Sünni alimlerin İmam Mehdi hakkındaki görüşleri
Şemsuddin Ebu’l-Muzaffer Yûsuf b. Kazavoğlu, Hanefîlerin meşhur vaizlerindendir, kemâl açısından da herkesin dikkatini çekmekteydi
23.06.2024 18:02:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Sıbt b. Cevzî (h. 654): Meşhur fakih ve vaiz Şemsuddin Ebu'l-Muzaffer Yûsuf b. Kızoğlu b. Abdullah el-Bağdadî el-Hanefî ve Abdulferec b. Cevzî'nin kızından olan torunudur. İbn Hallikan, dedesi Ebu'l-Ferec hakkında şöyle yazar: "Şemsuddin Ebu'l-Muzaffer Yûsuf b. Kazavoğlu, Hanefîlerin meşhur vaizlerindendir, kemâl açısından da herkesin dikkatini çekmekteydi."
Sıbt b. Cevzî, vaaz ve hitabede büyük bir makama sahipti. Öyle ki, halife, ailesiyle birlikte oturup onun vaazlarını dinliyordu. Herkes onun ilminden istifade ediyordu. Onun değerli ve meşhur eserleri vardır. Kırk cilt olarak yazmış olduğu meşhur tarihi 'Miratu'z- Zaman' bu cümledendir."
O, 654'te Dimeşk'te vefat etmiştir. Tanınmış eserlerinden biri de "Tezkiretu'l-Havas"tır. O, bu kitabında İmam Hasan el-Askerî'nin hayatını ve evlatlarını anlattıktan sonra şöyle yazar:
"Onlardan biri Muhammed'dir. İmam Muhammed, İmam Hasan b. Ali b. Muhammed b Ali b. Ebi Tâlib'in (aleyhi's-selâm) oğludur. O'nun künyesi Ebu Abdullah, Ebu'l-Kâsım, Halef-i Hüccet, Sâhibe'z-Zaman, Kâimu'l-Muntazar'dır. O, Ehl-i Beyt imamlarının (aleyhi's-selâm) sonuncusudur."
Abdulaziz b. Mahmud b. Bezzaz, Abdullah b. Ömer'den bize şöyle rivâyet etti:
"Resûlullah buyurmuştur ki: Ahir zamanda Benim evlatlarımdan, ismi benim ismim, künyesi benim künyen olan biri zuhûr edecektir. O, yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracaktır. O, Mehdî'dir."
Bu hadis meşhurdur. Ebu Davud ve Zuhrî de Hz. Ali'den (aleyhi's-selâm) bu anlamda rivâyet etmişlerdir.
Yine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) buyurmuştur ki:
"Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmamış olsa dahi Allah Teâlâ o günde benim Ehl-i Beyt'imden olan birini, yeryüzünü adaletle doldurmak için seçer."
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) birçok hadiste Mehdî'den bahsetmiştir.
Bütün Ehl-i Beyt takipçileri Halef-i Hüccet'in (Mehdî'nin) var olduğuna ve yaşadığına inanırlar ve bu konuda birkaç delil getirirler.
O delillerden biri şudur: (Ehl-i Sünnet'e göre) Hızır ve İlyas gibi bazılarının ömrü uzundur. Çünkü bu ikisinin kaç yaşında olduğu belli değildir..."
İmamlarla ilgili bahsinin sonunda ise şöyle yazar:
"İmam'ın şartlarından birisi, hata etmemesi ve kılavuza ihtiyaç duymaması için mâsum olmasıdır.
Çünkü aksi takdirde teselsül ortaya çıkar ve sonsuza kadar ulaşır. Oysa teselsül aklen imkânsızdır. Biri de şu ki: Tertemiz imamlar Allah'ın kullara hüccetleridirler. Hüccetin şartlarından birisi ise her açıdan mâsum olmasıdır."
Hâfız Muhammed b. Yûsuf-i Gencî Şafiî (658): İbn-i Sebbağ el-Mâlikî, "el-Fusûlu'l-Muhimme" adlı kitabında onun hakkında "İmam Hâfız" tâbirini kullanmıştır.
İbn-i Hâcer el- Askalanî de Sahih-i Buhârî'nin şerhi "Fethu'l-Bari"de onun rivâyetlerine istinad etmektedir.
Katib Çelebi ise "Keşfu'z-Zunûn" adlı kitabında şöyle yazar: "Kifâyetu't-Tâlib fi Menâkıb-i Ali b. Ebi Tâlib, 658'de vefat eden Şeyh Hâfız Ebu Abdullah Muhammed b. Yûsuf-i Kencek-i Şafiî'nin eseridir. 'el-Beyan fi Ahbar-i Sahibi'z- Zaman' da Ebu Abdullah Muhammed b. Yûsuf-i Kencek-i Şafiî'nin eseridir.
