Dışişleri Bakanı Gül, Kuzey Irak'ta görev yapan Türk irtibat timlerinin Türkmenler'e
silah dağıttıkları gerekçesiyle sınır dışı edildiklerini
bir kez daha yalanladı
Geçtiğimiz Perşembe günü ABD'nin önde gelen haber dergilerinden Time'nin sitesinde, işgalci Amerikan ajanlarının sanki kendi topraklarıymış gibi Türk Timlerini Kerkük'te yakalayıp, sınırdışı ettikleri yönünde bir haber geçilmişti. Time'deki haberin tam metni şöyle:
"ABD, savaş sonrası Irak'ı istikrara kavuşturmak için çaba gösterdiği sırada bile, Türkiye ülkenin Kürt bölgelerinde kendi ayak izini bırakmak peşinde. ABD kuvvetlerinin, Saddam'ın Tikrit'teki iktidar zeminini ele geçirdiği günlerin ardından, bir düzine kadar Türk Özel Kuvvetleri birliği Türkiye'den güneye sevk edilmişti. Hedefleri, şu sırada ABD'nin 173. Hava İndirme Tümeni'nin 3. Tugayı'nın denetimindeki, kuzeyin petrol kenti Kerkük'tü. İnsani yardım sevkıyatına refakat etmek bahanesine başvuran seçkin askerler, Salı günü, kuzeydeki Erbil kentinden geçtiler. Sivil kıyafetler giymişlerdi, araçları yasal yardım konvoyunun gerisinde kalıyordu. Dikkatleri çekmeden geçip gitmeyi ummuşlardı. Fakat Kerkük varoşlarında bir kontrol noktasında başları belaya girdi. Bir ABD paraşütçü subayı, 'Onları bekliyorduk' dedi.
Türk Özel Kuvvetler ekibi, arabalarında AK-47'ler (kalaşnikovlar), M4'ler, el bombaları, kurşun geçirmez yelekler ve gece görüş sağlayan gözlüklerden oluşan cephaneleri bulunmasına rağmen, direnme göstermediler. Amerikan tugay komutanı Albay Bill Mayville, 'Buraya pek temiz niyetlerle gelmemişlerdi. Amaçları, Türkiye'nin Kerkük'e büyük bir barışgücü göndermesi için gerekçe oluşturacak bir ortam yaratmaktı' dedi.
Türk askerlerinin mevcudiyeti, Saddam Hüseyin rejiminin çöküşünden sonra, Kürt çoğunlukla çatışan hatırı sayılı bir Türkmen nüfusuna sahip olan bölgede istikrarsızlığın artması ihtimalini ortaya koyuyor... Şehirdeki (Kerkük'teki) Amerikan komutanları, gizli Türk ekibinin bu tür gerilimleri ateşlemek amacıyla geldiği kanısındalar. Albay Mayville, 'Bu Türk kuvvetleri şehirdeki Türkmen gruplarıyla irtibatlılar' diyor. 173. Hava İndirme'nin komutanları Irak Türkmen Cephesi altında bir araya gelmiş olan yerel Türkmen partilerinin, bu gizli ekip tarafından karışıklık çıkartmak için kullanılmasından kuşkulular. Albay Mayville, 'Bu ilk konvoy, gerçek yardım amaçlıydı. İki üç kez bunu böyle yapacaklardı; sonra, para ve silahlar akmaya başlayacaktı. Rollerinin Irak Türkmen Cephesi üyelerini güçlendirmek veya disipline almak olduğuna dair kuşkuya sahipiz' diyor.
Çarşamba günü ABD paraşütçüleri Türk Özel Kuvvetler ekibiyle ilişkili 23 kişiyi ellerinde tutuyorlardı. Bazıları şoför ve yardım ekibi mensuplarıydı. Ama, Albay Mayville'nin söylediğine göre bu sayının bir düzinesi asker olarak belirlendi. 'Onları bir gece tuttuk, yemek verdik ve güvenliklerini gözettik' dedi ve espri yaparak ekledi, 'Ne de olsa, onlar bizim müttefiklerimiz.'
