Fatih Sultan Mehmed'in mesleği
Fatih Sultan Mehmed, babası Sultan 2. Murad tarafından küçük yaştan beri çok iyi yetiştirildi. Devrin en tanınmış bilginlerini ona hoca olarak tuttu. Molla Gürani, Molla Hüsrev gibi alim, Akşemseddin gibi arif insanların elinde yetiştirildi. Gündüzleri ata binmeyi, ok atmayı öğrendi. Akşamları hocalarının önünde diz çöküp ders aldı. Kısa zamanda Arapça ve Farsçayı öğrendi. Şiir yazmaya başladı. Meslek olarak da top dökümcülüğünü tercih etti. Osmanlıda şehzadelere mutlaka bir meslek öğretilirdi. Bunun çeşitli sebeplerinin başında hemen her birinin bir mesleği bulunan peygamberlere duyulan saygı ve sevgi geliyordu. Mesela Davud (as) demiri avuçlarında yumuşatır, istediği şekli verirdi. İdris (as) terzi, Nuh (as) denizci, Zekeriyya (as) dülger, Yusuf (as) saatçıydı.
Osmanlı Devletinin kuruluş esprisinde de bu vardı. Kuruluşta büyük emeği geçen Ahilik teşkilatına mensup kamillerin ve talebelerin de meslekleri vardı. Kimi ticaretle meşgul olur, kimi ayakkabı yapar, kimi at koşumları diker, kimi kılıç-kalkan döver, kimi mızrak imal ederdi.
"Kılıcın hakkını unutma"
Fatih, ordusunun başında İstanbul'a giriyordu. Bir derviş önüne fırlayıp atının yularına yapıştı:
- "Padişahım! Unutma sakın! İstanbul'u biz dervişlerin duaları sayesinde fethettin."
Fatih, hafifçe gülümsedi. Elini kılıcına atıp yarıya kadar sıyırarak şunu söyledi:
- "Bak a derviş! Doğru söylersin, ama şu kılıcın hakkını da unutma!"
Fatih Sultan Mehmed, babası Sultan 2. Murad tarafından küçük yaştan beri çok iyi yetiştirildi. Devrin en tanınmış bilginlerini ona hoca olarak tuttu. Molla Gürani, Molla Hüsrev gibi alim, Akşemseddin gibi arif insanların elinde yetiştirildi. Gündüzleri ata binmeyi, ok atmayı öğrendi. Akşamları hocalarının önünde diz çöküp ders aldı. Kısa zamanda Arapça ve Farsçayı öğrendi. Şiir yazmaya başladı. Meslek olarak da top dökümcülüğünü tercih etti. Osmanlıda şehzadelere mutlaka bir meslek öğretilirdi. Bunun çeşitli sebeplerinin başında hemen her birinin bir mesleği bulunan peygamberlere duyulan saygı ve sevgi geliyordu. Mesela Davud (as) demiri avuçlarında yumuşatır, istediği şekli verirdi. İdris (as) terzi, Nuh (as) denizci, Zekeriyya (as) dülger, Yusuf (as) saatçıydı.
Osmanlı Devletinin kuruluş esprisinde de bu vardı. Kuruluşta büyük emeği geçen Ahilik teşkilatına mensup kamillerin ve talebelerin de meslekleri vardı. Kimi ticaretle meşgul olur, kimi ayakkabı yapar, kimi at koşumları diker, kimi kılıç-kalkan döver, kimi mızrak imal ederdi.
"Kılıcın hakkını unutma"
Fatih, ordusunun başında İstanbul'a giriyordu. Bir derviş önüne fırlayıp atının yularına yapıştı:
- "Padişahım! Unutma sakın! İstanbul'u biz dervişlerin duaları sayesinde fethettin."
Fatih, hafifçe gülümsedi. Elini kılıcına atıp yarıya kadar sıyırarak şunu söyledi:
- "Bak a derviş! Doğru söylersin, ama şu kılıcın hakkını da unutma!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.