Venizelos hükümetinin, Yunan Kralı Konstantin tarafından onaylanmaması üzerine 8 Aralık 1916 günü Selanik Ordusu Komutanı General Saray, Yunan Yarımadası kıyılarını deniz kuvvetleri ile abluka altına alır. Yunan Hükümetinin ve halkının dış dünya ile siyasi ve ekonomik ilişkileri kontrol altına alınmış olur. Fransa'nın Yunanistan'daki bu uygulaması Fransa ve İngiltere'nin emperyalist isteklerinin zorla kabul ettirilmek istenmesinden başka bir şey değildi. Fakat Yunan Devleti, kralı ile, hükümeti ile ve haklıya bu iki emperyalist devletin baskılarına karşı yek vücut haline gelerek nefretle direnir. Hâlbuki Kral Konstantin, 9 Ekim 1916 ve 8 Kasım 1916 tarihli Fransız ve İngiliz emperyalist isteklerine karşı SAVAŞ DIŞI KALMAK ŞARTI İLE kabul etmişti. Yunan Kralı 8 Aralık tarihli İngiliz ve Fransız isteklerine karşı direnme kararı alınca General Saray 14 Aralık 1916'da Kral Konstantin'e Venizelos hükümetinin tanınmasını şart koşar. Kral ve halk direnmeyi 14 Aralık ve 31 Aralık 1916 tarihli Ültimatomlarına da cevap verip Selanik'teki Venizelos Hükümetini tanımayınca Fransa ve İngiltere baskılarını daha da artırırlar. Fakat kral ve halkı bu baskı ve ültimatomların hepsine de sabırla direnir. Çünkü bir İngiliz ve Fransız yalakası olan Venizelos hükümetini tanınması Yunan Kralı ve halkının savaşa evet demeleri idi.İngiltere ve Fransa'nın bu davranışları Anlaşma Gurubu Devletlerinin diğer üyeleri olan Rusya ve İtalya tarafından da onaylanmıyordu. Hatta Rusya Yunan ve Rus krallık hanedanlarının akrabalığı nedeni ile Yunan kralı Konstantin'e destek veriyordu. Bu nedenle İngiltere ve Fransa'nın davranışları diplomatik ve ekonomik baskılar hainde devam ediyordu. Emperyalist emeller için Venizelos'un desteklenmesi ve bu uğurda Yunan halkına aşağılayıcı davranışlarla baskı yapılması, Yunan halkını üzdüğü gibi halkın gururunu kırmakta ve incitmekte idi. Bu nedenle Yunan halkına biraz daha baskı yapılırsa isyankâr bir tavırla yeter be diyerek Konstantin'i ve Venizelos'u da tamamen silerek kendi, kendini yönetecek bir halk hareketine dönüşebilirdi. Ki bu olayın sonucunda Demokratik bir Cumhuriyet kurulabilirdi. Rus Çarlığının da en büyük korkusu buydu. BU nedenle İngiltere ve Fransa'yı daima frenliyordu. Anlaşma Gurubu Devletlerinin bu farklı davranışları Atina'daki büyükelçilikleri de etkilediğinden Yunanistan'a karşı iyi ve başarılı bir siyasa uygulanamıyordu. Bunun sonucunda da Yunanistan'da askeri ve siyasi yönden gerekli önlemler alınamadığından kargaşa ve karışıklık her gün daha da büyüyordu.8 Nisan hareketleri ile başlayan Devrim hareketi sonucunda Çarlık rejiminin yıkılması Yunan Kralı Konstantin'in aleyhine olur. Çünkü İngiltere ve Fransa üzerinden Rus baskısı kalkmıştır. Baskının kalkması üzerine İngiltere ve Fransa Yunan Kralının savaşa katılması için baskıyı daha da arttırırlar. BU baskıları resmi yoldan yaparak meşrulaştırmak ve kendilerini haklı çıkarmak için Fransa'nın eski Cezayir valilerinden JONAR'ı, korucu devletler adına (İngiltere-Fransa- Rusya-İtalya) KORUYUCU DEVLETLER YÜKSEK KOMİSERLİ?İ adı altında 5 Haziran 1917 günü görevlendirirler. JONAR, Atina'ya gelerek hemen göreve başlar. Jonar Yunan kralını ve halkını savaşa katılmaya zorlamak için önce TESELYA TOPRAKLARINA el koyar. Çünkü bu topraklar Yunan halkının buğday ambarıdır. Savaş nedeni ile üretilen buğdaylara el koyar. Böylece Selanik ordusunun ekmek ihtiyacı temin edilmiş olur. Aç kalan halk dış kaynaklardan buğday teminine gidince Fransız ve İngiliz ablukası bu girişime yasak koyar. Sonunda aç kalan halk bu eski sömürge valisinin bu uygulaması ile teslim olur. Fransız Hükümeti Jonar'dan, daha halen savaşa katılmamakta direnen Kral Konstantin'in tahttan indirilmesi için yeni bir siyasi görev verir. 