Tasavvuf safadan gelir suf giymekten gelmez
Bu yoldan iç âlemi temiz olanlar zümresine dâhil olabilirsin. Tasavvuf, safâdan gelir. Suf (kalın yün elbise) giymekten gelmez
02.05.2022 23:50:00
Ey evlat! Helâl yiyip içerek kalbini temizle. Rabbini bilirsin. Giydiğini, yediğini ve kalbini temiz tut.
Bu yoldan iç âlemi temiz olanlar zümresine dâhil olabilirsin. Tasavvuf, safâdan gelir. Suf (kalın yün elbise) giymekten gelmez.
Tam manası ile sofi olan, kalbini Allah sevgisi ile doldurur. Başka sevgilere yer vermez. Bu hâl bir başka hâldir. Kolay elde edilecek cinsten değildir.
Elbise değiştirmekle ve renk sarartmakla olmaz. Omuz eğmek, bu hâli veremez. Geçmiş büyüklerin hikâyesini dil gürültüsü ile anlatmak bu hâle vardıramaz. Parmak aralarına tesbih almak insanı o yola götüremez. O yola ileten şey, ancak sadık kalple Allah'ı aramakla olur…
Allah'ın, size gönderdiği peygambere iyi bağlanınız. Ona bağlılığınız doğru olsun. O'na bağlılık, getirdiklerine uymakla olur.
Peygamberin emirlerini ne kadar iyi yaparsanız uymanız o kadar iyi olur. Dünyada peygamberin sözlerini tutup yaptığı işleri yaparsanız öbür âleme göçtüğünüzde ona arkadaş olursunuz. Allah-ü Teâlâ'nın şu yüce kelâmını duymadınız mı?
"Peygamberin size yapmanız için getirdiği şeyi alınız; yasak ettiği şeylerden kendinizi çekiniz." (Haşr/7)
Peygamberin emirlerini tutunuz. Yasak ettiği şeylerden beri durunuz. Bunu yaptığınız takdirde, Rabbinize yakınlık kazanmış olursunuz. Dünyada kalbinizle yakın olursunuz. Öbür âlemde ise varlığınız ve cesedinizle yakınlık duyarsınız.
Ey zahitler, yaptığınız iyi şeyler nelerdir? Zahitlik yapmaktasınız. Ama nasıl? Neyinizle yapıyorsunuz? O'nun yasak ettiği şeyleri yapmaktasınız. İndî, dar görüşünüzle istiklâlinizi ilân etmektesiniz.
İrfan sahiplerine uyunuz. Onlarla arkadaş olunuz. Onların hâli başkadır; sizinkine benzemez. Bilirler, iş tutarlar. Halka dilencilik için değil, nasihat için koşarlar.
Sizin kalbiniz onlara meyletsin diye de yapmazlar. Kalbinizi Hakk'a çevirmekten başka gayeleri yoktur. Onlar, kalp yüzlerini Hakk'a çevirmişlerdir. O'ndan gayri şeylere arka çevirirler.
Ey evlat! Kalbinle, Allah'a dön. Bulunduğun makama başkası yerleşmeden bunu yap. Salih kişilerin hâlini anlatmak seni kurtaramaz. Onların güzel hallerini anlatıp mest olmak sana ne getirebilir? Hâlin şuna benzer: Su almak kastı ile elini göle açık sokup çeken adamın elinde su kalır mı?
Yazık sana... Temenni kimi kurtardı ki, seni de kurtarsın? Temenni ahmaklar çukurudur; onlar çukurda boğuldular. Sen, onlar gibi olma. Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz buyurur ki: "Bilhassa kuru temenniden sakınınız; o ahmaklar batağıdır."
Sen, ehli olmadığın işleri görmektesin, sonra da hayır sahiplerinin derecesini dilemektesin.
Ümitlere kapılıp çekinme duygusunu azaltan, manevî yoldan sapar, sebebini sezmeden manevî duyguları sönmeye başlar. Çekinme duygusu çoğalan ve ümitsizliğe düşen, pişman olur. Kurtuluş yolu, ümit ve korkunun eşit yürümesidir.
Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz: "İman sahibinin ümit ve korkusu teraziye konsa, eşit olmalıdır" buyurmakla, bize gerekeni en güzel bir şekilde anlatmıştır…
Allah'ım, nefsimizle aramızı uzak kıl. "Dünyada bize iyilik ver, Ahirette yine iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." (Bakara/201) Âmin! (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)
Bu yoldan iç âlemi temiz olanlar zümresine dâhil olabilirsin. Tasavvuf, safâdan gelir. Suf (kalın yün elbise) giymekten gelmez.
Tam manası ile sofi olan, kalbini Allah sevgisi ile doldurur. Başka sevgilere yer vermez. Bu hâl bir başka hâldir. Kolay elde edilecek cinsten değildir.
Elbise değiştirmekle ve renk sarartmakla olmaz. Omuz eğmek, bu hâli veremez. Geçmiş büyüklerin hikâyesini dil gürültüsü ile anlatmak bu hâle vardıramaz. Parmak aralarına tesbih almak insanı o yola götüremez. O yola ileten şey, ancak sadık kalple Allah'ı aramakla olur…
Allah'ın, size gönderdiği peygambere iyi bağlanınız. Ona bağlılığınız doğru olsun. O'na bağlılık, getirdiklerine uymakla olur.
Peygamberin emirlerini ne kadar iyi yaparsanız uymanız o kadar iyi olur. Dünyada peygamberin sözlerini tutup yaptığı işleri yaparsanız öbür âleme göçtüğünüzde ona arkadaş olursunuz. Allah-ü Teâlâ'nın şu yüce kelâmını duymadınız mı?
"Peygamberin size yapmanız için getirdiği şeyi alınız; yasak ettiği şeylerden kendinizi çekiniz." (Haşr/7)
Peygamberin emirlerini tutunuz. Yasak ettiği şeylerden beri durunuz. Bunu yaptığınız takdirde, Rabbinize yakınlık kazanmış olursunuz. Dünyada kalbinizle yakın olursunuz. Öbür âlemde ise varlığınız ve cesedinizle yakınlık duyarsınız.
Ey zahitler, yaptığınız iyi şeyler nelerdir? Zahitlik yapmaktasınız. Ama nasıl? Neyinizle yapıyorsunuz? O'nun yasak ettiği şeyleri yapmaktasınız. İndî, dar görüşünüzle istiklâlinizi ilân etmektesiniz.
İrfan sahiplerine uyunuz. Onlarla arkadaş olunuz. Onların hâli başkadır; sizinkine benzemez. Bilirler, iş tutarlar. Halka dilencilik için değil, nasihat için koşarlar.
Sizin kalbiniz onlara meyletsin diye de yapmazlar. Kalbinizi Hakk'a çevirmekten başka gayeleri yoktur. Onlar, kalp yüzlerini Hakk'a çevirmişlerdir. O'ndan gayri şeylere arka çevirirler.
Ey evlat! Kalbinle, Allah'a dön. Bulunduğun makama başkası yerleşmeden bunu yap. Salih kişilerin hâlini anlatmak seni kurtaramaz. Onların güzel hallerini anlatıp mest olmak sana ne getirebilir? Hâlin şuna benzer: Su almak kastı ile elini göle açık sokup çeken adamın elinde su kalır mı?
Yazık sana... Temenni kimi kurtardı ki, seni de kurtarsın? Temenni ahmaklar çukurudur; onlar çukurda boğuldular. Sen, onlar gibi olma. Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz buyurur ki: "Bilhassa kuru temenniden sakınınız; o ahmaklar batağıdır."
Sen, ehli olmadığın işleri görmektesin, sonra da hayır sahiplerinin derecesini dilemektesin.
Ümitlere kapılıp çekinme duygusunu azaltan, manevî yoldan sapar, sebebini sezmeden manevî duyguları sönmeye başlar. Çekinme duygusu çoğalan ve ümitsizliğe düşen, pişman olur. Kurtuluş yolu, ümit ve korkunun eşit yürümesidir.
Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz: "İman sahibinin ümit ve korkusu teraziye konsa, eşit olmalıdır" buyurmakla, bize gerekeni en güzel bir şekilde anlatmıştır…
Allah'ım, nefsimizle aramızı uzak kıl. "Dünyada bize iyilik ver, Ahirette yine iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." (Bakara/201) Âmin! (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)