal satın almıştı ki, üzeri ipek, samur ve türlü atlas kumaşlarla örtülüydü. Bir amber şamdanlık ve mücevher işlemeli bir ayakkabı almıştı.  

GİYSİLER

Abbâsîlerin gösteriş ve savurganlıkları, İbn Haldun tarafından şöyle anlatır:

"Abbâsî saraylarında elbise dokunmaya ayrılmış bir bölüm vardı ve buna "Dûru't-Tıraz/Nakış ve Stil Evleri" adı veriliyordu. Bu bölümü idare eden kişi, terzilerin ve sanatçıların işlerine, aletlerinin teminine ve maaşların ödemeye bakıyordu. 

YEMEKLER

Medeniyetin gelişmesiyle birlikte yemek çeşitleri de çoğalıyordu doğal olarak.

Tarihçi Tayfur, Ca'fer b. Muhammed el-Enmatî'den şöyle nakleder: "Bir gün Me'mun'la yemek yedim. Sofraya üç yüz çeşit yemek konulmuştu." 

Böyle çeşitli yemek yemenin sonucu, dişleri de doğal olarak çürüyordu. Bu da tedavi maksadıyla altın diş takmaya zorluyordu onları.  

ABBÂSÎ HALİFELERİNİN ÖLDÜKTEN SONRA GERİDE BIRAKTIKLARI KİŞİSEL SERVETLERİ

Abbâsî sultanları ve vezirleri öldüklerinde, geride sayılmayacak kadar çok mal bırakıyorlardı. Aşağıda bunlardan bazılarının bıraktıkları serveti dikkatinize sunmak istiyoruz:

Cimriliğiyle meşhur tağut Mansur Devânikî öldüğünde, Müslü manlardan çaldığı servetinin miktarı, altı yüz milyon dirhem ve on dört milyon dinardı. 

Bu korkunç serveti hazinelerine doldurmuş, İslam memleketinin her tarafını ise yoksulluk/perişanlık, sefalet içinde bırakmıştı.

Hârun Reşid'in geride bıraktığı serveti, dokuz yüz milyon dirhem kadardı. 

Hârun Reşid'in annesi Hayzeran öldüğünde gelirinin değeri bir milyon altmış bin dirhemdi. 

Me'mun'un vezirlerinden Amr b. Sa'd öldüğü zaman, seksen milyon dinar değerinde mal bırakmıştı. Vezir'in bıraktığı bu büyük miras bir yazıyla Me'mun'a bildirildi. Me'mun, bu yazıya şöyle karşılık verdi:

"Bu servet; bizimle ilişki kuran, uzun yıllar bize hizmet eden biri için azdır. Allah bu serveti çocukları için bereketli kılsın."  

EĞLENCE HAYATI

Ahmed b. Sadaka anlatıyor: "Yortu günü (Hıristiyanların bayramı) Me'mun'un yanına gittim. Huzurunda yirmi Bizanslı câriye vardı. Bellerine Hıristiyanlığın sembolü zünnarı kuşanmış, Bizans ipeğinden elbiselerle süslenmişlerdi. Boyunlarında altın haçlar sallanıyordu. Ellerinde hurma yaprağı ve zeytin (dalı) vardı.

Eğlence esaslı hayatlarının bir göstergesi de, tavla ve satranç oynamalarıydı. Güvercin yetiştirmeye büyük merakları vardı ve güvercinler için yüksek fiyatlar ödüyorlardı." 

Yine zevklerinden bir diğeri de, horoz ve köpek dövüşü yaptırmalarıydı. 

Ayrıca kumar da oynuyorlardı. Öyle ki, kumar oynamak fakir semtlere kadar sirâyet etmişti. 

