‘Siz ahiret için yaratıldınız’
Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Dünya sizin için yaratıldı. Siz de ahiret için yaratıldınız. Nefsimi kudreti ile tutana yemin olsun, ölüm yorgunluğundan sonra yorgunluk olmayacak. Dünya hayatı bitince de iki şey ortaya çıkacak: İlâhî nimetin timsali olan Cennet ya da hakkın Celâl sıfatını canlandıran şiddet, ateş; Cehennem”
25.08.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





İmam Gazali Hazretleri şöyle buyuruyor.
Zeyd b. Erkam (r.a.) tarafından yapılan şu rivayet önemlidir.
Diyor ki: Ebubekir şöyle anlattı: Bir gün Hazret-i Peygamberle beraberdim. Bir şeyi eliyle kendinden uzaklaştırır gibi yaptığım gördüm fakat zahirde görünen nesne yoktu. Bunun üzerine, "Ey Allah'ın Resulü kendinden uzaklaştırmak istediğin şey nedir?" dedim. Şöyle buyurdu: "Dünya şekle bürünüp bana geldi. Benden uzak ol, dedim. Tekrar geldi ve şöyle dedi: Sen beni yana atıp, kurtuluyorsun ama Senden sonra gelenler benden kurtulamaz ve beni bırakmaz." Su hadis-i şerifleri de anlatmakta fayda görüyoruz:
"Şaşılır ve hayret edilir şu adama ki, ebedî âlemin varlığını tasdik eder, oraya gidileceğine inanır. Bununla beraber, şu aldatıcı dünya için hadden aşkın çalışır."
"Dünya tatlı yeşildir. Allah Teâlâ sizi, geçmişlerin yerine bırakmıştır ve nasıl amel edeceğinize bakmaktadır. İsrailoğulları'na, dünya nimetleri önlerine serildiği ve yeryüzü istifadelerine arz edildiği zaman, hile yolunu tuttular. Kokular sürünüp, süslü elbiseler giyip kendilerini avuttular."
Hazreti İsa'nın (a.s.) buyurduğu şu hikmetli cümleyi de anlatalım: "Dünyaya, Rabbmızmış gibi tapmayınız, sonra sizi kölesi kılar. Hazinelerinizi, telefinden korkmayacağınız kimsenin yanında saklayınız. Dünyalık sahibinin elindeki mala afet gelmesinden korkulur. Fakat Allah'ın hazinesinde malını biriktiren için endişe ve korku olmaz."
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur: "İman sahibi için takdir olunan iki durum vardır. Biri geçmiş durum. Allah Teâlâ, o olmuşlar için neler edecek bilinmez. Bir de baki kalan durum, bunun için de İlâhî hükmün ne olacağı malûm değildir. Her halde kul, nefsini kendisi için hazırlamalı. Dünyasından bir miktar ahireti için ayırmalı. Hayat devam ederken ölüm için hazırlık yapmalı. Gençlik elde iken ihtiyarlık için bir şeyler tedarik etmeli. Dünya sizin için yaratıldı. Siz de ahiret için yaratıldınız. Nefsimi kudreti ile tutana yemin olsun, inanınız; ölüm yorgunluğundan sonra yorgunluk olmayacak. Dünya hayatı bitince de iki şey ortaya çıkacak: İlâhî nimetin timsali olan Cennet ya da hakkın Celâl sıfatını canlandıran şiddet, ateş; Cehennem."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Zeyd b. Erkam (r.a.) tarafından yapılan şu rivayet önemlidir.
Diyor ki: Ebubekir şöyle anlattı: Bir gün Hazret-i Peygamberle beraberdim. Bir şeyi eliyle kendinden uzaklaştırır gibi yaptığım gördüm fakat zahirde görünen nesne yoktu. Bunun üzerine, "Ey Allah'ın Resulü kendinden uzaklaştırmak istediğin şey nedir?" dedim. Şöyle buyurdu: "Dünya şekle bürünüp bana geldi. Benden uzak ol, dedim. Tekrar geldi ve şöyle dedi: Sen beni yana atıp, kurtuluyorsun ama Senden sonra gelenler benden kurtulamaz ve beni bırakmaz." Su hadis-i şerifleri de anlatmakta fayda görüyoruz:
"Şaşılır ve hayret edilir şu adama ki, ebedî âlemin varlığını tasdik eder, oraya gidileceğine inanır. Bununla beraber, şu aldatıcı dünya için hadden aşkın çalışır."
"Dünya tatlı yeşildir. Allah Teâlâ sizi, geçmişlerin yerine bırakmıştır ve nasıl amel edeceğinize bakmaktadır. İsrailoğulları'na, dünya nimetleri önlerine serildiği ve yeryüzü istifadelerine arz edildiği zaman, hile yolunu tuttular. Kokular sürünüp, süslü elbiseler giyip kendilerini avuttular."
Hazreti İsa'nın (a.s.) buyurduğu şu hikmetli cümleyi de anlatalım: "Dünyaya, Rabbmızmış gibi tapmayınız, sonra sizi kölesi kılar. Hazinelerinizi, telefinden korkmayacağınız kimsenin yanında saklayınız. Dünyalık sahibinin elindeki mala afet gelmesinden korkulur. Fakat Allah'ın hazinesinde malını biriktiren için endişe ve korku olmaz."
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulur: "İman sahibi için takdir olunan iki durum vardır. Biri geçmiş durum. Allah Teâlâ, o olmuşlar için neler edecek bilinmez. Bir de baki kalan durum, bunun için de İlâhî hükmün ne olacağı malûm değildir. Her halde kul, nefsini kendisi için hazırlamalı. Dünyasından bir miktar ahireti için ayırmalı. Hayat devam ederken ölüm için hazırlık yapmalı. Gençlik elde iken ihtiyarlık için bir şeyler tedarik etmeli. Dünya sizin için yaratıldı. Siz de ahiret için yaratıldınız. Nefsimi kudreti ile tutana yemin olsun, inanınız; ölüm yorgunluğundan sonra yorgunluk olmayacak. Dünya hayatı bitince de iki şey ortaya çıkacak: İlâhî nimetin timsali olan Cennet ya da hakkın Celâl sıfatını canlandıran şiddet, ateş; Cehennem."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.