logo
18 MAYIS 2024

Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim

Sinan Ateş cinayeti soruşturmasında 16 ay sonra hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Zanlıların bir kısmı olayla ilgileri olmadığını söylerken, bazı zanlılar ise kişisel husumet gerekçesi ile Ateş'i yaralamak istedikleri yönündeki ifadeler iddianameye girdi. Sanıkların MHP ile ilgilerine yer verilmeyen iddianamede şüpheli Tolgahan Demirbaş, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin verdiği "Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." ifadesi yer aldı.
05.05.2024 00:32:00 / Güncelleme: 05.05.2024 00:42:02
Anadolu Ajansı
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Sinan Ateş cinayeti zanlısı: Evinin adresini, önüne pankart asmak için araştırmış olabilirim
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve olay sırasında beraberindeki Selman Bozkurt "müşteki", 22 kişi de "şüpheli" sıfatıyla yer aldı.

Olay anında tetikçi Eray Özyağci'nin yanındaki şüpheliler Vedat Balkaya ve Suat Kurt müşterek fail, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş'ın suça azmettiren olduğu bildirildi.

Şüpheliler Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal'ın da iştirak halinde işlenen suça yardım ettikleri kaydedildi.

İddianamede, Çep ve Demirbaş'ın cinayete ilişkin detaylı plan yaptıkları, bu kapsamda Ateş'in kişisel, ailevi ve mesleki yaşantısı konusunda ayrıntılı bilgi topladıkları ifade edildi.

Demirbaş'ın olaydan önce şüpheli eski cinayet büro amiri Aykal'a, Ateş'in telefon ve adres bilgilerini sorgulattığı, Çep'in Özyağci'yi Ankara'ya göndermek için şüpheliler Uzunlar ve Bayraktar'ın sahibi olduğu işletmeden minibüs temin ettiği aktarılan iddianamede, şüpheliler Gelenbey ve Çolak'ın da bu araçla tetikçi Özyağci'yi Ankara'ya getirip, şüpheli Asarkaya'nın Demetevler Mahallesi'ndeki evine bıraktıkları belirtildi.

İddianamede, şüpheliler Saraç, Köktürk, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Öktem, Karadeniz ve Atay'ın da bilgi belge ve lojistik destek sağlayarak cinayetin işlenmesine yardımcı oldukları anlatıldı.

Şüphelilerin ifadeleri

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Eray Özyağci, Ateş'i 3-4 yıldır tanıdığını belirterek, "Kendisini tanıdığımda Ülkü Ocakları Başkanıydı. Gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Kendisini yaralamak amacıyla birtakım planlama ve ayarlama yaptım, hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla yaptım." iddiasında bulundu.

Doğukan Çep'e olaydan kısa süre önce birisini vuracağını söylediğini ama kim olduğunu söylemediğini ve ondan yardım almadığını savunan Özyağci, Ankara'ya nasıl geleceğini, Ateş'i nerede bulacağını ve olay yerinden nasıl kaçacağını düşündüğü günlerde, Çep'in yanında oturan iki özel harekat polisinin kendi aralarında Ankara'ya gideceklerinden bahsettiklerini duyduğunu anlattı. Özyağci, şu beyanı verdi:

"Ben de bunu fırsata çevirdim, polislere Ankara'da hasta ziyaretine gitmem gerektiğini ancak ufak bir hapis cezasından dolayı aranmam olduğunu, cezaevine girmek istemediğimi, beni de Ankara'ya giderken yanlarına alıp alamayacaklarını sordum. Bunun üzerine polisler, beni Ankara'ya götürmeyi kabul ettiler."

Ankara'da iki gün keşif yaptığını belirten Özyağci, olay günü Çukurambar'da kahvaltı yaptığını, bir süre sonra Ateş ve beraberinde iki kişi gördüğünü ifade etti.

Özyağci, "Şahıslarla karşı karşıya geldiğimiz esnada üzerimde bulunan silahımı çektim, öncelikle Ateş'in bacaklarına 3-4 el ateş ettim. Selman isimli şahsın da silah çekmesi üzerine kendi can güvenliğimi düşünerek Sinan Ateş'i etkisiz hale getirmek maksadıyla hızlı bir şekilde ateş etmem neticesinde şahıs hareketsiz kaldı." dedi.

Daha sonra kendisini bekleyen Balkaya'nın kullandığı motosikletle olay yerinden kaçtığını, kararlaştırılan bir noktada indiğini aktaran Özyağci, sonraki saatlerde ise ismini söylemek istemediği bir kişinin araçla kendisini aldığını ve İstanbul'a doğru gittiklerini anlattı.

Özyağci, olayda kullandığı tabanca, şarjör ve kalan fişekleri yolda bir çalılık alana gizledikten sonra İstanbul yakınlarında daha önce ayarlanan bir ikamete gittiğini bildirdi.

