Babamın tapu işlemleri için tapu müdürlüğüne yolum düştü.Aman Ya Rabbi bu ne çile?Ev satacağın varsa neredeyse vazgeçiyorsun, alacağın varsa da?Ev alıp satana adeta "neden alıyorsun", "neden satıyorsun" diye işkence ediliyor.Tabi, haklarını yememek lazım, tapu müdürlüğünde çalışan memurların da, konuyla alakalı avukatların da hali içler acısı?Biz bu hengameyi bir kereliğine 2 gün yaşıyoruz, onlar her gün?Önce randevu alıyorsunuz, randevuda gerekli evrakları teslim ediyorsunuz, bir başvuru numarası size veriliyor. Satış bedeli üzerinden size tapu harcı ve vergi masrafı hesaplanıyor, işte burada duruyorsunuz. Neden mi? Sistem kilitleniyor, 10 dakikalık iş 5 saate çıkıyor.Tapu dairesinin içinde 150 vatandaş onlarca çalışan saatlerce sistemin gelmesini bekliyor. Neyse, bekleyiş sonunda bitti ve cep telefonlarımıza gerekli mesaj geldi, koşa koşa bankaya gidip harçlarımızı ödedik. Ardından imza aşamasına geldik.İmzalar atıldı, 2 dakikalık işimiz kaldı, satın alana tapu teslim edilecek.Sistem yeniden kilitlendi. Bu takriben saat 15.00 civarında gerçekleşiyor.Yeniden bekleme safhası başladı. İçeride 150 vatandaş, onlarca memur?Bekle babam bekle?Oradan ayrılamıyorsun, çünkü imzalar atılmış tapu devri yapılmış fakat satan kişi ödemesini alamamış ve de sistem her an gelebilir. Bekliyorsun ama ne olacağı belli değil, tapu müdürü de dahil hiçbir şey bilemiyor, çaresiz.Bekleyenler arasında, iş adamları var, avukatlar var, yaşlı amcalar, teyzeler var.Elden ne gelir, sistemin gelmesi beklenecek?Velhasıl o gün sistem gelmedi, akşam tapu müdürlüğünün kapanışına, memurların oradan ayrılışına kadar bekledik.Tapunun devrini yaptık ama paramızı alamadık. Neyse ki sattığımız kişiyi az çok tanıyorduk da gece rahat uyku uyuyabildik.Ertesi sabah yeniden maraton başladı. Dünkü kadro yine orada, herkes sima olarak da olsa birbirini tanıyor.Meseleyi hallettik ama 2 koskoca gün heder oldu gitti. Toplasan 1 saat sürmesi gereken bir iş, sistem çalışmıyor, tıkanıyor diye 2 günde anca bitti.Maalesef bu sorunlar sadece tapu müdürlüğünde yaşanmıyor.AB ve ABD taşeronu siyasilerimizin sahip olduğu, kapitalizmin dayattığı "zayıf devlet", "küçük devlet" anlayışı ile maalesef devletin kurumları işlemez hale geldi, milyonlarca insanımızın değerli zamanlarının boşa geçmesine neden oldu.Bugün birçok özel şirketin sistemleri yoğunluğa rağmen tıkır tıkır işleyebiliyor, koskoca devletin tapu sistemi saatlerce devre dışı kalıyorsa, bunu kimse çaresizlikle lütfen yorumlamasın.Bu siyasilerimizin küçültülmüş devlet anlayışı, vatandaşa hizmet konusunda devlet kurumlarına yatırım yapılmaması sebebiyledir.Bu problemlerin çözümü de Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nde ve onun uygulaması olan Soysal Devlet-Mili Devlet tezinde en güzel bir şekilde vardır.Modelin temel anlayışı vatandaşa hizmet konusunda devletin güçlü ve baba olmasıdır. Sayın Baş'ın Milli Devlet anlayışı vatandaşından aldığından kat kat fazlasını vatandaşına veren bir anlayıştır. MEM'de senyoraj gelirini devreye koyan, madenlerini devlet-millet ortaklığıyla işleten devlet her alanda güçlüdür. Zaten devlet güçlü olursa hizmetini mükemmel yapar, zayıf bir devletin olduğu yerde ortalık tefecilere, hırsızlara kalır.2002 yılından bu yana Sayın Baş'ın çözümlerine millet olarak sırtımızı döndük ve her aşamada çile üstüne çile çekiyoruz.Milli Ekonomi Modeli'nin "millete hizmette güçlü devlet" anlayışı yukarıda bizzat yaşadığımız sıkıntılar da dahil, bugün karşımıza çile olarak çıkan her türlü problemi kendiliğinden çözecek, devlet kapısı hizmet kapısı, umut kapısı haline gelecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Libya uçağı düştü mü, düşürüldü mü? Zamanlama manidar / 25.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025
- Asgari ücrete zam, enflasyonun sebebi değil, sonucudur / 13.12.2025
- Kokuşmuşluk her yerde! / 12.12.2025
- Terörsüz Türkiye sürecinde raporlar sadece formalite mi? / 24.12.2025
- Deprem mağdurlarının 11. Yargı Paketi'ne itirazı dikkate alınmalı / 23.12.2025
- Ülkemizde çürümüşlük kurumsallaştı! / 20.12.2025
- Şara yönetimi, SDG’nin özerkliğini ‘resmen’ tanıdı / 19.12.2025
- Enflasyon oluşturmadan asgari ücrete gerekli zam yapılabilir / 18.12.2025
- SDG'nin entegrasyonu bize anlatıldığı gibi değil / 17.12.2025
- Teröristbaşı Öcalan’ın talepleri neden gizleniyor? / 16.12.2025
- Asgari ücrete zam, enflasyonun sebebi değil, sonucudur / 13.12.2025
- Kokuşmuşluk her yerde! / 12.12.2025


















































































