Arapların uluslararası yasaları herhangi bir ihlali hemen soruşturmaya tabi tutulurken, İsrail'in katliamlarının araştırılması engelleniyor BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Gazze sahili katliamının soruşturulması için çağrı yapar yapmaz, İsrail BM'ye karşı ayağa kalktı ve başbakan Ehud Olmert bunu kabul etmeyeceğini, kendisini 'BM'nin rahmeti altına koymayacağını' ifade etti. Başka İsrailli yetkililer de benzer tepkiler verdi. İsrail'in Annan'ın çağrısına bu yanıtı, insanı ilginç karşılaştırmalar yapmaya sevk ediyor. BM'nin veya İsrail'in herhangi bir Arap ülkesinden her talebi, bu ülkelerin hiçbirine danışılmaksızın derhal karara dönüşebiliyor. Arap ülkeleri hakkında suçlamalar üretmek ve bu suçlamaların soruşturulması için uluslararası komisyonlar oluşturuluyor. Tüm bunlar BM ofislerinde, ABD'nin imzasıyla hızla yerine getiriliyor. Arapların bu durum karşısında harekete geçmeyip ABD ve İsrail'e teslim olmaları dehşet verici. BM'de veto hakkına sahip Amerikalı bir delegenin, İsrail heyetinin de üyesi sayılabileceği doğru. Ancak bu durum İsrail'in uluslararası yasaları reddetme, katliam yapma hakkına sahip olduğu anlamına gelmez. Üstelik, Araplar da İsrail'in taleplerine onay vermek zorunda değil. Arap hükümetlerinin önünde başka çözüm yöntemleri var ve İsrail'i saldırılarını durdurmaya mecbur bırakabilirler. Fakat, Araplar görüldüğü gibi bunu yapmak istemiyor. Arapların uluslararası düzeydeki tutumu cılız, hatta utanç verici kalırken, İsrail daha da küstahlaşıyor ve tahriklerini akıl almaz biçimde sürdürüyor. En büyük sıkıntı da, ABD ve İsrail'in Arapları, topraklarını ve zenginliklerini hedef alan uzun vadeli planlarının bulunması. Bu planlar korku verici ve tüm Araplar da bunun farkında. İZZEDDİN DERVİŞ /Suriye gazetesi Teşrin/ Radikal