Analiz: Recep Bahar
Avrupa'nın başta birinci veikinci dünya savaşları olmak üzere tarihte onlarca kez savaş meydanlarında karşı karşıya gelmiş iki ülkesi, Almanya ve Fransa, bu kez Avrupa Birliği'nin gelecekte alacağı şekil konusunda karşı saflarda yer aldı.
Fransa'nın Sosyalist Başbakanı Jospin'in Almanya'nın Sosyal Demokrat Başbakanı Schröder'in "Tıpkı Almanya gibi Federal bir Avrupa Birliği" modeline karşı çıkan konuşması, AB hudutları içinde ciddi yankı buldu
Avrupa Birliği (AB) niçin kuruldu? Bu soruya tek cümlelik bir cevap vermek mümkün değilse de, AB'nin kuruluş nedenlerinden birinin Avrupa'da Almanya ile Fransa arasındaki tarihi rekabetin yol açtığı tahribat olduğu kuşku götürmez bir gerçek. Bu rekabet Avrupa Birliği çatısı altında da sürüyor. Federal Almanya'nın bundan 10 yıl önce onmilyarlarca mark harcayarak Doğu Almanya'yı içine almasının sebeplerinden biri de bu rekabetti. Çünkü böylece iki Almanyanın birleşmesinden müteşekkil yeni Almanya, 80 milyonluk nüfusuyla AB içindeki en büyük güç oluyordu. AB'de nüfus oy demekti; oy ise etkinlik ve iktidar...
Şimdi Almanya ile Fransa, bu kez savaş şartlarında olmasa da, Avrupa Birliği'nin önümüzdeki yıllarda alacağı şekil konusunda sıkı bir mücadele içine girdiler.
Fransa Başbakanı Lionel Jospin'in Alman meslektaşı Gerhard Schröder'in Federal Avrupa modeline karşı çıkan konuşması, Avrupa Birliği çatısı altındaki 'model tartışmasına' ivme kattı. Sosyalist Başbakan Jospin önceki günkü ulusa sesleniş konuşmasında, Almanya'daki federal yönetim sistemi benzeri bir modelin Avrupa'ya uygulanamayacağını belirterek, daha çok ulusal devletlerin oluşturduğu bir konfederasyon modelinden yana tavır koymuştu. Jospin, Avrupa politikasının sadece ekonomik çıkarlara göre yönlendirilmesini dile getirmiş, "Ortak Avrupa"nın ulusal devlet anlayışı ortadan kaldırılmadan da oluşturulabileceğini savunmuştu.
Jospin'in konuşması Almanya'da ise temkinli karşılandı. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Jospin'in konuşmasını Almanya'nın önerisine yönelik eleştirilerine rağmen olumlu olarak nitelendirdi. Federal bir Avrupa için yoğun kulis faaliyeti içinde bulunan Almanya'da muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri ise, konuşmayı hayal kırıklığı olarak değerlendirdi.
Küçük savaşlar çıkacak!
Fransa Başbakan Jospin'in görüşleri, Alman basınında olumsuz bir hava içinde yansıtıldı. Mesela Berliner Morgenpost gazetesi, bu konuda şu değerlendirmede bulunuyordu: "Avrupa'nın geleceği konusunda Başbakan Jospin beklentileri karşılamadı. Bir vizyon ortaya koymak yerine sadece bir kaç iyileştirme önerisi ile ufku dar bir envanter çıkarmakla yetindi. Jospin'in Schröder ile aynı telden çalmadığı aşikar. Fransız solcu politikacının, 2002 seçimlerini gözönünde tutarak, Almanya'nın önerilerine karşı yüce Fransız ulusunu savunmaya kendini zorunlu hissetmesi gereksizdi. Sanki ulusal devletlerin ortadan kalkmasından kimse söz etmiş gibi... Jospin, Schröder'i bununla itham etti. Bu noktada bir hayal kırıklığıolduğu aşikar. Avrupa'nın büyükleri arasındaki tartışmadan küçük savaşlar çıkacakmış gibi gözüküyor. "
Münihte yayınlanan Süddeutsche Zeitung aynı konuda şunları yazıyordu:
"Almanya Başbakanı Schröder'in, Avrupa'nın geleceğiyle ilgili coşkulu fikirlerinin, Fransız meslekdaşına sirayet etmesi beklenirdi. Berlin'de yeniden Avrupa Birliği'nin kuruluş yıllarındaki yenilikçi hava esiyor. Paris'te ise Avrupa politikası da dahil, eski milliyetçi devlet anlayışına geri dönüş var. Jospin, Almanların Avrupa vizyonuna cevap vermekte aceleci davranmadı. Ama sözleri kesindi: Avrupa Birliği'nin Federal Almanya ya da Birleşik Amerika benzeri bir devletler topluluğuna dönüştürülmesi fikri, Fransa için kabule şayan değildir."
