Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden Hz. Mevlana
"Dinin direği" olan namazın özü zikirdir. "Namaz olmadan zikir olmaz ve zikir olmadan da namaz olmaz. Kalp zikirle dirilir ve ruh onunla yücelir
Zikrin kapsamı içinde yer alan kavram ve müesseseler
İbadetler, başlıbaşına birer zikirdir. Cenab-ı Hak (cc): "Beni anmak için namaz kıl." buyurduğuna göre namazın emredilmesinin hikmeti Allah'ı zikirdir. Cuma sûresi 9. âyette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: "... Cuma günü namaz için ezan okunup nida edildiği vakit Allah'ın zikrine koşun." Burada namaz, "zikir" olarak ifade buyurulmuştur. Şunu hemen ifade edebiliriz ki; namaz, zikrin bütün çeşitlerini kâmil mânâda ihtiva eder. Bilindiği gibi namaza "iftitah tekbiri" ile girilir. Hemen arkasından, içinde tesbih, tahmid, tenzih, tevhid bulunan "Sübhâneke" gelir: "Allah'ım, Sen'i her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd sanadır. İsmin ve şanın yücedir (Allah'ım). Senden başka ilâh yoktur." Rükûda, "Sübhane Rabbiye'l-Azîm": "Pek büyük olan Rabb'im, her türlü eksiklikten münezzehsin"; secdede ise, "Sübhane Rabbiye'l-Alâ": "Pek yüce olan Rabb'imi her türlü eksiklikten tenzih ederim" denilir. Kıyam'dan Rükû'a, Rükû'dan Sücûd'a, Sücûd'dan Cülûs'a giderken tekbir getirilerek Cenab-ı Hak (cc) zikredilir. Âyette; "Hamd Allah'adır, de" buyurulmaktadır. Namazda Rükû'dan sonra, "Semiallahü-limen-hamideh": "Allah, kendisini hamd edeni duydu, Rabbimiz, hamd Senin içindir" denilir.
Cenab-ı Allah, Resûlullah'a "Selât ü selâm" getirmemizi emretmiştir. Namazda da şöyle diyoruz: "Ey Peygamber, selâm sana. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah'ım, Muhammed ve âline salat kıl, (merhamet et)." Selam verildikten sonra okunan "Allahümme Ente's-Selâmü..." ibaresi de zikir kelimelerinden başka birşey değildir. Namazdan sonra otuzüçer defa "Sübhanellah", "Elhamdülillah", "Allahüekber" demenin sünnet olduğu da bütün mü'minler tarafından bilinmektedir.
Ayrıca kıyamda iken okunmazı farz olan Kur'ân âyetleri de zikirdir. Kur'ân'ın zikir olduğuna dair âyet-i kerimelerden birisinde şöyle buyurulmaktadır: "O zikri (Kur'ân'ı) Biz indirdik, Biz; onun koruyucusu da elbette Biziz." Açıkça görüldüğü üzere namaz ibadeti, Cenab-ı Hakk'ın (cc) müminlere emir buyurduğu bir zikirler mecmuudur. Huşu ile ve ihsan halinde kılındığında içindeki zikir sayesinde tecellilere mazhar olan "Mü'min için namaz mirâc'dır." Ve "dinin direği" olan namazın özü zikirdir. "Namaz olmadan zikir olmaz ve zikir olmadan da namaz olmaz. Kalp zikirle dirilir ve ruh onunla yücelir."
Oruç ve Hac da zikirdir:
Oruçtan bahseden, Bakara sûresi 185. âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: "Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister..." Hac farizası yerine getirilirken de Cenab-ı Hak (cc) müslümanlara zikretmeyi emretmektedir: "Sayılı günlerde Allah'ın ismini ansınlar." Şeytan taşlamadan bahsedilirken de: "Sayılı günlerde Allah'ı anın." buyurulmaktadır.
O halde zikir, ibadetlerin ruhudur.
