Tehdit algılamaları yeniden tanımlanmalı

Tehdit algılamaları bir ülkenin bekası için oldukça önemlidir.Ülkeler var olan ya da oluşabilecek tehditleri dikkate alarak savunma politikalarını, diğer ülkelerle olan ilişkilerini, uluslar arası anlaşmalarını, ticaretlerini, hatta hukukunu, eğitimini belirler.Eğer bu tehditler var olduğu halde yok sayılırsa, bu çok tehlikeli bir durumdur. Ülke tehditlere karşı savunmasız ve hazırlıksız yakalanacağından karşılaştığı her şey onun için bir şok olur ve ne yapacağını bilemez.Tehdit algılamalarının yokluğu, ülkelerin de sonunu hazırlar.Sana düşmanlığını her sahada izhar eden bir ülke eğer müttefik kabul edilirse, sana beklemediğin bir tavır sergilediğinde şaşırır kalırsın.Türkiye'de de Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatından sonra özellikle de son dönemlerde tehdit algılamaları değişmiştir.Türkiye, milli menfaatlerden ziyade, dün bizi işgal eden batılı ülkelerin tavsiyelerine göre hareket etmiştir.Bunun neticesinde hiçbir sorun yaşamadığımız hatta İstiklal mücadelesinde omuz omuza verdiğimiz ülkelere mesafe koyarken, bizi işgal edenlerle müttefik olma yolu tercih edilmiştir.AB ve ABD'nin dayattığı, "komşularla sıfır sorun" projesi, Türkiye'yi, Türk askerini Kıbrıs'ta işgalci gören Güney Rum Kesimi ile, ülkemizden toprak talebi olan ve bizi katillikle suçlayan Ermenistan'la, ülkemizi bölme peşinde olan Barzani ile, insanlarımızı gözünü kırpmadan vahşice öldüren İsrail ile sözde dost ve müttefik olmaya itmiştir.Fakat bu dostluk ve müttefiklik ülkemiz üzerinde hesabı olan bu iğretilerin niyetlerinde değişikliğe sebep olmamıştır.Bilakis onların menfur taleplerini yerine getirir mahiyette gündeme gelmiştir.Düşmanlarla sıfır sorun politikaları hızla devreye girerken, gerçek dostlar da sürekli olarak sırtından hançerlenmiştir.Irak'ın işgalinde ve paramparça olmasında ABD ile kol kola girilmiştir.Pakistan'ın bugün yerle bir olmasına göz yumulmaktadır.İran'ın işgal sürecinde batılı ülkelerle beraber hareket edilmektedir.Filistinlilere zulüm hızla devam ederken İsrail'e karşı hiçbir fiili yaptırım uygulanmamıştır.Dost Azerbaycan, kıytırık bir Ermenistan uğruna sırtından hançerlenmiştir, dışlanmıştır.Bir ülkenin tehdit algılamasının ne kadar önemli olduğunu dilerseniz Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadeleriyle aktaralım.Prof. Dr. Baş, komşularla sıfır sorun anlayışı çerçevesinde tehdit algılamasının değiştirilmesini eleştirdi ve ülkemizin tehdit algılamasının yok edildiğini söyledi.Prof. Dr. Baş şunları ifade etti: "Ülkemizin tehdit algılaması yok edildi. Bir ülke kendi tehdit algılamasını sona erdirdiği zaman bu ülkenin dünyada hiçbir düşmanı yok demektir. Yani bizim düşmanımız yok. Böyle bir şey var mı? Sen tehdit algılamanı Mustafa Kemal gibi yapamazsan, yeri geldiğinde çizmeni giyemesen bu işi başaramazsın."Prof. Dr. Haydar Baş, ulu önder Atatürk'ü bugünkü siyasilerden ayıran önemli bir özelliği de şöyle ifade etti:"Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin menfaatine olmayan hiçbir şeye evet dememiştir."Evet, Türkiye tehdit algılamalarını milli menfaatler doğrultusunda yeniden tanımlamalı, kırmızıçizgilerini yeniden oluşturmalı ve Atatürk gibi milletin menfaatine olmayan hiçbir adımı atmamalı.