Avrupa'nın başta birinci veikinci dünya savaşları olmak üzere tarihte onlarca kez savaş meydanlarında karşı karşıya gelmiş iki ülkesi, Almanya ve Fransa, bu kez Avrupa Birliği'nin gelecekte alacağı şekil konusunda karşı saflarda yer aldı.
Fransa'nın Sosyalist Başbakanı Jospin'in Almanya'nın Sosyal Demokrat Başbakanı Schröder'in "Tıpkı Almanya gibi Federal bir Avrupa Birliği" modeline karşı çıkan konuşması, AB hudutları içinde ciddi yankı buldu
Avrupa Birliği (AB) niçin kuruldu? Bu soruya tek cümlelik bir cevap vermek mümkün değilse de, AB'nin kuruluş nedenlerinden birinin Avrupa'da Almanya ile Fransa arasındaki tarihi rekabetin yol açtığı tahribat olduğu kuşku götürmez bir gerçek. Bu rekabet Avrupa Birliği çatısı altında da sürüyor. Federal Almanya'nın bundan 10 yıl önce onmilyarlarca mark harcayarak Doğu Almanya'yı içine almasının sebeplerinden biri de bu rekabetti. Çünkü böylece iki Almanyanın birleşmesinden müteşekkil yeni Almanya, 80 milyonluk nüfusuyla AB içindeki en büyük güç oluyordu. AB'de nüfus oy demekti; oy ise etkinlik ve iktidar...
Şimdi Almanya ile Fransa, bu kez savaş şartlarında olmasa da, Avrupa Birliği'nin önümüzdeki yıllarda alacağı şekil konusunda sıkı bir mücadele içine girdiler.
Fransa Başbakanı Lionel Jospin'in Alman meslektaşı Gerhard Schröder'in Federal Avrupa modeline karşı çıkan konuşması, Avrupa Birliği çatısı altındaki 'model tartışmasına' ivme kattı. Sosyalist Başbakan Jospin önceki günkü ulusa sesleniş konuşmasında, Almanya'daki federal yönetim sistemi benzeri bir modelin Avrupa'ya uygulanamayacağını belirterek, daha çok ulusal devletlerin oluşturduğu bir konfederasyon modelinden yana tavır koymuştu. Jospin, Avrupa politikasının sadece ekonomik çıkarlara göre yönlendirilmesini dile getirmiş, "Ortak Avrupa"nın ulusal devlet anlayışı ortadan kaldırılmadan da oluşturulabileceğini savunmuştu.
Jospin'in konuşması Almanya'da ise temkinli karşılandı. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Jospin'in konuşmasını Almanya'nın önerisine yönelik eleştirilerine rağmen olumlu olarak nitelendirdi. Federal bir Avrupa için yoğun kulis faaliyeti içinde bulunan Almanya'da muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri ise, konuşmayı hayal kırıklığı olarak değerlendirdi.
Küçük savaşlar çıkacak!
Fransa Başbakan Jospin'in görüşleri, Alman basınında olumsuz bir hava içinde yansıtıldı. Mesela Berliner Morgenpost gazetesi, bu konuda şu değerlendirmede bulunuyordu: "Avrupa'nın geleceği konusunda Başbakan Jospin beklentileri karşılamadı. Bir vizyon ortaya koymak yerine sadece bir kaç iyileştirme önerisi ile ufku dar bir envanter çıkarmakla yetindi. Jospin'in Schröder ile aynı telden çalmadığı aşikar. Fransız solcu politikacının, 2002 seçimlerini gözönünde tutarak, Almanya'nın önerilerine karşı yüce Fransız ulusunu savunmaya kendini zorunlu hissetmesi gereksizdi. Sanki ulusal devletlerin ortadan kalkmasından kimse söz etmiş gibi... Jospin, Schröder'i bununla itham etti. Bu noktada bir hayal kırıklığıolduğu aşikar. Avrupa'nın büyükleri arasındaki tartışmadan küçük savaşlar çıkacakmış gibi gözüküyor. "
Münihte yayınlanan Süddeutsche Zeitung aynı konuda şunları yazıyordu:
"Almanya Başbakanı Schröder'in, Avrupa'nın geleceğiyle ilgili coşkulu fikirlerinin, Fransız meslekdaşına sirayet etmesi beklenirdi. Berlin'de yeniden Avrupa Birliği'nin kuruluş yıllarındaki yenilikçi hava esiyor. Paris'te ise Avrupa politikası da dahil, eski milliyetçi devlet anlayışına geri dönüş var. Jospin, Almanların Avrupa vizyonuna cevap vermekte aceleci davranmadı. Ama sözleri kesindi: Avrupa Birliği'nin Federal Almanya ya da Birleşik Amerika benzeri bir devletler topluluğuna dönüştürülmesi fikri, Fransa için kabule şayan değildir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.