Tarih 10 Şubat 1995 olsun

Zaman makinemizi açalım ve 1995 yılına gidelim. Hatta tarih 10 Şubat 1995 olsun. Recep Tayyip Erdoğan ayet ve hadislerle yaptığı ABD, AB ve İsrail karşıtı söylemlerinin karşılığını almış ve İstanbul B. B. Başkanı seçilmiş, milletimizin hassasiyetlerini galeyana getirecek söylemlerine devam ediyor. 
Refah Partisi Mecliste ve başta Sayın Erbakan olmak üzere Gül, Arınç gibi bugünün gündemdeki isimleri, o günlerde de aynen Erdoğan gibi Meclis kürsüsünden AB, İsrail ve ABD karşıtı söylemlerini en yüksek dozajda dillendiriyorlar. 
Milli Görüşün ne kadar kutsal bir dava olduğunu, diğer partilerin AB, ABD ve İsrail'e hizmetkâr olduklarını iddia ediyorlar. Hatta Sayın Gül, meclis kürsüsünden 'AB'nin bir Hıristiyan kulübü" olduğunu söyleyerek, 'bu kulüpte bizim işimiz yok' diyor. Sayın Arınç, 'Milli Görüş o kadar kutsal bir davadır ki, Hocamız Erbakan bile bu davayı bırakıp gitse, biz asla bırakmayız' diyor. 
(Sanala geçelim) İşte tam günlerde (tarih 10 Şubat olsun) Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel köşkte, dünya çapındaki 52 Siyonist örgütün yöneticileriyle bir araya gelsin. 
Meclisi, İstanbul meydanlarını ve dinci medyayı bu buluşmaya bakışını düşünebiliyor musunuz? Söylemlerinde dile getirecekleri dini kavramları, manşetlerinde kullanacakları yermeleri hayal edebiliyor musunuz? Özetle Rahmetli Demirel'de ne dini, ne de iman bırakırlardı. (!)
Evet, tarih 10 Şubat 2016 ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gündür ülkemizde hangi kapıları çaldıklarını bilmediğimiz 52 Siyonist örgütü Sarayda ağırladı. Peşine Köşk'e geçtiler ve Davutoğlu'na misafir oldular. 
Bu örgütler öyle sıradan örgütler değil. Sayın Erdoğan'a 'üstün hizmet madalyası' veren Siyonist kuruluşların çatı örgütü, İsrail'e en büyük desteği veren Anti-Defamation Leagua (ADL)  ve Amerikan Yahudi Komitesi  (AJC) bunlardan sadece ikisiydi. 
Yedikleri, içtikleri onların olsun. Konuştukları da yanlarına kalsın (!). Allah aşkına söyleyin, sarayın üzerinden geçen kuşları bile haber yapan medya özellikle dinci medya bu görüşmeleri neden gizliyor, haber bile yapmıyor? Ya süslü medya? Ya muhalefet partileri? Neden kimse konuşmuyor?  
Masonlar, Erdoğan'dan ve hükümetten ne istiyor? En önemlisi Erdoğan'ın ne işi var masonlarla? Bu gibi soruların cevabı niçin irdelenmiyor?
Evet, dün din adına (!) ülkemiz siyasetçilerinde din, iman bırakmayan, milletimize şikâyet eden, her zaman gündemde tutan medyası, siyasetçisi, hacısı, hocası, cübbelisi, cübbesizi vs. aynı hassasiyetlerini (!) bugün neden gösteremiyorlar?
Dünün siyasetçilerini ABD, AB ve İsrail dostluğuyla yermeye kalkan ama bugün susanlara şunu söylüyorum; Sizler katıksız münafıksınız. 
Bu arada ülkemiz ve İsrail arasında Cenevre'de süren Mavi Marmara kan parası pazarlıklarının ikinci gününde sorun çıktı. Sorun katledilen vatandaşlarımız kan bedeli konusunda değil. 20 milyon dolara o iş kapatıyorlar. Sorun Hamas. İsrail, Hamas üyelerinin İstanbul'daki varlığından rahatsızmış. Atın ülkenizden onları, diyor.
Atarlar mı? Tabi ki. İsrail ile dost ve İsrail'e muhtaç olduğumuz birinci ağızlardan ifade edilmedi mi?     
* * *
Okuyucu mektubu


Değerli Haydar Baş Hocam ve değerli Yeni Mesaj gazetesi yazarları
? En başta Sayın Prof Dr Haydar Baş Hocamız olmak üzere sizler yıllardır bu ülke insanını derin uykulardan uyandırmak ve gerçekleri gösterebilmek için uğraşıyorsunuz ama Haçlı-Siyonist işbirlikçisi partiler iktidarda. Bu ülkenin tek kurtuluş reçetesi "Milli Ekonomi Modeli"nin patent sahibi ve Bağımsız Türkiye Partisi meclis dışında... 
? Milletimiz, kendisine gerçekleri hilesiz, yalansız anlatan Bağımsız Türkiye Partisi'ni neden hala keşfedemedi ve neden hala batılın peşinde anlamak mümkün değil. 
Değerli insan, bizim ikinci Atatürk'ümüz Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız bugün köşesinde (o gün) Hz. Ali'nin hilafeti konusunda çok bilgilendirici bir yazı kaleme almış, kendilerine çok teşekkür ederiz. Bu konuyu çevremizdeki Müslümanlara anlattığımızda insanların bu konularda ne kadar umursamaz ve ne kadar cahil olduğunu görmek çok üzücü.
Bu tabloyu gördükten sonra Müslümanlar, neden mezhep fitnesinden kurtulamıyorlar, diye şaşırmamak lazım? İnsanların kafası değişmedikçe zulüm bitmeyecek. İyi ki Bağımsız Türkiye Partisi var, iyi ki başta Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız olmak üzere sizler varsınız. Selam ve saygılarımla... Dr. T. Ş.