logo
10 NİSAN 2025

25 sene boşa mı geçti?

6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde olası Marmara depremi için İstanbul uyarısı yapan yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “İstanbul'u depreme 25 senedir hazırlayamadık. 25 senede değil İstanbul, Türkiye’nin tümü depreme hazırlanabilir” dedi

05.02.2025 14:07:00
Haber Merkezi
25 sene boşa mı geçti?
25 sene boşa mı geçti?
Gaziantep-Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan 6 Şubat depremlerinin 2'nci yıl dönümü... Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 6 Şubat depremleri ve olası depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. "99 Kocaeli depremi olsun, Van depremi olsun, Maraş, Hatay depremi olsun bizim bu depremlerden yeterince ders aldığımızı söylememiz mümkün değil" diyen Görür, şunları söyledi:
"Bu depremlerle uğraştık, üzüldük, sıkıntısını çektik, ülkenin deprem dirençli olmasını istedik ama gereğini tam anlamıyla yerine getiremedik. Bunun sonucunda da bugün rahatlıkla şunu söyleyebiliriz. Ülkemiz, insanımız henüz daha depremlerle baş edebilecek durumda değil ve ülkemiz depreme hazır değil. Yaptıkları açıklamalar hem Sayın Cumhurbaşkanı'nın hem de Şehircilik Bakanımızın yapmış olduğu çalışmaların, söylemlerin tamamının altına imzamı koyarım. Bunlar doğru şeyler. Bugün itibarıyla söyledikleri, 'Deprem, ülkemizin meselesidir. Deprem, ülkemizin en önemli gündemidir. Bu gündemi unutmamak lazım. Depreme ülkemizi hazır, güvenli, dirençli hâle getirmemiz gerekir. Ülkemizde deprem dirençli kentleri oluşturmamız gerekir. Özellikle yönetimlerin bu işe önem vermesi bilhassa depreme hazırlığı yapacak, önlemler alacak yerel yönetimlerin suni gündemleri bir tarafa bırakarak doğrudan doğruya deprem işiyle bulundukları kenti deprem dirençli hâle getirmeleri uğraşına dönmelerini' istiyor. Bu bizim 25 senedir 99 depremlerinden beri bağırarak her fırsatta söylediğimiz, hem merkezi yönetimi hem yerel yönetime sözlerdir. Bugün bu sözlerin duyulduğunu, benimsendiğini bizzat Cumhurbaşkanı'ndan ve Şehircilik Bakanından duymuş olmamız beni son derece mutlu etti."

'İstanbul depreme hazır hâle getirilemedi'

"İstanbul depreme büyük ölçüde hazır değil. İstanbul'da depreme hazırlık yönünden, önlem alma yönünden çok şey yapıldı ama bu yapılanlar İstanbul'u depreme hazır, deprem dirençli hâle getirmekten henüz daha çok uzak" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Naci Görür, "Dolayısıyla İstanbul depreme hazır değil diyoruz. Hazır hâle getirilmesi için de doğru yolu benimseyip o yolda ilerlemek lazım. Doğru yol da şudur. İstanbul'daki tehlike, büyük çoğunlukla bütün yönleriyle belirlenmiştir. İstanbul'da ne zaman deprem olacağı, nereyi nasıl etkileyeceği, İstanbul'un bileşenlerinin nasıl zarar göreceği bugün için bilim dünyası tarafından ve yerel yönetimler tarafından bilinmektedir. O hâlde yapılacak şey, bu kenti deprem dirençli hâle getirmek olacaktır. Deprem dirençlilik demek, deprem olduğu zaman İstanbul'un minimum hasarla bu depremi atlatması demektir, günlük yaşamının değişmemesi demektir. Bizim Güneydoğu'da bir deprem oldu. 2 senedir kendimize gelemedik. O yöre de kendine gelemedi. Açlık, susuzluk, işsizlik, kanalizasyon karışması, içme suyu karışması, lağımlar, molozların belli yerlere dökülmesi, kanserojen maddeler, hastalık, hijyen olmayan koşulların bulunması, evlerin yıkılması, yolun, köprünün olmaması gibi daha problemler devam ediyor. İstanbul'u konuşuyorsak depremden sonra günlük yaşamının bile önemli ölçüde değişmemesi lazım. Bunun için yapılacak şeyler basit. İstanbul'da yönetimi deprem yöneten ve depreme İstanbul'u hazırlayan bir şema içerisinde bir şekle dönüştürülmesi lazım. Bazı kanunların çıkması lazım. Finans kaynaklarının harekete geçirilmesi lazım. İstanbul ve çevresinin mikro bölgeleme çalışmasının yapılması lazım. İstanbul'da çoğunlukla mikro bölgeleme çalışması yapılmış" dedi.

