2002'de AKP' ye oy atmıştık. Bu defa BTP' ye oy atacağız?

Dr. Nusret Bey Uzman Cerrah olarak özel bir hastanede görev yapmaktadır. Sahasında da bayağı iyi olan doktorumuzla sohbet etme imkanı bulduk. Doktor Bey siyaset eksenli sohbette ülkenin vahim bir hastanın durumundan farkı olmadığını söyleyerek sözlerine başladı.  Nusret bey anlatmaya başladı. "Bizim ailede 5 seçmen var. 2002 seçimlerinde büyük umutlar beslediğimiz AKP' ye ailecek oy atmıştık. Aradan 4,5 yıl geçti. Ben doktor olduğum için bir tek durumu kötü olan hastalarıma üzülürdüm. Gece gündüz onlar için ne yapabilirim. Onlarla yatar, onlarla kalkardım. AKP'nin 4,5 yıllık yönetiminde izlediği yanlış politikalar yüzünden ülkemizin durumu gözlerimin önüne gelince sadece hastalarıma değil, ülkemiz ve insanlarımızın durumunu da üzülmeye başladım. Eskiden sadece hastalarımın durumu düşünürdüm, çözümler üretmeye çalışırdım. Şimdilerde hasta edilen ülkemin durumunu düşünmek zorunda kalıyorum. Çünkü; Ülkemiz, biz doktorların en büyük hastası durumuna getirildi. Ülkemizin durumu da çözümsüz hastalar gibi? "

"İsmail bey; Daha vahimi de, bir doktor iyileşecek hastaya yanlış teşhis koyup ta ileriki yıllarda hastanın daha kötü şartlarda yaşamasını veya "Allah korusun ölmesine" sebebiyet verebilir. Bacağına yanlış teşhis konup kesilen hastaları düşünün... Aslında doğru teşhis konulsa hastanın bacağı kesilmeyecek. İleriki yıllarda hasta tek bacaklı yaşamak zorunda kalmayacak. Allah'a şükür, benim 27 yıllık doktorluk hayatımda başıma böyle bir olay gelmedi. Hastalarıma yanlış teşhis koymadım. Tedaviyi de doğru uyguladım."  Ne mutlu size dedim.

Ama siyasette yanlış teşhisi koymuşuz. Ülkemizi iyileştirmesi için elimizle iktidar yaptığımız AKP yanlış teşhis koyarak ülkemizin iki bacağının, iki kolunun da kesilmesine neden oldu. Bu sebepten dolayı ben kendimi çok suçlu hissediyorum. Aslında ülkeyi yönetecek kişileri seçmekte doğru teşhisi koyamamışız. " Çevremde konuştuğum arkadaşlarımda aynı sonuçta birleşmektedir. Hele de hastalarım. Onlar hastalığını anlatırken ülkenin durumundan dert yanıyorlar. Ben doktorum ya!? Vatandaş başlıyor... Doktor bey ne olacak bu ülkenin durumu? Halimiz perişan diyorlar. Evimize ekmek götüremeyecek duruma geldik? Adamın hastalığına mı? Üzülürsün? İyileştikten sonra ne olacak bu adamın durumu diye, ona mı? Üzülürsün? Artık şu ülke ehil ellerde olsa da , bende işimi yapsam diyorum, kendi kedime?.

Hastalar öyle söyleyince sanki benim AKP' ye oy attığımı biliyorlarmış gibi geliyor, bana da? Nusret bey anlatırken hastasına doğru teşhisi koyamayan doktorlar gibi duruyordu. Neyse? Bırakın siyaseti başka konulardan konuşalım dememe rağmen onun bırakmaya niyeti yoktu.İsmail Bey "Seçimler yaklaştı. Vahim hasta durumunda olan ülkemize çare bulmamız gerekmektedir. Yoksa ülkemiz elden gidecek" dedi. 

Peki dedim. Sizce bu vahim hastalıktan ülkemizi kim kurtarır? Reçete kimde? Kim doğru teşhisleri koyup ta tedaviyi de doğru uygular?

Nusret bey derinden bir ah çekti. Bir yıl önce sorsaydın. Bu soruna şöyle cevap verirdim. Hiç kimse? Hiç kimse? Hiç kimse?. "Peki, 1 yılda ne değişti" dedim. " Bir yıldır bir siyasi parti ve genel başkanını takip ediyorum. Hani AKP' den dilimiz yandı ya? Artık yoğurdu üfleyerek yiyorum. Kim bu siyasi parti dedim. "Bağımsız Türkiye Partisi ve O'nun Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey" dedi.

Peki ne gördün BTP' de dedim?  Nusret bey ;  "Çok şeyler? Bir defa  "Milli Ekonomi Modeli" beni çok etkiledi. Hele de Avrupalı Profesörlerin Haydar Baş'a hayranlığı, bu modeli insanlığın kurtuluşu olarak göstermeleri bir Türk olarak göğsümü kabarttı. Hani milli takım başka bir ülkenin takımını yendiğinde insan sevinir ya? O duygu da çok farklıdır. Anlatılmaz,  yaşanır...  İşte Almanya'daki "Milli Ekonomi Modeli" kongresinde milli takım duygusunu yaşadım. İçim bir hoş oldu. " 

Nusret bey devam etti. "Yıllarca, ülkemizin kurtuluşunun AB ve ABD'de olduğunu anlattılar, yazdılar, çizdiler. Bizde kurtuluşu AB - ABD'de arıyorduk. Ama Almanya'daki "Milli ekonomi Modeli" kongresi günü dedim ki! Kurtuluş bu milletin ta kendisinde? Bu ülkenin başına Haydar Baş gibi bir lider gelirse bu ülke bırakın Avrupa'yı Dünya'da bir numara olur" dedim.

İşte o gün bu gündür Haydar Bey'i daha dikkatli takip etmeye başladım. Projelerini de gerçekleştireceğine inanıyorum. Çünkü; diğer partiler gibi ülkemizin kurtuluşunu başka yerlerde aramıyor. Kurtuluşun bu milletin kendisinde olduğunun altını çiziyor. Önlerine "Milli Ekonomi Modelini" koyuyor. Diğer partiler vaat veriyor. Ama kaynak göstermiyor. Vaadi vermek çok kolaydır. Onu nasıl yerine getireceksiniz sorusunun cevabını bir tek Haydar Bey veriyor.

Ayağı yere basan projelerinin de beslendiği kaynağın, "Milli Ekonomi Modeli" ve bu modeli hayata geçirecek "Sosyal Devlet"  olduğu millete belirtiyor. Artık projelerini de noterden tasdik ettirdi. Daha ne yapsın? Bize de düşen görev bu seçimlerde böyle bir lidere oy atmaktır."

Nusret Bey ; "Biz karar aldık. 2002 seçimlerindeki yanlışımızı telafi etmek için ailecek bir araya geldik. Aile meclisinde 5'te 5 çıktı. Bütün aile olarak Haydar Baş beye oy atacağız. Bu defa doğru teşhisi koyduk. Artık bana düşen görev hastalarımla ilgilenmektir. 22 Temmuzdan sonra ülkenin yönetimi ehil ellerde olacağından dolayı içim rahat olacak. Ben bir defa yanıldım AKP' ye oy attım. Milletimize tavsiyem, siz yanılmayın? Önce doktor arkadaşlarıma, daha sonrada bütün milletimize, rahat ve huzurunuz için BTP' yi seçin diyorum."