Şüpheli Vedat Balkaya ise Ankara'ya gittiği motosikleti olaydan 10 gün kadar önce Çep'in verdiğini belirtti. Özyağci'nin de kendisine, "husumetli olduğu bir kişinin ikamet ettiği konuma doğru gideceklerini" söylediğini anlatan Balkaya, olay günü bir kafeye bıraktığı Özyağci'nin süre sonra koşarak geldiğini, motosikletle buradan uzaklaştıklarını, daha sonra onun bekleyen bir araca bindiğini, kendisinin de İstanbul'a döndüğünü aktardı.

Balkaya, "Doğukan Çep, bu yaralama olayını biliyordu ancak Eray Özyağci'yi azmettirip azmettirmediğini bilmiyorum." şeklinde ifade verdi.

"Sinan Ateş'in ofisini ve arabasını gözetledim"

Şüpheli Suat Kurt, 22 veya 23 Aralık 2022'de Doğukan Çep'in FaceTime uygulaması üzerinden kendisini arayarak, birini Ankara'da takip edip edemeyeceğini sorduğunu, kendisinin de bunu kabul ettiğini söyledi.

Otobüsle Ankara'ya gittiğini anlatan Kurt, 26 Aralık'ta Çep'in kendisini FaceTime'dan bir kez daha arayarak, Ateş'in ofisinin yerini ve otomobilini tarif ettiğini ve "Kaçta gelip gidiyor, aracı tek mi kullanıyor, bunları bana haber ver" dediğini anlattı.

Çep'e bazı bilgileri verdiğini ve onun talebi üzerine Özyağci'yi bir eve yerleştirdiğini ifade eden Kurt, şunları söyledi:

"29 Aralık 2022'de ikametteyken Doğukan, Özyağci'yi görüntülü aradı. Sinan Ateş'i kastederek 'Bu şahıs dövülüp ayaklarından yaralanacak' dedi. Olay günü saat 10.00 civarı Çukurambar'a geçtim. Sinan Ateş'in aracı ofisinin önünde duruyordu. Doğukan görüntülü aradı, 'Arabası burada' dedim. Sinan Ateş, yanında 2 şahısla ofisinin bulunduğu binadan çıktılar. Doğukan'a 'Yine gidiyorlar, geldikleri yöne doğru' dedim. O da bana 'Tamam abi, sen taksiye bin' dedi. Silah seslerini duyduktan sonra telefonumu komple kapattım."

Şüpheli Doğukan Çep de Sinan Ateş'i tanımadığını, olayla alakası olmadığını savundu.

Kendisini arayıp alacak verecek meselesi için Ankara'ya gideceğini söyleyen Özyağci'nin araç kiralamasına yardımcı olduğunu söyleyen Çep, "Ankara'da herhangi birini vuracağını bilmiyordum. Böyle bir konuşmaya şahit olmadım. Eğer şahit olsaydım araç kiralama işine dahil olmazdım." ifadelerini kullandı.

Şüpheli Suat Kurt'un kendisi hakkındaki beyanlarını kabul etmeyen ve olayla hiçbir bağlantısı olmadığını savunan Çep, "Cezalarım ve aranmam olması sebebiyle olay üstüme yıkılmaya çalışılıyor. Sinan Ateş'i öldürmek gibi bir niyet ve kastım olmamıştır." ifadesini verdi.

"Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi"

Şüpheli Tolgahan Demirbaş da Ateş'i "camialarından" tanıdığını, Mersin'deki olay ve hakkındaki ithamlardan kaynaklı kendisine mesafeli olduğunu söyledi.

Demirbaş, şüphelilerden Aykal'a, Ateş'in adresini sorgulattığı iddiasına ilişkin, "Sinan Ateş'in ev adresi mesajla veya herhangi bir şekilde bana gönderilmedi. Sinan Ateş'i olay öncesi şahsen tanımazdım. Mersin'de vuku bulan saldırı olayında camiamızdan bir genç öldürülmüştür. Bu olaya tepki olarak Sinan Ateş'in ikametinin önünde pankart asılması düşüncesi gündemdeydi. Bu nedenle adresin tespitini istemiş olabilirim." beyanını verdi.

İstenen cezalar

İddianamede, şüpheliler Özyağci, Balkaya ve Kurt'un "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar; Çep ve Demirbaş'ın ise cinayete azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Özyağci'nin ayrıca "ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak" suçundan 1 yıldan 3 yıla, Demirbaş'ın ise "zincirleme şekilde kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Şüpheliler, Asarkaya, Saraç, Köktürk, Yüce, Uzunlar, Gelenbey, Çolak, Bayraktar, Güney, Ersoy, Zorlu, Ataç, Yüksel, Öktem, Karadeniz, Atay ve Aykal'ın " tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan 15'er yıldan 20'şer yıla kadar hapsi istenirken, Aykal'ın kamu görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanarak maktule ait kişisel bilgileri hukuka aykırı olarak temin ettiği gerekçesiyle 3 yıldan 6 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Mahkeme inceliyor

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca tamamlanan iddianame, 26 Nisan'da Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Mahkemenin iddianameyi değerlendirmek için, bu süreden itibaren 15 gün süresi bulunuyor.

Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17'si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.
Özel'den sert mücadele mesajı
'Meydanlar bizimdir'
19 Mayıs bir dönüm noktasıydı
Yarın tüm yurtta coşkuyla kutlanacak
Genel merkezi binasını kapattı
'Yola dijitalde devam edeceğiz'
'Atatürk’ün partisini iktidara taşıma sorumluluğumuz var'
İmamoğlu'nu ziyaret etti
AKP'li Yılmaz'dan küskün seçmene mesaj
'İncinmişleri telafi edeceğiz'
Özgür Özel'i bu sözlerle hedef aldı
'Art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülük'
Son bir haftada 2 milyona yakın araç denetlendi
Yaklaşık 416 bin cezai işlem uygulandı
Ankara Emniyeti soruşturmasında 1 gözaltı daha
Haberleşmeye aracılık etmiş
Doğu Karadeniz'de bungalov tesis artışına tepki
Çay ve fındık bahçeleri kesiliyor!
AKP ve CHP'lileri buluşturan düğün
Takılar valizlerle taşındı
Erdoğan'a yanıt veren Gürer'den kritik soru
'İthal hayvanları kimler topluyor?'
TESK Başkanı'ndan hükümete 'vergi' çağrısı
'Artış değil yapılandırma lazım'
Zincirleme kazaya neden olan kadın sürücü
'Polis çağırmayın'
Ahmet Türk'ün 'normalleşme' hayal kırıklığı
'Umut verdi ama bir şey çıkmadı'
Erdoğan, Hamas üzerinden baltayı taşa vurdu
Kuva-yi Milliye'ye kimler hain diyordu?
Özel'den sert mücadele mesajı
'Meydanlar bizimdir'
19 Mayıs bir dönüm noktasıydı
Yarın tüm yurtta coşkuyla kutlanacak
Genel merkezi binasını kapattı
'Yola dijitalde devam edeceğiz'
'Atatürk’ün partisini iktidara taşıma sorumluluğumuz var'
İmamoğlu'nu ziyaret etti
AKP'li Yılmaz'dan küskün seçmene mesaj
'İncinmişleri telafi edeceğiz'
Özgür Özel'i bu sözlerle hedef aldı
'Art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülük'
Son bir haftada 2 milyona yakın araç denetlendi
Yaklaşık 416 bin cezai işlem uygulandı
Ankara Emniyeti soruşturmasında 1 gözaltı daha
Haberleşmeye aracılık etmiş
Doğu Karadeniz'de bungalov tesis artışına tepki
Çay ve fındık bahçeleri kesiliyor!
AKP ve CHP'lileri buluşturan düğün
Takılar valizlerle taşındı
Erdoğan'a yanıt veren Gürer'den kritik soru
'İthal hayvanları kimler topluyor?'
TESK Başkanı'ndan hükümete 'vergi' çağrısı
'Artış değil yapılandırma lazım'
Zincirleme kazaya neden olan kadın sürücü
'Polis çağırmayın'
Ahmet Türk'ün 'normalleşme' hayal kırıklığı
'Umut verdi ama bir şey çıkmadı'
Erdoğan, Hamas üzerinden baltayı taşa vurdu
Kuva-yi Milliye'ye kimler hain diyordu?

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak. 19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biri 
18.05.2024 14:34:00
Yenal Arman
 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak
 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, yarın yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak
Türkiye'nin dönüm noktalarından biri olan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışını anma amacı taşıyan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı yarın tüm yurtta ve dış temsilciliklerde coşkuyla kutlanacak. Bu tarih, Atatürk'ün gençliğe verdiği değeri ve milletin kurtuluşunda genç fikirlerin önemini vurgulayan bir dönüm noktası mesabesinde. Atatürk'ün "Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir" sözü, bu anlayışın özünü yansıtıyor. Atatürk'ün gençliğe hitaben yaptığı konuşmalar, onun gençlik kavramını sadece yaşla sınırlı olmayan, fikirde yeniliği ve doğruyu görebilme yetisini ifade eden bir anlayışla ele aldığını gösterir. Bu nedenle, 19 Mayıs'ın "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanması, Atatürk'ün gençliğe ve yenilikçi düşüncelere verdiği önemi simgeler. Atatürk'ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında İstanbul'dan Samsun'a yaptığı yolculuk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecindeki önemli olaylardan biridir. Bu yolculuk, Birinci Dünya Savaşı sonrası zor koşullar altında kurtuluş arayan Türk Milleti için umut ışığı olmuş ve Atatürk'ün liderliğinde Samsun'dan başlayarak millî mücadele yolunu açmıştır.

