Turkcell, bir Türk sermaye grubunun yarattığı, marka yaptığı bir "teknoloji" şirketi. Yurtiçinde ve yurtdışında kendi sektöründe önde koşuyor. Marka olarak içeride ve dışarıda önde koşuyor. Teknolojisi çağdaş. Ve de sektöründe yurtdışı ve yurtiçi rakiplerine göre farklı bir yerde. Faaliyetleri nedeniyle kâr da ediyor.Turkcell'i kuran, geliştiren hâkim ortağın (Çukurova Grubu), bankacılık sektöründeki "yanlışları" nedeniyle Pamukbank'ta "başı derde girdi". Pamukbank olayı Yapı Kredi'de hâkim ortağın hisselerinin satışını zorunlu kıldı.Çukurova Grubu, Pamukbank ile dibine yuvarlandığı bataktan kurtulma arayışında Turkcell'deki hisselerini satışa çıkardı.Ne Yapı Kredi'de ne Turkcell'de "gönüllü" bir satış söz konusu değil. "Zorunluluk" var. Mecburiyetten, "batan geminin malları bunlar" diyerek, zaman baskısı altında alıcı aranırken, Turkcell'de yüzde 36.9 ortaklık payı olan İskandinav telekomünikasyon şirketi Telia-Sonera, hâkim ortağın hisselerine talip oldu.Turkcell 'batan geminin malı'Telia-Sonera, hâkim ortak elindeki yüzde 27.4 oranındaki hisseyi 3.1 milyar dolar ödeme ile satın alacak ve de Turkcell'deki ortaklık payını yüzde 64.3'e çıkararak "hâkim ortak" konumunu elde edecekti.Açık anlatımıyla Turkcell artık Türk sermayesinin hâkimiyetinden çıkacak, İskandinav sermayesinin hâkimiyetine girecekti."Batan geminin mallarının satışı söz konusu olunca", alıcılar "efelenir"... Durumdan yararlanma arayışına girer. Çukurova Grubu'nun satış konusunda zaman bakımından acelesi olduğunu gören Telia-Sonera sadece fiyatı düşürmek ile kalmadı, Türk hükümetine de "kafa tutmaya" başladı.Bu tür büyük alımlarda alım yapan sermaye grubunun bir mükellefiyeti vardır. Toplu olarak satın aldığı hisse senetlerinin her birine kaç lira fiyat biçmiş ise, borsadan aynı şirketin hisse senetlerini daha önce satın alanlara da çağrı yapmak ve de isteyenin hisse senetlerini de aynı fiyattan satın alırım demek zorundadır. Telia-Sonera tepe yöneticileri, "Bize söz verildi. Bizim çağrı mükellefiyetimiz yok. Halktan hisse senedi satın almayız..." diye konuşup durdu.Telia-Sonera ile Çukurova Grubu satış için üç ay önce anlaşmıştı ama, 23 Mayıs'a kadar satış işlemleri sonuçlandırılacaktı. Pazartesi günü taraflardan yapılan açıklamadan öğrendiğimize göre Çukurova Grubu, sahip olduğu yüzde 27.4 oranındaki hisseyi Telia-Sonera'ya satmaktan vazgeçmiş. Bu durumda Çukurova Grubu'nun Turkcell'deki hâkimiyeti devam ediyor.Bunlar da gerçeklerAncak, bir gerçek var... Çukurova Grubu Turkcell'deki hisselerini satmaya (maalesef) mecbur. Hem de kısa sürede satmaya mecbur...- Yerli sermaye grupları Turkcell hisselerine ilgi göstermiyor. Turkcell'in hisselerinin halka satılarak beklenen ölçüde para toplanması mümkün olabilir ama kimse bu alternatifi tartışmıyor.- Çukurova Grubu'nun Rus yatırım grubu "Alfa" ile anlaşabileceğinden ve Alfa grubu ile oluşturulacak bir ortaklığın Turkcell'in hisselerinin yüzde 27'sini satın alabileceğinden, bu ortaklık gerçekleşirse, Çukurova Grubu'nun dolaylı olarak Turkcell yönetimindeki hâkimiyetinin devam edebileceğinden söz ediliyor. Bu çok dolambaçlı ve gerçekleşmesi güç bir formül.- Sonunda gene "yabancı sermaye grubuna satış" zorunluluğu ortaya çıkıyor.Geliniz, görünüz ki, Turkcell'de hiçbir payı bulunmayan bir yabancı sermaye grubunun, yönetimde söz sahibi olamayacağı bir şirketin sermayesinin yüzde 27.4'üne 3.1 milyar dolar ödemesi çok zor.Turkcell'in yerli sermaye hâkimiyetinde kalmasını çok kimse arzuluyor ama, "Telia-Sonera işi bozuldu, Turkcell yabancılara satılmayacak" şeklinde açıklığa kavuşmuş bir tablo henüz ortada yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.