Merakla beklenen asgari ücret kaç TL olacak, sorusunun cevabı nihayet bulundu: 4 bin 250 TL.
İktidar çağ açıp, çağ kapatmış edasıyla bu rakamı övüyor. Gayrı resmi ortağı MHP bu rakamı överken kendi, kendini yalanlıyor.
Muhalefet liderleri, 'yetmez ama evet' hizasındalar. Sendikalar, 'biz bu kadar isteyemezdik, hükümete helal olsun' fotoğrafı veriyor.
Yandaş medya uçuyor. Muhalif medya kıyaslamalar yaparak sadece muhalefet ediyor. Vatandaş mı? En son yazacağım!
Sayın Erdoğan, "Bu artışla, çalışanlarımızı fiyat artışları karşısında ezdirmeme kararlılığımızı ortaya koyduğumuza inanıyorum' diyor.
Valla! Bir inancın ispatı amellerdir. 4 bin 250 TL ezdirmeme kararlılığı değil entübe olarak yaşamaya devam kararıdır.
Diğer taraftan 19 yıldır bütün devlet garantili projeleri dolar-Euro üzerinden yapan, Hac-Umre fiyatlarının bile yabancı para birimleri üzerinden hesaplandığı, Merkez Bankası rezervlerinin bile dolar ile açıklandığı bir ortamda Sayın Erdoğan'ın, 'asgari ücretin dolar üzerinden' hesaplayanları istimrarcı ilan etmesi ne kadar masumdur?
Dün, 'para bir devletin itibarıdır' diyen Sayın Erdoğan bugün, 'Bizim paramız bellidir. O da Türk Lirasıdır. Biz, Türk Liramızı yedirmeyeceğiz' diyor.
Eyvallah!
Peki, hükümet paramızın paramparça olduğunu, iç edildiğini görmüyor mu?
1 Azerbaycan Manatı eşittir 9,45 Türk Lirası
1 Bulgar Levası eşittir 9,32 Türk Lirası
1 Yunan Euro'su eşittir 18 Türk Lirası
Coni'nin 1 doları eşittir 16 Türk Lirası
Nerede itibar? Hani yedirtmeyecektiniz?
Bakan Nebati
Ekonominin son atanmış bakanı asgari ücret açıklandıktan sonra eski geleneği bozdu. Eskiden asgari ücret açıklanır ve çok sayın bakanlarımız başlarlardı çay+simit üzerinden gövde gösterisine.
Bakan Nebati çıtayı yükseltti. Kilo üzerinden un, et hesabına girdi. Hatta yabancı ülkelerdeki ev kiraları ile asgari ücreti kıyaslamaya kadar götürdü işi.
Sayın Bakan! Yarın utanacağınız kıyaslara girmeyin. Gerçeklerle yüzleşmeyenler illaki kaybedecektir.
Devlet Bahçeli
50 yıldır siyaset sahnesinde olan Sayın Bahçeli ise 'memnuniyetle ifade ediyorum ki, son 50 yılda en yüksek asgari ücret miktarı belirlenmiştir' dedi. Demek ki, 50 yıldır insanımızın hakkı için ya gayret etmemişsiniz ya da sadece muhalefet etmişsiniz.
'Emeğiyle, alın teriyle, helal mücadelesiyle ekmeğinin peşinde olan kardeşlerimiz sahipsiz değildir, yalnız olmadıkları belgelenmiştir' diyen Bahçeli şöyle devam ediyordu:
'İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek' ücrettir'.
Emeğe, alın terine, helal lokmaya ücretin asgarisinin takdir edenlere eğer halkımız, oyun asgarisini takdir etmezse Sayın Bahçeli haklıdır.
Fuat Oktay'dan TÜİK itirafı
Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay yayınladığı mesajda: 'Cumhurbaşkanımız Sayın R.T Erdoğan tarafından asgari ücretin en alt rakamı 4250 TL olarak açıklandı.
% 50 oranında bir artışla çalışanlarımızı enflasyon karşısında ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Ülkemize, milletimize ve çalışanlarımıza hayırlı olsun' dedi.
TÜİK enflasyonu % 19,99 açıklamıştı. Hükümet % 50 zam ile enflasyona ezdirmedik, diyorsa demek ki, TÜİK yalan beyanda bulunmuş. İktidar da bu yalan beyana sessiz kalmıştır.
Yeni asgari ücreti sendikaların çoğu, İTO, MÜSİAD, TOBB, ATO gibi zenginler kulübü alkışladı.
Ya vatandaş!
Derin hesap içinde. Kendisi ve eşi çalışan, kızı veya oğlu okuma niyetinde olmayan bir aile 4,250+4,250 eşittir 8 bin 500. Kızı veya oğlanı da bir işe koyduk mu, eder en az 11 bin. Evi TOKİ'den, krediyi de devlet bankasından aldık mı, bu iş tamam rüyasında.
Tek kişinin çalıştığı, 4 kişilik bir ailenin reisi ise derin düşünceli. Rakama bakıyor, haline bakıyor, evlatlarına bakıyor.
İstanbul'un arka sokaklarında 20-30 yıllık en ucuz kiralık daire 2 bin TL. Çay, şeker, ekmek, un, peynir, zeytin, fasulye, mercimek gibi temel gıda maddelerinin en ucuzlarında alıyor. Ay sonunda hesap kesim tutarı en az 2 bin TL'yi buluyor.
Su, elektrik, doğalgaz, internet ve telefon faturalarını da en ucuz tarifeden 1,000 TL ediyor. Ne etti? 5 bin.
Kendisi işe, çocukları okula gidiyor. Kırtasiye masrafı, sağlık ve giyim harcamalarını da üstüne koy.
Koydun mu? Sonuç? 3 Kasım 2002'deki tercihin çıktı karşına, değil mi?
Eğer bu ülkede yoksulluk sınırı 10 bin TL'nin üzerinden açıklayıp, 4 bin 250 TL'ye şükür edilmesi isteniyorsa hakkına sahip çıkmayan insanların çokluğundan dolayıdır.
İmam Ali (a.s) ne demişti: "Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz."
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025