Perşembe sabahı erken saatlerde Amerikan birlikleri, Türk komandolarına sınırın diğer tarafına geçmelerinde (yani Türkiye'ye iadelerinde) refakat ettiler."
silah dağıttıkları gerekçesiyle sınır dışı edildiklerini
bir kez daha yalanladı
Geçtiğimiz Perşembe günü ABD'nin önde gelen haber dergilerinden Time'nin sitesinde, işgalci Amerikan ajanlarının sanki kendi topraklarıymış gibi Türk Timlerini Kerkük'te yakalayıp, sınırdışı ettikleri yönünde bir haber geçilmişti. Time'deki haberin tam metni şöyle:
"ABD, savaş sonrası Irak'ı istikrara kavuşturmak için çaba gösterdiği sırada bile, Türkiye ülkenin Kürt bölgelerinde kendi ayak izini bırakmak peşinde. ABD kuvvetlerinin, Saddam'ın Tikrit'teki iktidar zeminini ele geçirdiği günlerin ardından, bir düzine kadar Türk Özel Kuvvetleri birliği Türkiye'den güneye sevk edilmişti. Hedefleri, şu sırada ABD'nin 173. Hava İndirme Tümeni'nin 3. Tugayı'nın denetimindeki, kuzeyin petrol kenti Kerkük'tü. İnsani yardım sevkıyatına refakat etmek bahanesine başvuran seçkin askerler, Salı günü, kuzeydeki Erbil kentinden geçtiler. Sivil kıyafetler giymişlerdi, araçları yasal yardım konvoyunun gerisinde kalıyordu. Dikkatleri çekmeden geçip gitmeyi ummuşlardı. Fakat Kerkük varoşlarında bir kontrol noktasında başları belaya girdi. Bir ABD paraşütçü subayı, 'Onları bekliyorduk' dedi.
Türk Özel Kuvvetler ekibi, arabalarında AK-47'ler (kalaşnikovlar), M4'ler, el bombaları, kurşun geçirmez yelekler ve gece görüş sağlayan gözlüklerden oluşan cephaneleri bulunmasına rağmen, direnme göstermediler. Amerikan tugay komutanı Albay Bill Mayville, 'Buraya pek temiz niyetlerle gelmemişlerdi. Amaçları, Türkiye'nin Kerkük'e büyük bir barışgücü göndermesi için gerekçe oluşturacak bir ortam yaratmaktı' dedi.
Türk askerlerinin mevcudiyeti, Saddam Hüseyin rejiminin çöküşünden sonra, Kürt çoğunlukla çatışan hatırı sayılı bir Türkmen nüfusuna sahip olan bölgede istikrarsızlığın artması ihtimalini ortaya koyuyor... Şehirdeki (Kerkük'teki) Amerikan komutanları, gizli Türk ekibinin bu tür gerilimleri ateşlemek amacıyla geldiği kanısındalar. Albay Mayville, 'Bu Türk kuvvetleri şehirdeki Türkmen gruplarıyla irtibatlılar' diyor. 173. Hava İndirme'nin komutanları Irak Türkmen Cephesi altında bir araya gelmiş olan yerel Türkmen partilerinin, bu gizli ekip tarafından karışıklık çıkartmak için kullanılmasından kuşkulular. Albay Mayville, 'Bu ilk konvoy, gerçek yardım amaçlıydı. İki üç kez bunu böyle yapacaklardı; sonra, para ve silahlar akmaya başlayacaktı. Rollerinin Irak Türkmen Cephesi üyelerini güçlendirmek veya disipline almak olduğuna dair kuşkuya sahipiz' diyor.
Çarşamba günü ABD paraşütçüleri Türk Özel Kuvvetler ekibiyle ilişkili 23 kişiyi ellerinde tutuyorlardı. Bazıları şoför ve yardım ekibi mensuplarıydı. Ama, Albay Mayville'nin söylediğine göre bu sayının bir düzinesi asker olarak belirlendi. 'Onları bir gece tuttuk, yemek verdik ve güvenliklerini gözettik' dedi ve espri yaparak ekledi, 'Ne de olsa, onlar bizim müttefiklerimiz.'
Perşembe sabahı erken saatlerde Amerikan birlikleri, Türk komandolarına sınırın diğer tarafına geçmelerinde (yani Türkiye'ye iadelerinde) refakat ettiler."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.