11 Haziran 1917. Jonar ayni gün Başbakan Zaimis'i görerek 48 saat içinde Kral Konstantin'in tahttan indirilmesini ve bağlaşıkları l uyum içerisinde çalışabilecek bir veliahtin tahta geçirilmesini ister. Jonar bu yeni görevi başarı ile neticelendirebilmek için önce 12 Haziran 1917 de Pire Limanına asker çıkarır. Yunan yarımadasını bu askerle kontrol arlına alır. YUanaistan'da alınan bu askeri ve siyasi önlemler sonucunda, 14 Haziran günü toplanan SALTANAT ŞURASINDA KONTANTİN YURT DIŞINA ÇIKMAYA RAZI OLDU?UNU YERİNE O?LU ALEKSANDR'IN GEÇMESİNİ başbakan Zaimis'e bildirir. Ayni gün kendiside İtalya'ya sığınmak için Deniz yolu ile ülkesinden ayrılır. Evet Fransa ve İngiltere'de sermayenin egemenliğinde kurulmuş olan hükümetlerin uyguladığı bu emperyalist siyaset bir milletin kaderi ile bu kadar oynamamsı ve bir ulusun kaderine bu kadar etki etmemesi gerekirdi. Ama oluyor ve olduruluyor bu kötü ve pislik işler. Çünkü İngiltere ve Fransa'yı bu siyasasında başarılı kılan en büyük neden bir ülkede saltanat ve servet hırsına katılmış olan Venizelos'un, İngiliz ve Fransız sermayedarları ile anlaşmasıdır. Jonar 14 Haziran günü Ülkenin merkezi yerlerinde aldığı askeri önlemlerle Yunan halkının herhangi bir davranışına da müsaade etmemiştir. Askeri baskı ile Fransa ve İngiltere siyasi amaçlarına ulaşmışlardır.17 Haziran 1917 de Yunan ablukası kalkar Halk ekmek sıkıntısı içerisinde değildir artık Karnı toktur. Ama özgürlüğü yoktur.22 Haziran'da Venizelos, önce Pire'ye gelir. Jonar yeni kral Aleksandr'ı görerek Zaimis'i görevden almasını ve yerine Venizelos'un başbakan olmasını ister. Kral Aleksandr Zaimis'i görevden alarak Venizelos'u Başbakan olarak görevlendirir. 26 Haziran'da yeni hükümet kurulur. 27 Haziran 1917 günü Venizelos İngiliz ve Fransız kuvvetleri tarafından işgal edilmiş olan Atina'ya gelir. Meclise girerek Krala bağlılık yemini yaparak göreve başlar. Yukarıdaki olaylar gerçekten insanları çok etkiliyor. Eğer anayasa referandumda çoğunluğu sağlayarak kabul edilirse Ordu ve Yargı teşkilatları bu değişikliklerle sermayenin ve sermayeye dayalı bir yönetimin eline geçerse tekel işçileri, Ankara'da ne yeni bir eylem yapabilir ne köylümüz, işçimiz, memurumuz ve emeklimiz herhangi bir istekte ve hak aramada bulunamadığı gibi Yunan halkının durumundan daha kötü durumlara düşebilir. İngiltere, Fransa ve Amerika tarafından birinci genel savaş sonunda aynı siyasi baskılara uğradık. Yönetim ve halk birbirine düşürülmek istendi. Fakat Mustafa Kemal'in önderliğinde bu günlere gelebildik Geldik ama bu günde onun getirdiği ilkeleri""BEN BU TABULARI YIKMAYA GELDİM"" diyebilen, yöneticiler tarafından yönetiliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi derman olsa derdimize / 22.12.2025
- Var mı bir gören? / 16.12.2025
- Ey insan! / 14.12.2025
- Negatif büyüme! / 12.12.2025
- Ezber bozan parti: BTP / 11.12.2025
- Her kime dokunsan ağlayası var / 04.12.2025
- Tefecinin çetecinin elinden koca bir memleket yandı ha yandı / 02.12.2025
- Gaziler ayakta şehit uyanık / 30.11.2025
- Kelam bile fazladır / 27.11.2025
- Söz çok icraat yok / 25.11.2025
- Var mı bir gören? / 16.12.2025
- Ey insan! / 14.12.2025
- Negatif büyüme! / 12.12.2025
- Ezber bozan parti: BTP / 11.12.2025
- Her kime dokunsan ağlayası var / 04.12.2025
- Tefecinin çetecinin elinden koca bir memleket yandı ha yandı / 02.12.2025
- Gaziler ayakta şehit uyanık / 30.11.2025
- Kelam bile fazladır / 27.11.2025
- Söz çok icraat yok / 25.11.2025



















































































