logo
16 ARALIK 2025


Siviller öldükçe Hizbullah kazanıyor

08.08.2006 00:00:00
İlk defa Hizbullah gibi bir örgütle asimetrik savaşa giren İsrail, arı kovanına yumruk atan ağır sıklet bir boksör gibi. Arılar boksörü soktukça boksör daha da sinirleniyor, ringden çıkıp, hakeme ve seyircilere saldırıyor. İsrail'e destek sürekli azalıyor.

İsrail dünyanın en güçlü ordularından birine sahip. Ülkenin tarihi Araplara karşı zaferlerle dolu. 1967'de İsrail Hava Kuvvetleri Mısır, Suriye, Ürdün, Irak ve Suudi Arabistan Hava Kuvvetlerini altı gün içinde yok etmişti. 1973'te İsrail gene Araplara karşı çok cepheli bir savaştan zor da olsa açık bir şekilde galip ayrıldı. 1948'den bu yana hiçbir Arap devleti İsrail karşısında tutunamadı. Peki bugün nasıl oluyor da Hizbullah İsrail'e kök söktürüyor? Kısa cevap şu: Hizbullah devlet olmadığı için kazanıyor. Klasik anlamda savaş devletler arası bir çarpışmadır. Oysa bu sefer İsrail'in karşısında alıştığı anlamda konvansiyonel bir ordu ve devlet yok. Hele kötü eğitilmiş, motive olmamış, hantal bir Arap ordusu hiç yok. Tam aksine, İsrail'in karşısında hareketli, esnek, davasına inanmış, disiplinli ve modern silahlarla donanımlı bir gerilla var. Dillere destan İsrail Haber Alma Teşkilatı (MOSSAD) Hizbullah'ın elindeki silahlar karşısında gafil avlanmış durumda. İyi saklanmış 15 bin kısa ve orta menzilli roket dışında, Hizbullah, aynı zamanda mobil uçaksavarlar ve elektronik mayınlara da sahip. İran'ın parasal, Suriye'nin de lojistik desteğiyle Hizbullah sırtı kolay kolay yere gelmeyecek bir gerilla gücü haline gelmiş durumda. Fakat Hizbullah sıradan bir gerilla örgütü profili çizmiyor. Daha bir ay öncesine kadar, Hizbullah kitlesel anlamda okuldan hastaneye kadar varan sosyo-ekonomik hizmetler veriyordu. Şeyh Hasan Nasrallah'ın karizmatik liderliğindeki örgüt bu sayede geniş bir toplumsal taban ve siyasi güce sahip. Bütün bunlar nedeniyle İsrail ilk defa devlet dışı bir aktörle asimetrik bir çatışma içinde. Benzetme yapmak gerekirse İsrail arı kovanına yumruk atan ağır sıklet bir boksör gibi. Attığı her yumruk daha fazla arıyı kovandan çıkarıyor. Arılar boksörü soktukça boksör daha da sinirleniyor. Gözü kararıyor, sinirleri bozuluyor, ringden çıkıp, hakeme ve seyircilere saldırıyor. Zaten İsrail tam da bu nedenle maçı kaybediyor. Çoluk çoçuk demeden sivilleri acımasızca oldürdüğü için dünya kamuoyunun gözünde İsrail savaşı çoktan kaybetmiş durumda. Siviller öldükçe Hizbullah güçleniyor ve attığı her roketle İsrail'i daha da derinden iğneliyor. İran faktörü Hizbullah bu savaştan kârlı çıkan tek güç değil. Uzun dönemde daha da fazla güçlenen İran olacak. ABD'nin Irak fiyaskosu, İran'a hayal bile edemeyeceği bir hareket alanı sağlıyor. Bugün Irak, Suriye, Lübnan, ve Filistin'de yaşanan mücadele aslen İran ve ABD arasındaki gizli savaşın izdüşümlerine sahip. Bu gizli savaşta İran'ın uzun dönemdeki amacı nükleer güç haline gelmek ve bölgesel egemenlik sağlamak. Saddam sonrası Ortadoğu'da yükselmekte olan Şii kuşak Tahran için en büyük avantaj. Ancak İran Şii kartı erken kullanmak istemiyor. Kısa dönemde Tahran'ın en son istediği bir Sünni-Şii çatışmasına sebep olmak. Bu nedenle İran, Sünniliğe karşı Şiilik propagandası yapmak yerine, İslam dünyasında liderlik rolüne soyunmak istiyor. Bunu yapmanın en iyi yolu İslam âlemindeki iç çekişmeleri bırakıp, ortak düşman üzerinde durmak. Dikkat ederseniz Ahmedinecad bütün konuşmalarında hem İsrail'e hem de ABD'ye karşı en sert tavır içindeki Müslüman ülke olma amacını güdüyor. Ahmedinecad'ın bu sert söylemi İran'ın yükselmesinden hiç haz etmeyen Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan gibi Sünni rejimleri kendi halklarının gözünde aciz ve işbirlikçi hale getiriyor. Hele İsrail'in son bir aydır yaptıklarına ABD'nin seyirci kalması bu Arap rejimleri çok daha zor durumda bırakırken İran'ın yıldızı sürekli parlıyor. Son bir aydır işler hep İran'ın istediği gibi gelişiyor. Eğer ABD, İran konusunda daha etkili bir politika izlemek istiyorsa işe İran'la masaya kayıtsız şartsız oturarak başlamalı. Bu bir bakıma İran'ın 2002 yılında ABD'ye yaptığı 'büyük pazarlık' teklifinin tekrar masaya konulması anlamına geliyor. Hatemi döneminde Tahran Washington'a bir zeytin dalı uzatmış ve Irak, Afganistan, İsrail-Filistin meselesi, Hizbullah'ın durumu ve nükleer güç konularını kapsayan geniş kapsamlı bir diyalog süreci önermişti. 2002 yılında Irak'ı işgale hazırlanan kibirli Bush yönetimi İran'ın bu tarihi teklifini İslami rejiminin yıkılmak üzere olduğunun göstergesi olarak algılamış ve dikkate almamıştı. O zaman Washington'da bütün hesaplar Irak'ta başarı ve sonrasında Ortadoğu'da demokratik domino teorisi üzerine yapılıyordu. Şimdiyse her geçen gün İran'ın lehine işliyor. Bakalım Bush yönetimi tükürdüğünü yalamak zorunda kalacak mı? Dr. Ömer Taşpınar/ Radikal

