Nasrettin Hoca
Türk insanının akılcı, faydacılığını belirleyen bir hikayesini aktaralım... Nasrettin Hoca pazarda dolaşırken bir kalabalık görmüş. Karışmış aralarına, bakmış, bir kuşun sahibi avazı çıktığı kadar haykırıyor: "Haydi, yok mu artıran?... Üç altına... Üç altına!. " Hoca kuşu satana sormuş: "Arkadaş, yarım okka çekmez bu kuş!.. Üç altın istemeye utanmıyor musun?." Kuşun sahibi gülmüş: "Çekil git Hoca, zevzekliğin sırası değil... Bu kuş, ama adam gibi konuşur!.. Anladın mı?.. Papağan bu, papağan!.." Hoca eve koşup kümesteki kazı koltuğunun altına sıkıştırdığı gibi pazara gelmiş, papağanı satanın yanına gelip bağırmaya başlamış!.. "Hadi, çeyrek altına, çeyrek altına!.." Papağanın sahibi sormuş: "Neden 5 kuruşluk kaza çeyrek altın istiyorsun? Ben üç altın istiyorum ama, benim papağan adam gibi konuşur... Senin bu kaz ne yapar?..." Hoca, istifini bozmadan cevap vermiş: "Ne yapacak?.. O da adam gibi düşünür!."
Nasrettin Hoca Türk
milletinin minyatürüdür
Her anlatımın insan çıkarlarına dayandığını bundan güzel nasıl söylersiniz?.. Hoca da geniş bir hoşgörü, akılcı bir yöntem olmasa, bu hikaye nasıl kurulur, nasıl bağlanır?.. Eğer Türkler tarih boyunca imparatorluklar kurmuş, milletler yönetmişse, bunun sebebi, bu gerçekçilikleri, bu hoşgörüleridir.Amerikalı sosyolog Herbert Adams Cibbons, Birinci Dünya Savaşı'nda Türklerin politikaları üzerine yazdığı bir kitaba, şu sözlerle giriyor: "Türkler, akılcı, gerçekçi, hoşgörüsü bol, inanmış bir millettir. Önce, Nasrettin Hoca'nın hikayelerini okuyunuz, sonra kendilerini gidip görünüz. Göreceksiniz ki, dediklerim doğrudur. Nasrettin Hoca, Türk milletinin minyatürü gibi bir şeydir." Sözden güzel ne olur?.. "Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş..."
Türk insanının akılcı, faydacılığını belirleyen bir hikayesini aktaralım... Nasrettin Hoca pazarda dolaşırken bir kalabalık görmüş. Karışmış aralarına, bakmış, bir kuşun sahibi avazı çıktığı kadar haykırıyor: "Haydi, yok mu artıran?... Üç altına... Üç altına!. " Hoca kuşu satana sormuş: "Arkadaş, yarım okka çekmez bu kuş!.. Üç altın istemeye utanmıyor musun?." Kuşun sahibi gülmüş: "Çekil git Hoca, zevzekliğin sırası değil... Bu kuş, ama adam gibi konuşur!.. Anladın mı?.. Papağan bu, papağan!.." Hoca eve koşup kümesteki kazı koltuğunun altına sıkıştırdığı gibi pazara gelmiş, papağanı satanın yanına gelip bağırmaya başlamış!.. "Hadi, çeyrek altına, çeyrek altına!.." Papağanın sahibi sormuş: "Neden 5 kuruşluk kaza çeyrek altın istiyorsun? Ben üç altın istiyorum ama, benim papağan adam gibi konuşur... Senin bu kaz ne yapar?..." Hoca, istifini bozmadan cevap vermiş: "Ne yapacak?.. O da adam gibi düşünür!."
Nasrettin Hoca Türk
milletinin minyatürüdür
Her anlatımın insan çıkarlarına dayandığını bundan güzel nasıl söylersiniz?.. Hoca da geniş bir hoşgörü, akılcı bir yöntem olmasa, bu hikaye nasıl kurulur, nasıl bağlanır?.. Eğer Türkler tarih boyunca imparatorluklar kurmuş, milletler yönetmişse, bunun sebebi, bu gerçekçilikleri, bu hoşgörüleridir.Amerikalı sosyolog Herbert Adams Cibbons, Birinci Dünya Savaşı'nda Türklerin politikaları üzerine yazdığı bir kitaba, şu sözlerle giriyor: "Türkler, akılcı, gerçekçi, hoşgörüsü bol, inanmış bir millettir. Önce, Nasrettin Hoca'nın hikayelerini okuyunuz, sonra kendilerini gidip görünüz. Göreceksiniz ki, dediklerim doğrudur. Nasrettin Hoca, Türk milletinin minyatürü gibi bir şeydir." Sözden güzel ne olur?.. "Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.