'Depremde barajlar yıkılabilir'

'İstanbul'un bileşenlerinden biri halktır. Diğeri altyapıdır. Üçüncüsü yapı stokudur. Dördüncüsü ekosistem ve çevredir. Beşincisi de ekonomidir' diyen Görür, şunları kaydetti: "Bu bileşenlerin depremde nasıl zarar göreceğini, ne kadar zarar göreceğini daha deprem gelmeden önce hesaplamaktır. Ondan sonra deprem gelmeden önce bu zararları azaltmak, minimum hâle getirmek için uğraşmaktır. İstanbul'u depreme hazırlamak bu. Bunun için de özel yapılanmaya, özel birtakım kurumlara, birimlere ihtiyaç yoktur. Devletimizin organlarını, devletin yapısını, birimlerini harekete geçirmek suretiyle İstanbul'u depreme hazırlamak mümkündür. Bu çok daha ekonomiktir, etkindir, efektiftir. Örneğin İstanbul'da barajların yıkılacağını düşünüyorsanız ki ben düşünüyorum bazı barajların. Bunlar için daha şimdiden, deprem olmadan, barajlar yıkılmadan Devlet Su İşleri ile oturur İSKİ, barajlar konusunda bir anlaşma yapar. Onlar da mevcut barajları gözden geçirir, zayıf olanları güçlendirir, yıkılacağı yıkar, yeniden yapar. Deprem geldiği zaman o barajlar da yıkılmaz. Yani depremden önce bunu yaparsın."

'25 yılda çok şey yapılabilirdi'

Alınması gereken diğer önlemleri de sıralayan Görür, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz hep depremde konuşuyoruz. Etkinlik yapacağız diye gösterişe sapan vitrine yönelik çalışmaları yapıyoruz. Ondan sonra unutuyoruz. Etkinlikte birini konuşturuyoruz, bir plaket veriyoruz, 3-5 alkış, tamam. Siyaset de bunu yapıyor, yönetim de bunu yapıyor. Sokağa inin, iş yapın. Bu iş o kadar zor değil. Zor olan birtakım işleri de devletle belediye, halk bütünleşir, yumruk gibi olursa biz İstanbul'u 10-15 senede depreme hazırlarız, 25 senedir hazırlayamadık. 25 senede değil İstanbul, Türkiye'nin tümü depreme hazırlanabilir. En basiti bir bakanlık kur, Afet Bakanlığı diye. Deprem bölgelerinde, faylı bölgelerde, fay zonlarında bismillah de, işe başla. O bakanlığın bir kadrosu olsun, bütçesi olsun, belli bir planı, programı, hedefi olsun; otursun, çalış. Nasıl ki Ulaştırma Bakanlığı bu memlekete bir sürü yol yapıyor. Şehircilik Bakanı onu yapıyor, Ekonomi Bakanı bunu yapıyor. Bu bakanlık da yapsın. Türkiye'nin parası pulu mu yok, çok. Öyle kurumlara öyle bütçeler veriyor ki inanamazsın. Az yol yapsın, az baraj yapsın, az müteahhitlik hizmeti yapsın. Birazcık fazla deprem hazırlığı yapsın. Ülke bunu yapabilir. Yeter ki niyeti olsun. Bu niyetinin olması için de siyasilerin, halk gözetim ve denetiminde olsun. Kim ki depreme önlem almadan uzaklaşırsa kaşını karartmayı, gözünü karartmayı halk bilsin. Biz bu işi bu şekilde hallederiz. Yoksa Türkiye'nin geleceği yok demektir. Ekonomik ve siyasi bağımsızlığı da yok demektir gelecektir. Deprem o kadar ciddi, bu ülkenin hayat memat, beka meselesidir."

'6 Şubat depreminin geleceğini önceden söyledik'

Görür, 6 Şubat depremlerine ilişkin de "Güneydoğu'yu biz öyle öngörüyle değil, Güneydoğu'ya depremin geleceğini söyledik. Yerel yönetimlere de merkezi yönetime de halka da söyledik. Senelerce yazdık, yazdık, yazdık... Videolar gönderdik, söyledik, konuştuk, konuştuk... Geldi vurdu deprem. 50 binden fazla insanımız öldü. Bizim halk uyanmadı çünkü bizim halk maalesef iyi insanlarımız, güzel insanlarımız ama 'Bana bir şey olmaz' diyor. Niye diyor, onu bilmiyorum. Nitekim de kendine oluyor ama aklı sıra olmaz diyor. Umursamıyor, unutuyor" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
Özelleştirilmek isteniyordu
Çayırhan maden ocağında göçük
'Suriye'de İsrail ile teknik temasımız var'
Hakan Fidan canlı yayında açıkladı
'Hepsini sürgün edeceğiz'
İsrail Refah planını açıkladı
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
Özelleştirilmek isteniyordu
Çayırhan maden ocağında göçük
'Suriye'de İsrail ile teknik temasımız var'
Hakan Fidan canlı yayında açıkladı
'Hepsini sürgün edeceğiz'
İsrail Refah planını açıkladı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.