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
BTP'nin 'Geleceği Savunmak' etkinlikleri sonuç verdi
'Bahis' reklamları nihayet yasaklanıyor
Bakan Işıkhan açıkladı
TÜRK-İŞ masada olacak mı?
En ciddi toplumsal tehditlerden biri
Sanal kumar nasıl yayılıyor?
Merkez Bankası kritik veriyi açıkladı
Konut fiyatları yeniden hareketlendi
Tek adamlar medyadan rahatsız
Trump'tan BBC'ye 10 milyar dolarlık tazminat davası
Bir medya devine daha 'kara para aklama' operasyonu: 3 gözaltı
GAİN Medya'ya TMSF kayyum olarak atandı
Trump, Şara'ya 'hala güvendiğini' söyledi
DEAŞ, ABD'nin Ortadoğu'da bulunma gerekçesi!
Devletin rakamları ifşa ediyor
Bu ülkede kim zengin ediliyor?
Umduklarını bulamadılar!
Perakendede Kasım şoku
Fenerbahçe Konyaspor'a 4 golle geçti
Maçı ilk yarıda kopardı
On binlerce kişi, yargıdaki usulsüzlükleri protesto etti
'Sizi görüyoruz, bağımsızlık, itaat değil'
Su seviyesi hiç bu kadar düşmemişti
Sapanca Gölü alarm veriyor
Gülşah Durmay son yolculuğuna uğurlandı
Gözyaşları sel oldu
İşte ülkemizin getirildiği vahim nokta!
İstanbul'da bir ayda yakalanan 1 ton 144 kilo uyuşturucu sergilendi
Nedir bu barış yasası?
DEM'den 'acilen barış yasası' çağrısı
BTP'nin 'Geleceği Savunmak' etkinlikleri sonuç verdi
'Bahis' reklamları nihayet yasaklanıyor
Bakan Işıkhan açıkladı
TÜRK-İŞ masada olacak mı?
En ciddi toplumsal tehditlerden biri
Sanal kumar nasıl yayılıyor?
Merkez Bankası kritik veriyi açıkladı
Konut fiyatları yeniden hareketlendi
Tek adamlar medyadan rahatsız
Trump'tan BBC'ye 10 milyar dolarlık tazminat davası
Bir medya devine daha 'kara para aklama' operasyonu: 3 gözaltı
GAİN Medya'ya TMSF kayyum olarak atandı
Trump, Şara'ya 'hala güvendiğini' söyledi
DEAŞ, ABD'nin Ortadoğu'da bulunma gerekçesi!
Devletin rakamları ifşa ediyor
Bu ülkede kim zengin ediliyor?
Umduklarını bulamadılar!
Perakendede Kasım şoku
Fenerbahçe Konyaspor'a 4 golle geçti
Maçı ilk yarıda kopardı
On binlerce kişi, yargıdaki usulsüzlükleri protesto etti
'Sizi görüyoruz, bağımsızlık, itaat değil'
Su seviyesi hiç bu kadar düşmemişti
Sapanca Gölü alarm veriyor
Gülşah Durmay son yolculuğuna uğurlandı
Gözyaşları sel oldu
İşte ülkemizin getirildiği vahim nokta!
İstanbul'da bir ayda yakalanan 1 ton 144 kilo uyuşturucu sergilendi
Nedir bu barış yasası?
DEM'den 'acilen barış yasası' çağrısı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.