"Dinin direği" olan namazın özü zikirdir. "Namaz olmadan zikir olmaz ve zikir olmadan da namaz olmaz. Kalp zikirle dirilir ve ruh onunla yücelir
Zikrin kapsamı içinde yer alan kavram ve müesseseler
İbadetler, başlıbaşına birer zikirdir. Cenab-ı Hak (cc): "Beni anmak için namaz kıl." buyurduğuna göre namazın emredilmesinin hikmeti Allah'ı zikirdir. Cuma sûresi 9. âyette Allah (cc) şöyle buyurmaktadır: "... Cuma günü namaz için ezan okunup nida edildiği vakit Allah'ın zikrine koşun." Burada namaz, "zikir" olarak ifade buyurulmuştur. Şunu hemen ifade edebiliriz ki; namaz, zikrin bütün çeşitlerini kâmil mânâda ihtiva eder. Bilindiği gibi namaza "iftitah tekbiri" ile girilir. Hemen arkasından, içinde tesbih, tahmid, tenzih, tevhid bulunan "Sübhâneke" gelir: "Allah'ım, Sen'i her türlü eksiklikten tenzih ederim. Hamd sanadır. İsmin ve şanın yücedir (Allah'ım). Senden başka ilâh yoktur." Rükûda, "Sübhane Rabbiye'l-Azîm": "Pek büyük olan Rabb'im, her türlü eksiklikten münezzehsin"; secdede ise, "Sübhane Rabbiye'l-Alâ": "Pek yüce olan Rabb'imi her türlü eksiklikten tenzih ederim" denilir. Kıyam'dan Rükû'a, Rükû'dan Sücûd'a, Sücûd'dan Cülûs'a giderken tekbir getirilerek Cenab-ı Hak (cc) zikredilir. Âyette; "Hamd Allah'adır, de" buyurulmaktadır. Namazda Rükû'dan sonra, "Semiallahü-limen-hamideh": "Allah, kendisini hamd edeni duydu, Rabbimiz, hamd Senin içindir" denilir.
Cenab-ı Allah, Resûlullah'a "Selât ü selâm" getirmemizi emretmiştir. Namazda da şöyle diyoruz: "Ey Peygamber, selâm sana. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah'ım, Muhammed ve âline salat kıl, (merhamet et)." Selam verildikten sonra okunan "Allahümme Ente's-Selâmü..." ibaresi de zikir kelimelerinden başka birşey değildir. Namazdan sonra otuzüçer defa "Sübhanellah", "Elhamdülillah", "Allahüekber" demenin sünnet olduğu da bütün mü'minler tarafından bilinmektedir.
Ayrıca kıyamda iken okunmazı farz olan Kur'ân âyetleri de zikirdir. Kur'ân'ın zikir olduğuna dair âyet-i kerimelerden birisinde şöyle buyurulmaktadır: "O zikri (Kur'ân'ı) Biz indirdik, Biz; onun koruyucusu da elbette Biziz." Açıkça görüldüğü üzere namaz ibadeti, Cenab-ı Hakk'ın (cc) müminlere emir buyurduğu bir zikirler mecmuudur. Huşu ile ve ihsan halinde kılındığında içindeki zikir sayesinde tecellilere mazhar olan "Mü'min için namaz mirâc'dır." Ve "dinin direği" olan namazın özü zikirdir. "Namaz olmadan zikir olmaz ve zikir olmadan da namaz olmaz. Kalp zikirle dirilir ve ruh onunla yücelir."
Oruç ve Hac da zikirdir:
Oruçtan bahseden, Bakara sûresi 185. âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır: "Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı tekbir etmenizi ister..." Hac farizası yerine getirilirken de Cenab-ı Hak (cc) müslümanlara zikretmeyi emretmektedir: "Sayılı günlerde Allah'ın ismini ansınlar." Şeytan taşlamadan bahsedilirken de: "Sayılı günlerde Allah'ı anın." buyurulmaktadır.
O halde zikir, ibadetlerin ruhudur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.