Tarihçi Hâkim Bağdadî, muhaddis Muhammed b. Dav' ile ilgili olarak şunları diyor:

"Ondan ilim almak câiz değildir. Çünkü çekinmeden şarap içen ve açıktan günah işleyen biridir. Ebû Nuas, onu Kûfe'de Câbir adında bir ayyaşın evinde ziyaret ederdi." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Gazze'de 200 bin kişi öldü
ABD eski başkan adayından şok açıklama
Kâr marjı yüzde 1'e düştü
Hazır giyimde iflas fırtınası yaşanıyor
Slovakya Başbakanı Fico'ya suikast girişimi
'Rusya yanlısı olmakla' eleştiriliyordu
Hüseyin Baş'tan dikkat çeken uyarı
'Savaşla teslim alamadıkları ülkemizi...'
Vizesiz Avrupa hayalinden gelinen nokta bu
Patronlara yeşil pasaport!
'Gizli Tanık' soruşturması derinleşiyor
Polis müdürleri gözaltına alındı
Havalar puslu, Yerlikaya yalnız
Süleyman Soylu geri mi dönüyor?
Ankara'da hareketli saatler
Erdoğan da topa girdi
Otoyol ve köprü zammını böyle savundu
'Enflasyona etkisi 0,05 puan'
Yıldırım'dan Koç'a: Bizi kim şampiyon yapmak istemiyor
"Kaybedersek Mourinho'nun parasının yarısını ödeyeceğim"
Uğur Dündar'dan 'Serdar Sertçelik' iddiasına yanıt
'Çıkarsınlar HTS kayıtlarını, hodri meydan!'
Benzin istasyonlarında fiyat tabelaları değişti
Tek fiyat uygulaması başladı
Erdoğan'dan beklenen mesaj geldi
'Buradayız, dimdik ayaktayız'
Dervişoğlu'ndan anayasa mesajı
'Sonuna kadar mücadele edeceğiz'
Bakan Yumaklı yaş çay alım fiyatını savundu
"Çalışılmış makul bir alım fiyatı"
Gazze'de 200 bin kişi öldü
ABD eski başkan adayından şok açıklama
Kâr marjı yüzde 1'e düştü
Hazır giyimde iflas fırtınası yaşanıyor
Slovakya Başbakanı Fico'ya suikast girişimi
'Rusya yanlısı olmakla' eleştiriliyordu
Hüseyin Baş'tan dikkat çeken uyarı
'Savaşla teslim alamadıkları ülkemizi...'
Vizesiz Avrupa hayalinden gelinen nokta bu
Patronlara yeşil pasaport!
'Gizli Tanık' soruşturması derinleşiyor
Polis müdürleri gözaltına alındı
Havalar puslu, Yerlikaya yalnız
Süleyman Soylu geri mi dönüyor?
Ankara'da hareketli saatler
Erdoğan da topa girdi
Otoyol ve köprü zammını böyle savundu
'Enflasyona etkisi 0,05 puan'
Yıldırım'dan Koç'a: Bizi kim şampiyon yapmak istemiyor
"Kaybedersek Mourinho'nun parasının yarısını ödeyeceğim"
Uğur Dündar'dan 'Serdar Sertçelik' iddiasına yanıt
'Çıkarsınlar HTS kayıtlarını, hodri meydan!'
Benzin istasyonlarında fiyat tabelaları değişti
Tek fiyat uygulaması başladı
Erdoğan'dan beklenen mesaj geldi
'Buradayız, dimdik ayaktayız'
Dervişoğlu'ndan anayasa mesajı
'Sonuna kadar mücadele edeceğiz'
Bakan Yumaklı yaş çay alım fiyatını savundu
"Çalışılmış makul bir alım fiyatı"

Slovakya Başbakanı Fico'ya suikast girişimi

Slovakya Başbakanı Robert Fico, uğradığı silahlı saldırı sonucu hastaneye kaldırıldı
15.05.2024 20:05:00 / Güncelleme: 15.05.2024 21:43:14
İhlas Haber Ajansı
Slovakya Başbakanı Fico'ya suikast girişimi
Slovakya Başbakanı Fico'ya suikast girişimi
Slovakya Başbakanı Robert Fico, uğradığı silahlı saldırı sonucu hastaneye kaldırıldı. Saldırgan, polis tarafından yakalanarak gözaltına alındı.

Slovakya Başbakanı Robert Fico, başkent Bratislava'nın yaklaşık 180 kilometre kuzeydoğusundaki Handlova kasabasında hükümet toplantısının yapıldığı bir kültür merkezinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Slovak medyası saldırganın 4 el ateş ettiğini, Başbakan Fico'nun karnından yaralanarak yere düştüğünü aktardı. Slovakya Parlamentosu Başkan Yardımcısı Lubos Blaha yaptığı açıklamada, olayı doğrulayarak Fico'nun hastaneye kaldırıldığını duyurdu.

