Peygamberimiz yalnız şahsına yapılan, nefsine karşı işlenen hataları yumuşaklıkla karşılardı; Allah'a ve imana yapılan bir hücum olunca asla susmaz, gereken cevabı verirdi. Bir seferinde de Peygamberimiz Hz. Âişe'ye şu tavsiyede bulunuyordu; "Ey Âişe, yumuşak davran. Zira yumuşaklık bir şeyde bulunursa mutlaka onu süsler, bir şeyden çıkarsa onu da çirkinleştirir." Peygamberimiz yalnız şahsına yapılan, nefsine karşı işlenen hataları yumuşaklıkla karşılardı; Allah'a ve imana yapılan bir hücum olunca asla susmaz, gereken cevabı verirdi. Onun yumuşak huyluluğundaki asıl maksadı, iman ve İslâmın güzelliğini muhtaç gönüllere sunmaktı. Amr bin Şuayb rivayet ediyor: Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ kıyamet gününde varlıkları topladığı vakit bir ses yükselir: "Fazilet sahipleri nerede?" Buyurdular ki: "Pek az kimseler kalkar ve bunlar sür'atle Cennete giderler, onları melekler karşılar ve derler ki: "Sizin sür'atle Cennete gittiğinizi görüyoruz. Sizler kimlersiniz?" Onlar da derler ki: "Bizler fazilet sahibi kimseleriz." Melekler sorarlar: "Faziletiniz nedir?" Onlar da: "Zulme uğradığımız vakit sabrederdik; bize kötülük edilince de yumuşak davranırdık." Bunun üzerine onlara: "Cennete giriniz. İyi iş işleyenlerin mükâfatı ne güzeldir" denilir. Cerir bin Abdullah rivayet ediyor. Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Muhakkak Allah Teâlâ sertlik ve kabalığa vermediği şeyleri (mükâfatı) rıfk ve yumuşaklığa verir. Allah bir kulu sevdiği zaman da ona rıfkı ihsan eder. Rıfktan mahrum olan bir ev halkı her şeyden mahrum olurlar."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.