Bu değerli âlim, Emîrü'l-Mü'minîn Ali'nin (aleyhi's-selâm) menâkıb ve faziletleri hakkında yazdığı 'Kifâyetu't-Tâlib' adlı eserinde Ali'nin (aleyhi's-selâm) soyundan gelen imamların isimlerini bir bir kaydedip kısaca hayatlarını yazdıktan sonra On birinci İmam bölümünde şöyle kaydeder:
'Ebu Muhammed Hasan (el-Askerî) Samarra'daki evinde defnedilmiştir. O'nun bir oğlu vardır ve O da 'İmam Muntazar'dır. Biz kitabımızı O'nun mektubuyla bitiriyoruz ve daha sonra O'nun hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz."
Daha sonra "el-Beyan fi Ahbar-i Sâhibe'z-Zaman" adlı kitabında İmam'dan genişçe bahsetmiştir. Bu kitabın 25. bölümünde şöyle yazar: "Gaybet'e çekildiği günden bugüne kadar yaşamaktadır. Onun şimdiye kadar yaşaması aklî açıdan mümkündür."
Celaluddin Muhammed el- Belhî (h. 672):
Büyük "Mesnevi" kitabının sahibidir. Tanınmış bilgin ve ârif "Şems-i Tebrizî" adlı divanında bir gazelinde güzel bir hâl ile On iki İmam'ın ismini anmaktadır.
eş-Şeyh Alauddevle es-Simnanî (736):
Meşhur âriftir. Abdurrahman Câmi'nin nakline göre, "Şevâhi- du'n-Nubuvve"de irfan ve sûfîlik açısından kutuplar ve abdallar silsilesini sayarken şöyle yazar: "Kutbiyye derecesine ulaşanlardan biri de Muhammed b. Hasan b. Askerî'dir ve O'nun değerli babaları pâk Ehl-i Beyt İmamlarıdır. O Gaybet'e çekildiğinde abdallar dairesine girdi."
Abdurrazzak Kâşanî (736):
Meşhur bir âriftir. "Tuhfetu'l-İhvan fi Hesâisi'l-Feteyân" kitabında şöyle yazar: "Nübüvvetin başlangıcı Âdem Safiyyullah, kutbu İbrahim Halilullah, zirvesi ve burcu Muhammed Habibullah olduğu gibi; cömertliğin başı da İbrahim, kutbu Emîrü'l-Mü'minîn Ali ve sonu da velilerin sonuncusu olan Muhammed Mehdî'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Sıbt b. Cevzî, vaaz ve hitabede büyük bir makama sahipti. Öyle ki, halife, ailesiyle birlikte oturup onun vaazlarını dinliyordu. Herkes onun ilminden istifade ediyordu. Onun değerli ve meşhur eserleri vardır. Kırk cilt olarak yazmış olduğu meşhur tarihi 'Miratu'z- Zaman' bu cümledendir."
O, 654'te Dimeşk'te vefat etmiştir. Tanınmış eserlerinden biri de "Tezkiretu'l-Havas"tır. O, bu kitabında İmam Hasan el-Askerî'nin hayatını ve evlatlarını anlattıktan sonra şöyle yazar:
"Onlardan biri Muhammed'dir. İmam Muhammed, İmam Hasan b. Ali b. Muhammed b Ali b. Ebi Tâlib'in (aleyhi's-selâm) oğludur. O'nun künyesi Ebu Abdullah, Ebu'l-Kâsım, Halef-i Hüccet, Sâhibe'z-Zaman, Kâimu'l-Muntazar'dır. O, Ehl-i Beyt imamlarının (aleyhi's-selâm) sonuncusudur."
Abdulaziz b. Mahmud b. Bezzaz, Abdullah b. Ömer'den bize şöyle rivâyet etti:
"Resûlullah buyurmuştur ki: Ahir zamanda Benim evlatlarımdan, ismi benim ismim, künyesi benim künyen olan biri zuhûr edecektir. O, yeryüzünü zulümle dolduğu gibi adaletle dolduracaktır. O, Mehdî'dir."
Bu hadis meşhurdur. Ebu Davud ve Zuhrî de Hz. Ali'den (aleyhi's-selâm) bu anlamda rivâyet etmişlerdir.
Yine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) buyurmuştur ki:
"Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmamış olsa dahi Allah Teâlâ o günde benim Ehl-i Beyt'imden olan birini, yeryüzünü adaletle doldurmak için seçer."
Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve âlih) birçok hadiste Mehdî'den bahsetmiştir.
Bütün Ehl-i Beyt takipçileri Halef-i Hüccet'in (Mehdî'nin) var olduğuna ve yaşadığına inanırlar ve bu konuda birkaç delil getirirler.
O delillerden biri şudur: (Ehl-i Sünnet'e göre) Hızır ve İlyas gibi bazılarının ömrü uzundur. Çünkü bu ikisinin kaç yaşında olduğu belli değildir..."
İmamlarla ilgili bahsinin sonunda ise şöyle yazar:
"İmam'ın şartlarından birisi, hata etmemesi ve kılavuza ihtiyaç duymaması için mâsum olmasıdır.
Çünkü aksi takdirde teselsül ortaya çıkar ve sonsuza kadar ulaşır. Oysa teselsül aklen imkânsızdır. Biri de şu ki: Tertemiz imamlar Allah'ın kullara hüccetleridirler. Hüccetin şartlarından birisi ise her açıdan mâsum olmasıdır."
Hâfız Muhammed b. Yûsuf-i Gencî Şafiî (658): İbn-i Sebbağ el-Mâlikî, "el-Fusûlu'l-Muhimme" adlı kitabında onun hakkında "İmam Hâfız" tâbirini kullanmıştır.
İbn-i Hâcer el- Askalanî de Sahih-i Buhârî'nin şerhi "Fethu'l-Bari"de onun rivâyetlerine istinad etmektedir.
Katib Çelebi ise "Keşfu'z-Zunûn" adlı kitabında şöyle yazar: "Kifâyetu't-Tâlib fi Menâkıb-i Ali b. Ebi Tâlib, 658'de vefat eden Şeyh Hâfız Ebu Abdullah Muhammed b. Yûsuf-i Kencek-i Şafiî'nin eseridir. 'el-Beyan fi Ahbar-i Sahibi'z- Zaman' da Ebu Abdullah Muhammed b. Yûsuf-i Kencek-i Şafiî'nin eseridir.
Bu değerli âlim, Emîrü'l-Mü'minîn Ali'nin (aleyhi's-selâm) menâkıb ve faziletleri hakkında yazdığı 'Kifâyetu't-Tâlib' adlı eserinde Ali'nin (aleyhi's-selâm) soyundan gelen imamların isimlerini bir bir kaydedip kısaca hayatlarını yazdıktan sonra On birinci İmam bölümünde şöyle kaydeder:
'Ebu Muhammed Hasan (el-Askerî) Samarra'daki evinde defnedilmiştir. O'nun bir oğlu vardır ve O da 'İmam Muntazar'dır. Biz kitabımızı O'nun mektubuyla bitiriyoruz ve daha sonra O'nun hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz."
Daha sonra "el-Beyan fi Ahbar-i Sâhibe'z-Zaman" adlı kitabında İmam'dan genişçe bahsetmiştir. Bu kitabın 25. bölümünde şöyle yazar: "Gaybet'e çekildiği günden bugüne kadar yaşamaktadır. Onun şimdiye kadar yaşaması aklî açıdan mümkündür."
Celaluddin Muhammed el- Belhî (h. 672):
Büyük "Mesnevi" kitabının sahibidir. Tanınmış bilgin ve ârif "Şems-i Tebrizî" adlı divanında bir gazelinde güzel bir hâl ile On iki İmam'ın ismini anmaktadır.
eş-Şeyh Alauddevle es-Simnanî (736):
Meşhur âriftir. Abdurrahman Câmi'nin nakline göre, "Şevâhi- du'n-Nubuvve"de irfan ve sûfîlik açısından kutuplar ve abdallar silsilesini sayarken şöyle yazar: "Kutbiyye derecesine ulaşanlardan biri de Muhammed b. Hasan b. Askerî'dir ve O'nun değerli babaları pâk Ehl-i Beyt İmamlarıdır. O Gaybet'e çekildiğinde abdallar dairesine girdi."
Abdurrazzak Kâşanî (736):
Meşhur bir âriftir. "Tuhfetu'l-İhvan fi Hesâisi'l-Feteyân" kitabında şöyle yazar: "Nübüvvetin başlangıcı Âdem Safiyyullah, kutbu İbrahim Halilullah, zirvesi ve burcu Muhammed Habibullah olduğu gibi; cömertliğin başı da İbrahim, kutbu Emîrü'l-Mü'minîn Ali ve sonu da velilerin sonuncusu olan Muhammed Mehdî'dir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)