Saldırgan olay yerinde polis tarafından yakalanarak gözaltına alınırken, Başbakan Fico'nun sağlık durumu henüz bilinmiyor.

Göreve geldikten sonra Ukrayna'ya askeri yardımı askıya alan ve Rusya ile iletişimi tekrar tesis eden Fico, "Rusya yanlısı bir siyaset izlemekle" eleştiriliyordu.

Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ortalığı karıştırdı

 
Dün gece MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Tunç’u Külliye'ye çağıran Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı dava kapsamında başlatılan soruşturmada üst düzey üç Emniyet görevlisinin açığa alınmasıyla ilgili net mesajlar verdi.
15.05.2024 15:58:00
HASAN PARLAK
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ortalığı karıştırdı
Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ortalığı karıştırdı

Dün gece Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'u Külliye'ye çağıran Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı dava kapsamında başlatılan soruşturmada üst düzey üç Emniyet görevlisinin açığa alınmasıyla ilgili net mesajlar verdi. Erdoğan, "Kanunun dışına çıkan, hatası, kastı olan kim varsa hukuk zemininde hesabını soruyoruz. Ülkeye ve millete karşı vazifesini yapmamanın hiçbir bahanesi olmaz" dedi. AK Parti Meclis Grup toplantısı ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasındaki son gelişmelerle ilgili bir soruya ise cevap vermedi. Erdoğan, buna karşılık yakında Özgür Özel'e iade-i ziyarette bulunmak amacıyla CHP Genel Merkezi'ni ziyaret edeceğini kaydetti.


Peş peşe dikkat çeken açıklamalar

AKP Meclis Grup Toplantısı öncesi Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise "Devam eden soruşturmalar, devam eden kovuşturmalar, devam eden yargılamalar var. Bunlarla ilgili hususlar, tüm boyutlarıyla titizlikle araştırılıyor. Cumhuriyet savcılarımız iddialarla ilgili konularda gerekli soruşturmaları titizlikle yapıyor. O nedenle yargımıza güvenelim" demekle yetindi. Bu bağlamda en sert açıklama İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'dan geldi. Yerlikaya da, suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan'la ilgili soruşturmada açığa alınan 3 polisin ardından dile getirilen komplo ve gizli tanık iddialarına ilişkin olarak açıklama yaptı. Bakan Yerlikaya, "Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli 'oyun kurmaya' çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz" ifadelerini kullandı.


İlk fitili Bahçeli yakmıştı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet müdürünün evlerinde arama yapılmıştı. Yaşanan bu gelişme sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Salı günü partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bu durumun birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo olduğunu belirterek, "17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin" demişti.


Aslında neler oldu?

Ayhan Bora Kaplan ve ekibi 7 Eylül 2023'te Ankara Esenboğa Havalimanı'nda yurt dışına kaçmak üzereyken gözaltına alındı. Kaplan, hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "kasten yaralama" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından yakalama kararı bulunuyordu. Kaplan, 12 Eylül'de çıkarıldığı Ankara Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklandı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan diğer 28 kişiden 13'ü tutuklanırken, 15 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Yargıtay üyesi Yüksel Kocaman, Kaplan ile görüştüğünü doğruladı ama ondan hediye olarak lüks bir villa ile otomobil aldığı yönündeki iddiaları yalanladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da soruşturmayla ilgili olarak MİT'ten özel rapor istedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmayı tamamladı. 28'i tutuklu 61 şüpheli hakkında düzenlenen iddianame mahkemeye gönderildi. İddianame 17 Ocak'ta Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

İddianamede istenen cezalar

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve 5 örgüt yöneticisi hakkında ''suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek'', ''kasten adam öldürme'', ''nitelikli kasten adam öldürme'', 'kasten yaralama'', 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma'', ''nitelikli yağma'', ''eziyet', ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme'', ''suç üstlenme'' ve ''suçluyu kayırma'' suçlarından 1'i ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve 169 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istendi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası istendi. Ankara'da Ayhan Bora Kaplan soruşturması sonrası ortaya atılan bazı iddialar çerçevesinde ön soruşturma başlatıldı. Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Öner ve Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, müfettiş raporu sonrası açığa alındı.

