BMGK reforma hazırlanırken Türkiye, daimi olmayan üyeliklerin arttırılmasından yana tavır koyuyor. Bu, 2009-2010'da daimi olmayan koltuklardan birine adaylık koyan Türkiye'nin şansını arttıracak gerekçesiyle yapılıyor. Ve Türkiye, şimdilik daimi üyelik istemenin gerçekçi olmadığını düşünüyor Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan bağımsız bir kurul, örgütün karar organı olan Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılanmasından, önleyici vuruş ve terörle mücadeleye kadar pek çok tartışmalı konuda 100'ü aşkın tavsiyede bulunan raporunu hafta ortasında New York'ta yayınladı.
BMGK reformuna ilişkin çalışmaların 10 yıllık geçmişi olmasına rağmen bu süre içerisinde örgütün, 1990 sonrası dünyadaki köklü değişikliklere uyum sağlamasını ve daha etkin olabilmesini öngören çalışmalardan henüz bir sonuç alınamadı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan göreve geldiğinde özellikle Güvenlik Konseyi'nin, reforma tabii tutulmasını öncellikli hedef olarak göstermişti. Annan, bu sebeple bir yıl önce akil adamlardan oluşan üst düzey bir panel kurmuştu.
Taslakta neler var?
Reform taslağında iki formül öneriliyor; Birinci formülde, mevcut veto hakkı olan 5 daimi üyeye, Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ve Avrupa'dan 6 daimi üye daha eklenmesi öngörülüyor; ayrıca daimi olmayan ve seçimle gelen 10 üyenin sayısı 13'e çıkartılıyor. İkinci formülde ise, daimi olmayan 10 üyeye 1 üye ülke daha katılıyor; ayrıca 5 veto hakkı olan daimi üyeye ek olarak yeni bir "yarı-daimi üyelik" statüsü oluşturuluyor. Dört yılda bir seçimle gelecek olan bu grupta 8 ülkenin yer alması öngörülüyor.
Türkiye hangi
formülden yana?
Panelin Çarşamba günü açıkladığı reform taslağı sonrasındaki durumu Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Ersin Erçin "BM reform çalışmaları içinde en ihtilaflı konuyu, Güvenlik Konseyi'nin reformu oluşturuyor. Bazı ülkeler daimi üyeliklerin sayısının artırılmasını isterken, çoğunluk sadece daimi olmayan üyelerin sayısının artırılmasını istiyor" şeklinde değerlendirdi. Ersin Elçin, Türkiye'nin, taslakta önerilen modellerden daimi olmayan üyeliklerin artırılmasından yana olan modeli desteklediğini belirtti. Erçin, bunun BM Güvelik Konseyi'nin 2009-2010 yılında daimi üye olmayan koltuklarından birine adaylığını koyan Türkiye'nin şansını arttıracağını söyledi. Daimi üyelerin seçilmesinde başlıca üç kriterin gözönüne alındığını belirten Erçin bunların, siyasi ve ekonomik güç, eşit coğrafi dağılım ve BM bütçesine ve faaliyetlerine katkı oranı olduğunu söyledi. Türkiye'nin şimdilik daimi üyelik istemesinin henüz gerçekçi olmadığını vurgulayan Erçin, Konseyin genişlemesi durumunda bölgesel güç olarak Türkiye'nin de bu statüye ulaşabileceğini vurguladı. 2009-2010 yılında Türkiye'nin adaylığı açısından hangi modelin daha avantajlı olduğunu değerlendireceklerini söyleyen Erçin, iki modelin de Türkiye'nin çıkarlarına uygun olmaması durumunda başka çözümler üzerinde durulabileceğinin altını çizdi.
BMGK reformuna ilişkin çalışmaların 10 yıllık geçmişi olmasına rağmen bu süre içerisinde örgütün, 1990 sonrası dünyadaki köklü değişikliklere uyum sağlamasını ve daha etkin olabilmesini öngören çalışmalardan henüz bir sonuç alınamadı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan göreve geldiğinde özellikle Güvenlik Konseyi'nin, reforma tabii tutulmasını öncellikli hedef olarak göstermişti. Annan, bu sebeple bir yıl önce akil adamlardan oluşan üst düzey bir panel kurmuştu.
Taslakta neler var?
Reform taslağında iki formül öneriliyor; Birinci formülde, mevcut veto hakkı olan 5 daimi üyeye, Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika ve Avrupa'dan 6 daimi üye daha eklenmesi öngörülüyor; ayrıca daimi olmayan ve seçimle gelen 10 üyenin sayısı 13'e çıkartılıyor. İkinci formülde ise, daimi olmayan 10 üyeye 1 üye ülke daha katılıyor; ayrıca 5 veto hakkı olan daimi üyeye ek olarak yeni bir "yarı-daimi üyelik" statüsü oluşturuluyor. Dört yılda bir seçimle gelecek olan bu grupta 8 ülkenin yer alması öngörülüyor.
Türkiye hangi
formülden yana?
Panelin Çarşamba günü açıkladığı reform taslağı sonrasındaki durumu Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Yardımcısı Ersin Erçin "BM reform çalışmaları içinde en ihtilaflı konuyu, Güvenlik Konseyi'nin reformu oluşturuyor. Bazı ülkeler daimi üyeliklerin sayısının artırılmasını isterken, çoğunluk sadece daimi olmayan üyelerin sayısının artırılmasını istiyor" şeklinde değerlendirdi. Ersin Elçin, Türkiye'nin, taslakta önerilen modellerden daimi olmayan üyeliklerin artırılmasından yana olan modeli desteklediğini belirtti. Erçin, bunun BM Güvelik Konseyi'nin 2009-2010 yılında daimi üye olmayan koltuklarından birine adaylığını koyan Türkiye'nin şansını arttıracağını söyledi. Daimi üyelerin seçilmesinde başlıca üç kriterin gözönüne alındığını belirten Erçin bunların, siyasi ve ekonomik güç, eşit coğrafi dağılım ve BM bütçesine ve faaliyetlerine katkı oranı olduğunu söyledi. Türkiye'nin şimdilik daimi üyelik istemesinin henüz gerçekçi olmadığını vurgulayan Erçin, Konseyin genişlemesi durumunda bölgesel güç olarak Türkiye'nin de bu statüye ulaşabileceğini vurguladı. 2009-2010 yılında Türkiye'nin adaylığı açısından hangi modelin daha avantajlı olduğunu değerlendireceklerini söyleyen Erçin, iki modelin de Türkiye'nin çıkarlarına uygun olmaması durumunda başka çözümler üzerinde durulabileceğinin altını çizdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.