Londra'daki bombalama olaylarının ardından hem dünya basını, hem de bizim medyanın sarıldığı ortak bir tanımlama vardı: "İngiltere'nin 11 Eylül'ü!"11 Eylül 2001 saldırılarının ardından dünyanın değişik yerlerinde meydana gelen benzer olaylardan sonra, yapılan saldırıların ortak ismi bulunmuştu. Yeni isim, yeni failler ve yeni bir düşman aramaya gerek yoktu. İsim de, failler de, düşman da belliydi. Ve hepsinden önemlisi her ülke bir 11 Eylül yaşamak zorundaydı. İstanbul'da 15-20 Kasım'da gerçekleştirilen sinagog ve HSBC saldırılarının ardından biz de "Türkiye'nin 11 Eylül'ü" başlıklı bir yazı kaleme almıştık. Gerçi bizim niyetimiz ve amacımız farklı olsa da, bir şekilde ABD'nin dünyaya dayattığı bu yeni düşman ve düşmanın saldırı tarzı konseptine hizmet etmiş sayıldık. 11 Mart'ta Madrid'deki tren istasyonu bombalanması hadisesinde de benzer kalıplar ortaya konulmuş, "ortak düşman", "ortak mücadele tarzı" çabucak benimsetilmişti.Londra'da 50'den fazla kişinin hayatını kaybettiği bu saldırılardan sonra da El Kaide isimli örgüt bombalama eylemlerini hemen üstlendi!Yine onlar yapmıştı! Zaten onlardan başka kim yapabilirdi ki böyle kanlı bir eylemi! Afganistan'da, Irak'ta yüzbinlerce masum sivili katleden Bush, Filistin'de Müslüman doğramaya devam eden Şaron ya da Irak'ta ABD'nin katliamlarına ortak olan Blair yapacak değildi ya! Elbette El Kaide yapacaktı bu eylemi. Hem onlar yapmalıydı ki, dünya "terörle mücadelede" ABD'nin yanında daha sıkı yer alsın. Çatlak ses, aykırı görüş kalmasın! Başka türlü bu terör belasından kurtulmak mümkün olmaz!Hepsinin sonuna ünlem koymak zorunda kaldığım bu cümlelerin samimiyetini, olabilirliğini ünlemdeki noktanın vicdanına havale ediyorum.Bu masallara artık kimse kanmıyor. Dünyanın bugünkü halinin sorumluları, dökülen kanların, yakılan canların, yıkılan yuvaların, yetim ve öksüz kalan bebelerin ve yıkılan ülkelerin müsebbibini bilmeyen yok. Dünya o müsebbibi haykırmamak için kendini zor tutuyor. Korkuyla karışık bir çekingenlikle "sen yaptın, sen yaptın biliyorum" dememek için dişlerini sıkmaya devam ediyor. Bu düzen daha fazla böyle gitmez, bir yerden patlayacaktır. Madrid'lere, Londra'lara, İstanbul'lara yenileri eklendikçe, Irak'lar, Afganistan'lar ve Filistinler çoğalacak, kan gölleri okyanus olacak. Sadede gelecek olursak, her saldırı sonrasında anlamsız da olsa "kim yaptı" diye soranlara şunu tavsiye ediyordum. Dedektif mantığıyla hareket edip, bu saldırılar en çok kimin işine yarar diye sorun, aldığınız cevap kimin yaptığını size gösterecektir. Londra'daki saldırılardan sonra bunu söylemeye gerek duymuyorum. Sadece saldırılar sırasında İskoçya'da G-8 Zirvesine katılan Blair'in açıklama yaptığı sırada arkasında duran Bush'un mimiklerine bakmanız yeterli.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012






























































































