AZİZ dostlarım, biliyorsunuz geçen hafta AB'de Türkiye için son derece kritik(!) bir karar alındı. AB Komisyonu, Türkiye ile 3 Ekim 2005'de tam üyelik müzakerelerinin çerçevesini belirleyen belgeyi onayladığını açıkladı.Bizim "işportacı devlet zihniyetine" ve bu zihniyeti "tam tam çalarak" AB aşkına oynatan "dümbeleklere" göre, "Türkiye Avrupa yolunda önemli bir adım daha" atıvermiş... Bu "önemli adım"ın "dipsiz uçurum" olduğunu bilen çok ama maalesef söyleyen yok...AB'nin birçok etkili ve yetkilisinin yaz boz oyunu misali zekâ geliştirdikleri; "pardon yanlış anlaşıldık" düzeltmeli samimî ifadelerinden ve -haydi siz "dokunmatik" kabul edin de ben yapmacık demiş olayım- diplomatik konuşmalarından anlaşılıyor ki; başlangıcı 3 Ekim 2005 olarak kabul edilen Türkiye'yi kapı önünde ve çit arkasında oyalama "süreci" en az 15 ila 20 yıl olacaktır.Bu "tam üyelik" oynak hedefli, karavana ihtimali yüksek, "ucu açık-endâzesi kaçık" süre sonunda, eğer AB tarihe karışmamışsa; AB üyelerinden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi veya Yunanistan, hatta yakın zamanda AB'ye girmelerine kesin gözüyle bakılan Bulgaristan, Romanya veya Hırvatistan, adaylığımızı doğrudan veya referandumla veto etmezse; "ölme eşeğim yaz gele, yonca bite" makamında ve "kaba saz" eşliğinde AB'ye katılacağız. Yâni "zurnanın son deliği" veya "soldaki sıfırın ondalığı" sıfatımızla; "kamburu çıkmış" ve "kambura yatmış" olan -haydi siz AB kabul edin de, ben "Vahşî Batı" diyeyim- "tek dişi kalmış canavar"ın "yal"ayıp yutacağı Haçlı sofrasına; bölünmüş, dilimlenmiş, ayıklanmış, alevli ateşlerde kızartılmış "hindi" olarak atılacağız...Ayşecik uyarıyor...KIBRIS Türklüğü'nün yüz akı mücahidesi, "Mehmetçik"in eli kalemli, gönlü elemli "Ayşecik Bacısı" Ayşe Kocatürk, Türkiyeli Medya'nın "imtiyazlı ortaklık işinden kıl payı yırttık" narası atarak takdîm ettiği, "başarı" diye yutturmaya çalıştığı, AB Komisyonu'nun "Çerçeve anlaşmasını onay belgesini", İngilizce aslından didik didik ederek, satır satır incelemiş... Bu incelemesini de çok uzun bir mektuba dökmüş..."AB Komisyonu tarafından kabul edilen Çerçeve Belgesi'nden önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek istiyorum... Rumlar'ın, AB başvurularında gasp ettikleri "Kıbrıs Cumhuriyeti" unvanı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından tanınmaları için, gerek ek protokol, gerekse yeni onaylanan çerçeve belgesinde özellikle; "Republic of Cyprus" olarak anılmışlardır. Bu Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ni, Ada'nın tek devleti olarak bir kere daha tescîl ettirmek, hem de ileride KKTC Devleti'nin tanınma riskini ortadan kaldırmak için yapılmış bir ayrıntı oyunudur.Bugün acil imzalanması için çağrıda bulunulan ek protokolde, AB üyesi bütün devletler, kendi unvanları ile yer almaktadırlar. Meselâ söz konusu belgelerde Yunanistan, resmi adıyla yâni "Hellenic Republic", Fransızlar "The French Republic", Finlandiya "The Republic of Finland", Danimarka "The Kingdom of Denmark" olarak yer almaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ne yazık ki bu belgede diğer devlet adları nasıl kullanılıyorsa aynen öyle, yâni "The Republic of Turkey" olarak tanımlanması gereken Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin adı sadece "Turkey" olarak anılmaktadır.Tüm bu gerçekler çerçevesinde Türk yetkililer Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendi adı ile anılmadığı herhangi bir belgede ya da anlaşma metninde devletimizin "Turkey" olarak yer almasına müsaade etmemelidirler. Bizim devletimizin, anavatanımızın adı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti"dir."Servet Kabaklı/ Halka ve Olaylara Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.