Neden Samsun?

Samsun, işgal kuvvetleri için stratejik bir öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en güvenilir kapı olarak görülüyordu. İngilizlerin 9 Mart 1919'da Samsun'a asker çıkarması ve buna karşılık Türk Makinalı Tüfek Birliğinden bir teğmenin dağa çıkarak gösterdiği tepki, bölgenin önemini daha da artırmıştır. İngiliz Yüksek Komiserliği'nin Türk halkının silahlandığına dair şikayetleri üzerine, Atatürk bu bölgeye dönemin padişah Vahdettin tarafından, Anadolu'daki askerlerin silahsızlandırılması göreviyle olağanüstü yetkilerle gönderilmiştir.

Bandırma Vapuru'nda 18 kişi vardı

Atatürk'ün yolculuğuna eşlik eden 18 kişilik ekip, 16 Mayıs 1919'da "Bandırma" vapuruyla İstanbul'dan ayrılmış ve 17 Mayıs'ta İnebolu'ya, 18 Mayıs'ta ise Samsun'a ulaşmıştır. Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, şehrin zor durumunu ve İngiliz işgal kuvvetlerinin varlığını gözler önüne sermiştir. Atatürk ve beraberindekiler, Hıntıka Palas'ta kaldıkları süre boyunca bu sorunlar üzerine yoğunlaşmış ve millî mücadele için planlar yapmışlardır. Atatürk ile beraber 16 Mayıs 1919 Cuma günü başlayacak yolculuğa gemi kaptanı İsmail Hakkı Durusu dışında 18 kişi eşlik edecekti. Bu 18 kişinin adları şöyleydi: "III. Kolordu Komutanı Kurmay Albay Refet Bey (General Bele), Müfettişlik Kurmay Başkanı Kurmay Albay Manastırlı Kâzım Bey (General DIRIK), Müfettişlik Sağlık Bakanı Doktor Albay İbrahim Talî Bey (ÖNGÖREN), Kurmay Başkan Yardımcısı Kurbay Yarbay Mehmet Ârif Bey(AYICI), Karargâh Erkân-ı Harbiyesi İstihbarat ve Siyâsiyât Şubesi Müdürü Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey(GEREDE), Müfettişlik Topçu Komutanı Topçu Binbaşı Refik Bey(SAYDAM), Müfettişlik Başyaveri Yüzbaşı Cevad Abbas(GÜRER), Kurmay Mülhakı Yüzbaşı Mümtaz (TÜNAY),Kurmay Mülhakı Yüzbaşı İsmail Hakkı (EDE), Müfettişlik Emir Subayı Yüzbaşı Ali Şevket (ÖNDERSEV), Karargâh Komutanı Yüzbaşı Mustafa Vasfi (SÜSOY), Kurmay Başkanı Emir Subayı ve Müfettişlik Kâlem Âmiri Üsteğmen Arif Hikmet (GERÇEKÇI), İaşe Subayı Üsteğmen Abdullah(KUNT), Müfettişlik İkinci Yaveri Teğmen Muzaffer (KILIÇ), Şifre Kâtibi, Birinci Sınıf Kâtip Fâik (AYBARS), Şifre Kâtibi Yardımcısı, Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh (ATASEV)." Bu tarihi yolculuk, Türk Milleti için kurtuluşun başlangıcı olmuş ve Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasının anlamı, bu tarihin Türk gençliğine armağan edilmesiyle daha da pekiştirilmiştir. Atatürk'ün gençliğe olan inancı ve onlara duyduğu güven, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında büyük bir rol oynamıştır.

Amasya Üniversitesi'nde Dr. Girayalp Karakuş'a saldırının ardından şüphe yaratan fotoğraf

Amasya Üniversitesi eski rektör yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanının, öğretim görevlisi Dr. Girayalp Karakuş'a saldıranlar ve eski Amasya Ülkü Ocakları Başkanı ile hatıra fotoğrafları çektirdiği ortaya çıktı.
18.05.2024 13:46:00 / Güncelleme: 18.05.2024 14:07:44
Atakan Akbal
Amasya Üniversitesi'nde Dr. Girayalp Karakuş'a saldırının ardından şüphe yaratan fotoğraf
Amasya Üniversitesi'nde Dr. Girayalp Karakuş'a saldırının ardından şüphe yaratan fotoğraf
Amasya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Girayalp Karakuş SOL Kültür yayınevinin düzenlediği bir "Edebiyat Söyleşisine" konuşmacı olarak katılmasından sonra ülkücülerin hedefi haline geldi.

Kendilerine "Amasya Üniversitesi Ülkücüleri" diyen bir grup ülkücü öğrenci, Dr. