Suriye’de Arap Baharı’na olan direniş karşısında muhalif güçleri destekleyen Arap Birliği, malum Kasım 2011’de bu devletin Arap Birliği’ndeki üyeliğini askıya almıştı.
İsrail özrü ile eş zamanlı olarak Suriye’ye karşı ikinci bir adım atan Birlik, şimdi de muhaliflere tam destek verdiğini açıkladı.
Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Konseyi, Suriye’yi tek başına temsil etme hakkı kazandı.
Birlik üyesi 22 ülke, Özgür Suriye Ordusu’na silah yardımı yapılmasını onayladı.
Görünen o ki, Arap devletleri içinde ABD yanlısı olmayan bir devlet kalmadı.
Tunus’un, Libya’nın, Mısır’ın ve bugün Suriye’nin içinde bulunduğu acı tablo, ABD eli ile İsrail yararına bölgedeki gelişmelerdir.
Ve maalesef, bugün Arap devletleri arasında dış politika ABD’ye hizmet üzerine devam etmektedir.
Dünya siyasetinde dengelere yön veren en önemli kıstas ABD’nin yanında olmak ya da olmamak haline getirilmiştir.
Bunun bir örneği de biz yaşıyoruz.
İsrail’in Mavi Marmara katliamı ile ilgili olarak geç gelen özrünü, iyi bir jest olarak değerlendirenlere karşı, İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Amidror, “Özellikle Suriye konusu başta olmak üzere bölgesel tehditlerle daha iyi baş edebilmek için bu yapıldı” açıklamasında bulundu.
Yani, üç yıl gecikmeli İsrail özrü yine İsrail yararına kazanımlar hesabı ile yapıldı.
Peki, Türkiye bu süreçte ne kazanacak?
Bir telefon konuşmasının içinde yer alan, yazılı bir şekilde dahi aktarılmamış kuru bir özrün Türkiye’ye uluslararası arena da hiçbir katkısı olmayacaktır.
Bu özür kaybolan prestijin iadesi değildir.
Tam tersine İsrailli yetkililerin de belirttiği, Suriye konusunda tampon Türkiye’nin aynı vazifeye devamını sağlayacak küçük bir mükâfattır.
Ne yazık ki, Arap Birliği’nde izlenen ABD yanlısı siyaset ile kendinden olana silah çekme noktasına getirilen Arap İslam âlemi gibi, Türkiye de aynı ABD’ci zihniyet ile “Müslüman’a silah çeken bir ülke” yapılmıştır.
Eğer aynı mantıkla yola devam edilirse, Türkiye de bir gün Müslüman kardeşleri tarafından silah doğrultulan diğer bir İslam ülkesi olabilir.
İsrail özrü ile eş zamanlı olarak Suriye’ye karşı ikinci bir adım atan Birlik, şimdi de muhaliflere tam destek verdiğini açıkladı.
Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Konseyi, Suriye’yi tek başına temsil etme hakkı kazandı.
Birlik üyesi 22 ülke, Özgür Suriye Ordusu’na silah yardımı yapılmasını onayladı.
Görünen o ki, Arap devletleri içinde ABD yanlısı olmayan bir devlet kalmadı.
Tunus’un, Libya’nın, Mısır’ın ve bugün Suriye’nin içinde bulunduğu acı tablo, ABD eli ile İsrail yararına bölgedeki gelişmelerdir.
Ve maalesef, bugün Arap devletleri arasında dış politika ABD’ye hizmet üzerine devam etmektedir.
Dünya siyasetinde dengelere yön veren en önemli kıstas ABD’nin yanında olmak ya da olmamak haline getirilmiştir.
Bunun bir örneği de biz yaşıyoruz.
İsrail’in Mavi Marmara katliamı ile ilgili olarak geç gelen özrünü, iyi bir jest olarak değerlendirenlere karşı, İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Amidror, “Özellikle Suriye konusu başta olmak üzere bölgesel tehditlerle daha iyi baş edebilmek için bu yapıldı” açıklamasında bulundu.
Yani, üç yıl gecikmeli İsrail özrü yine İsrail yararına kazanımlar hesabı ile yapıldı.
Peki, Türkiye bu süreçte ne kazanacak?
Bir telefon konuşmasının içinde yer alan, yazılı bir şekilde dahi aktarılmamış kuru bir özrün Türkiye’ye uluslararası arena da hiçbir katkısı olmayacaktır.
Bu özür kaybolan prestijin iadesi değildir.
Tam tersine İsrailli yetkililerin de belirttiği, Suriye konusunda tampon Türkiye’nin aynı vazifeye devamını sağlayacak küçük bir mükâfattır.
Ne yazık ki, Arap Birliği’nde izlenen ABD yanlısı siyaset ile kendinden olana silah çekme noktasına getirilen Arap İslam âlemi gibi, Türkiye de aynı ABD’ci zihniyet ile “Müslüman’a silah çeken bir ülke” yapılmıştır.
Eğer aynı mantıkla yola devam edilirse, Türkiye de bir gün Müslüman kardeşleri tarafından silah doğrultulan diğer bir İslam ülkesi olabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018































































































