Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) tarafından hazırlanan, "Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu"nda Türkiye'ye yönelik büyük bir suçlama yer alıyor. UNİCEF söz konusu raporunda, Türkiye'yi, "kız çocuklarının kaçırılıp çatışmalarda kullanıldığı 20 ülkeden biri" olarak gösterdi. Bu raporun açıklandığı toplantıya katılan Başbakan Erdoğan ise bu suçlamalara karşı sessiz kaldı!
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) tarafından hazırlanan, "Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu"nda Türkiye'ye yönelik büyük bir suçlama yer alıyor. UNİCEF söz konusu raporunda, Türkiye'yi, "kız çocuklarının kaçırılıp çatışmalarda kullanıldığı 20 ülkeden biri" olarak gösterdi.
Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda açıklanan Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu'nda kız çocuklarının çatışmalardaki durumuna yer verildi. Türkiye'ye ağır suçlamaların yapıldığı bu rapora Başbakan'ın sessiz kalması dikkat çekti. Silahlı çatışmalar sırasında kız çocuklarının belirli amaçlarla özel olarak hedef seçildiklerinin belirtildiği raporda, kız çocuklarının savaşçı ya da cinsel anlamda "eş" olarak kullanılmasının amaçlandığı kaydedildi.
Türkiye ile Uganda aynı kategoride
Son 10 yıl içerisinde kız çocuklarının en az 20 ülkede kaçırılarak savaş sırasında çeşitli görevlere zorlandığının ileri sürüldüğü raporda, "Bu ülkeler arasında Sahra Güneyi Afrika'da; Angola, Burundi, Liberya, Mozambik, Rwanda, Sierra Leone ve Uganda, Latin Amerika'da; Kolombiya, El Salvador ve Peru, Asya'da; Kamboçya, Myanmar, Filipinler, Sri Lanka ve Timor-Leste; Avrupa'da ise Yugoslavya ve Türkiye yer almaktadır" ifadesi yer aldı.
1990 ile 2003 yılları arasında 55 ülkede hükümete bağlı güçlerde, milislerde ya da muhalif silahlı güçlerde kız çocuklarının bulunduğunun öne sürüldüğü raporda, bu ülkelerden 38'inde kızların çatışmalara fiilen katıldığı iddia edildi. Çatışmalarda erkek çocuklarının 'odak noktası' haline geldiğinin vurgulandığı raporda, kız çocuklarının ise yetişkin silahlı kişilerin 'eşleri' ya da 'cinsel köleleri' olarak kullanıldığı belirtildi. Raporda, kız çocuklarının bu çatışmalarda ayrıca aktif savaşçı, istihbarat elemanı, casus, hamal, hastabakıcı ve işçi olarak kullanıldığı da yazıldı.
Kızlar çatışmalarda nasıl yer alıyor?
Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu'nda Kolombiya ve Kamboçya'da olduğu gibi ailelerin kız çocuklarını bir tür "vergi" olarak silahlı güçlere verdiği de ifade edileGrek, "Örneğin Kosovalı Arnavut bir mülteci, tecavüze uğrayan 13 yaşındaki kızını bu olaydan sonra Kosova Kurtuluş Ordusu'na vermiştir. Baba gerekçe olacak şunları söylemiştir: Böylece Sırplar bize ne yaptıysa kızım da onlara aynısını yapacak. Belki de ölecek; ama böylesi en iyisi. Başına gelenlerden sonra zaten bir geleceği olmayacaktı" denildi. Kimi kızların da silahlı gruplara isteyerek girdiğinin anlatıldığı raporda şu ifadelere yer verildi:
"Kimi kızlar da silahlı bir gruba girmeyi isteyebilirler. Ancak bu istek çoğu kez hayatta kalma kaygısından kaynaklanmaktadır. Günümüzde cereyan eden silahlı çatışmaların pek çoğunda görülen fiziksel ve cinsel istismar olayları düşünüldüğünde elde silah savaşmak, tecavüzü, yaralanmayı ve ölümü beklemekten daha cazip olabilir. Bu arada, çatışan tarafların ikmal sistemlerinin, çatışmaların etkilediği bölgelerde yaşayan çocuklar için tek yiyecek, barınak ve güvenlik kaynağı olabileceğini de unutmamak gerekir. Dolayısıyla, bu çocukların silahlı çatışmalarda gönüllü olarak yer aldıkları sonucuna varmak hem yanlış hem de yanıltıcı olacaktır."
Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) tarafından hazırlanan, "Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu"nda Türkiye'ye yönelik büyük bir suçlama yer alıyor. UNİCEF söz konusu raporunda, Türkiye'yi, "kız çocuklarının kaçırılıp çatışmalarda kullanıldığı 20 ülkeden biri" olarak gösterdi.
Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da katıldığı toplantıda açıklanan Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu'nda kız çocuklarının çatışmalardaki durumuna yer verildi. Türkiye'ye ağır suçlamaların yapıldığı bu rapora Başbakan'ın sessiz kalması dikkat çekti. Silahlı çatışmalar sırasında kız çocuklarının belirli amaçlarla özel olarak hedef seçildiklerinin belirtildiği raporda, kız çocuklarının savaşçı ya da cinsel anlamda "eş" olarak kullanılmasının amaçlandığı kaydedildi.
Türkiye ile Uganda aynı kategoride
Son 10 yıl içerisinde kız çocuklarının en az 20 ülkede kaçırılarak savaş sırasında çeşitli görevlere zorlandığının ileri sürüldüğü raporda, "Bu ülkeler arasında Sahra Güneyi Afrika'da; Angola, Burundi, Liberya, Mozambik, Rwanda, Sierra Leone ve Uganda, Latin Amerika'da; Kolombiya, El Salvador ve Peru, Asya'da; Kamboçya, Myanmar, Filipinler, Sri Lanka ve Timor-Leste; Avrupa'da ise Yugoslavya ve Türkiye yer almaktadır" ifadesi yer aldı.
1990 ile 2003 yılları arasında 55 ülkede hükümete bağlı güçlerde, milislerde ya da muhalif silahlı güçlerde kız çocuklarının bulunduğunun öne sürüldüğü raporda, bu ülkelerden 38'inde kızların çatışmalara fiilen katıldığı iddia edildi. Çatışmalarda erkek çocuklarının 'odak noktası' haline geldiğinin vurgulandığı raporda, kız çocuklarının ise yetişkin silahlı kişilerin 'eşleri' ya da 'cinsel köleleri' olarak kullanıldığı belirtildi. Raporda, kız çocuklarının bu çatışmalarda ayrıca aktif savaşçı, istihbarat elemanı, casus, hamal, hastabakıcı ve işçi olarak kullanıldığı da yazıldı.
Kızlar çatışmalarda nasıl yer alıyor?
Dünya Çocuklarının Durumu 2005 Raporu'nda Kolombiya ve Kamboçya'da olduğu gibi ailelerin kız çocuklarını bir tür "vergi" olarak silahlı güçlere verdiği de ifade edileGrek, "Örneğin Kosovalı Arnavut bir mülteci, tecavüze uğrayan 13 yaşındaki kızını bu olaydan sonra Kosova Kurtuluş Ordusu'na vermiştir. Baba gerekçe olacak şunları söylemiştir: Böylece Sırplar bize ne yaptıysa kızım da onlara aynısını yapacak. Belki de ölecek; ama böylesi en iyisi. Başına gelenlerden sonra zaten bir geleceği olmayacaktı" denildi. Kimi kızların da silahlı gruplara isteyerek girdiğinin anlatıldığı raporda şu ifadelere yer verildi:
"Kimi kızlar da silahlı bir gruba girmeyi isteyebilirler. Ancak bu istek çoğu kez hayatta kalma kaygısından kaynaklanmaktadır. Günümüzde cereyan eden silahlı çatışmaların pek çoğunda görülen fiziksel ve cinsel istismar olayları düşünüldüğünde elde silah savaşmak, tecavüzü, yaralanmayı ve ölümü beklemekten daha cazip olabilir. Bu arada, çatışan tarafların ikmal sistemlerinin, çatışmaların etkilediği bölgelerde yaşayan çocuklar için tek yiyecek, barınak ve güvenlik kaynağı olabileceğini de unutmamak gerekir. Dolayısıyla, bu çocukların silahlı çatışmalarda gönüllü olarak yer aldıkları sonucuna varmak hem yanlış hem de yanıltıcı olacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.