Uğur Dündar'dan 'Serdar Sertçelik' iddiasına yanıt: Çıkarsınlar HTS kayıtlarını

"Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne en son 40 yıl önce gittim. Keza Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü'nden hiç kimseyi tanımam. Hiçbiriyle yüzyüze veya telefonla  görüşmem olmamıştır."
15.05.2024 14:57:00
Haber Merkezi
Uğur Dündar'dan 'Serdar Sertçelik' iddiasına yanıt: Çıkarsınlar HTS kayıtlarını
Uğur Dündar'dan 'Serdar Sertçelik' iddiasına yanıt: Çıkarsınlar HTS kayıtlarını
İktidara yakın medya organları tarafından öne sürülen Ayhan Bora Kaplan'ın eski sağ kolu ve itirafçı olduğu öne sürülen Serdar Sertçelik'in Uğur Dündar ile görüştüğü iddiası gündemde. 

Dündar, söz konusu iddia hakkında sosyal medyadan açıklama yaptı.


Uğur Dündar'ın açıklaması şöyle:

"Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi Müdürlüğü'nde, dün ya da bugün; müdüründen polisine kadar hiç kimseyi tanımadığım gibi, hiçbiriyle telefonla dahi konuşmadım. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne en son 40 yıl önce gittim. Keza Ayhan Bora Kaplan Suç Örgütü'nden hiç kimseyi tanımam. Hiçbiriyle yüzyüze veya telefonla  görüşmem olmamıştır.
Zaten yaşadığım kent İstanbul'dur."

Daha sonra bir açıklama daha yapan Dündar, "Diyelim ki ben doğru konuşmuyorum. Çıkarsınlar HTS kayıtlarını... Hodri Meydan!.." ifadelerini kullandı.

Şehit gazeteci Hasan Tahsin unutulmadı

Hasan Tahsin, Türk basın tarihinin ve milli mücadele döneminin en önemli figürlerinden biridir. İzmir'in işgaline karşı ilk kurşunu sıkan ve bu cesur eylemiyle ulusal direnişin fitilini ateşleyen bir gazeteci olarak tarihe geçmiştir
15.05.2024 13:53:00 / Güncelleme: 15.05.2024 13:55:28
Ahmet Haydar Tarhanlı
Şehit gazeteci Hasan Tahsin unutulmadı
Şehit gazeteci Hasan Tahsin unutulmadı
15 Mayıs 1919 tarihinde, İzmir'in işgaline sessiz kalmayan Hasan Tahsin, işgalci Yunan askerlerine karşı tek başına bir direniş göstermiş ve bu eylemiyle, işgal altındaki bir milletin özgürlük ve bağımsızlık arzusunun sembolü haline gelmiştir. O gün, Konak Meydanı'nda, elindeki silahla düşman askerlerine ateş ederek, milli mücadeledeki ilk kurşunu atmış ve ardından şehit düşmüştür.

Hasan Tahsin'in bu eylemi, sadece bir gazetecinin cesaretinin değil, aynı zamanda bir milletin kaderini değiştirecek olan büyük bir hareketin başlangıcı olmuştur. O, kalemiyle olduğu kadar, cesareti ve fedakarlığıyla da milletinin hafızasında derin izler bırakmıştır.

İzmir'in işgaline karşı verdiği bu ilk tepki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkarak Kurtuluş Savaşı'nı başlatmasına giden yolda önemli bir adım olmuştur. Hasan Tahsin, bu eylemiyle, İzmir'in ve Türkiye'nin kurtuluşunun sembol isimlerinden biri olarak anılmaktadır.

Bugün, Hasan Tahsin'in şehit edilişinin 105. yılında, onun cesareti, gazetecilik ruhu ve vatanseverliği, İzmir'de ve tüm Türkiye'de saygıyla anılmaktadır. Onun adı, İzmir'deki İlk Kurşun Anıtı'nda ve gazetecilerin kalbinde yaşamaya devam etmektedir.

Hasan Tahsin, sadece bir gazeteci değil, aynı zamanda bir kahraman ve ulusal bağımsızlık mücadelesinin ebedi bir sembolüdür. Onun mirası, gelecek nesillere cesaretin, özgürlüğün ve bağımsızlığın ne anlama geldiğini öğretmeye devam edecektir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.