TÜSİAD risk altında
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, "cari açık, yüzde 3-4 gibi boyutlara ulaştığında biz farklı bir risk eşiğine atlıyoruz. Bugün yüzde 10 oranında" ifadesini kullanarak, Türkiye'nin büyük bir riskle karşı karşıya olduğunu dile getirdi
15.02.2012 00:00:00
YENİ MESAJ - İSTANBUL
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, kuvvetler ayrılığı noktasında bir problem yaşandığını belirterek, “Daha demokratik bir yere gidiyoruz derken yine bir mayına çarptık. Gördük ki erkler arasındaki kavga bitmemiş. Hukukun ve erkler arasındaki görev bölümünün nerede başlayıp, nerede bittiği konusunda bir kavram kargaşası var” dedi.
TÜSİAD'ın 2012 yılı çalışma programını açıklayan Boyner, hukukun gücünün değil, gücün hukukunun bir kez daha ön plana çıktığını belirterek, “Tabiri caizse, bir süredir gazeteciden devlet memuruna, güvenlik görevlisinden öğretim görevlisine kadar çok sayıda insan, bir çok vatandaşımızın gözünde ‘kim vurdu'ya gidiyor. Bu güvensizlik ve savrulma, toplumda kamplaşmayı, ötekileştirmeyi artırarak aslında toplum olarak bünyemize bir ‘zehir' olarak akıyor” dedi.
TÜSİAD, AB'den vazgeçmiyor
TÜSİAD'ın 2012 çalışma programının 3 ana tema üzerinde şekillendiğini belirten Boyner, birincisinin sürdürülebilir büyüme için üretkenliğin artırılması olduğunu söyledi. İkincisinin hem teknik, hem demokratik standartlar açısından Avrupa uyumunun derinleşmesi olduğunu söyleyen Boyner, AB hedefi ne kadar uzak görünse de, Türkiye'deki reform gücü için çok önemli olduğunu düşündüklerini söyledi. Üçüncü temayı demokratikleşme olarak açıklayan Boyner, “Görüyoruz ki Türkiye, 2000'li yılların başından itibaren ciddi bir demokratikleşme atağına kalkmıştı ancak bugün geldiğimiz noktada yaşadığımız bir takım krizlerde, geldiğimiz yolun bir arpa boyu kadar olduğunu da itiraf etmek zorundayız. O açıdan biz, demokratikleşme ve bunun alt başlıkları üzerinde önemle duracağız” dedi.
Cari açık önemli
Boyner, mali ve para politikalarının cari açığın çözümü için yetersiz kaldığına dikkati çekerek, “Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açık, yüzde 3-4 gibi boyutlara ulaştığında biz farklı bir risk eşiğine atlıyoruz. Bugün yüzde 10 oranında. Bu noktada mal ticareti ve ticaret dengemize odaklanmamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Boyner, konunun Türkiye büyüdükçe, büyüyen bir mesele haline geldiğini söyledi. Boyner, bu nedenle içeride üretilen katma değere, imalat yapısına, teknoloji üretimine ve inovasyon kapasitesine bakılması gerektiğine dikkati çekti.
MİT veya diğer devlet görevlileri için kanun çıkarmanın “durumsal bir yöntem” olduğunu belirten Boyner, “Sistemi bir demokratik hukuk devleti inşa etme üzerine dönüştürme amacına da yeteri kadar hizmet etmiyor. Reform dediğimiz şey zihniyetten başlayan bir bütündür. Bunu parça parça, yamayla bu sistemi düzeltebileceğimiz yeri çoktan geçtik diye düşünüyoruz” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, kuvvetler ayrılığı noktasında bir problem yaşandığını belirterek, “Daha demokratik bir yere gidiyoruz derken yine bir mayına çarptık. Gördük ki erkler arasındaki kavga bitmemiş. Hukukun ve erkler arasındaki görev bölümünün nerede başlayıp, nerede bittiği konusunda bir kavram kargaşası var” dedi.
TÜSİAD'ın 2012 yılı çalışma programını açıklayan Boyner, hukukun gücünün değil, gücün hukukunun bir kez daha ön plana çıktığını belirterek, “Tabiri caizse, bir süredir gazeteciden devlet memuruna, güvenlik görevlisinden öğretim görevlisine kadar çok sayıda insan, bir çok vatandaşımızın gözünde ‘kim vurdu'ya gidiyor. Bu güvensizlik ve savrulma, toplumda kamplaşmayı, ötekileştirmeyi artırarak aslında toplum olarak bünyemize bir ‘zehir' olarak akıyor” dedi.
TÜSİAD, AB'den vazgeçmiyor
TÜSİAD'ın 2012 çalışma programının 3 ana tema üzerinde şekillendiğini belirten Boyner, birincisinin sürdürülebilir büyüme için üretkenliğin artırılması olduğunu söyledi. İkincisinin hem teknik, hem demokratik standartlar açısından Avrupa uyumunun derinleşmesi olduğunu söyleyen Boyner, AB hedefi ne kadar uzak görünse de, Türkiye'deki reform gücü için çok önemli olduğunu düşündüklerini söyledi. Üçüncü temayı demokratikleşme olarak açıklayan Boyner, “Görüyoruz ki Türkiye, 2000'li yılların başından itibaren ciddi bir demokratikleşme atağına kalkmıştı ancak bugün geldiğimiz noktada yaşadığımız bir takım krizlerde, geldiğimiz yolun bir arpa boyu kadar olduğunu da itiraf etmek zorundayız. O açıdan biz, demokratikleşme ve bunun alt başlıkları üzerinde önemle duracağız” dedi.
Cari açık önemli
Boyner, mali ve para politikalarının cari açığın çözümü için yetersiz kaldığına dikkati çekerek, “Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açık, yüzde 3-4 gibi boyutlara ulaştığında biz farklı bir risk eşiğine atlıyoruz. Bugün yüzde 10 oranında. Bu noktada mal ticareti ve ticaret dengemize odaklanmamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
Boyner, konunun Türkiye büyüdükçe, büyüyen bir mesele haline geldiğini söyledi. Boyner, bu nedenle içeride üretilen katma değere, imalat yapısına, teknoloji üretimine ve inovasyon kapasitesine bakılması gerektiğine dikkati çekti.
MİT veya diğer devlet görevlileri için kanun çıkarmanın “durumsal bir yöntem” olduğunu belirten Boyner, “Sistemi bir demokratik hukuk devleti inşa etme üzerine dönüştürme amacına da yeteri kadar hizmet etmiyor. Reform dediğimiz şey zihniyetten başlayan bir bütündür. Bunu parça parça, yamayla bu sistemi düzeltebileceğimiz yeri çoktan geçtik diye düşünüyoruz” dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.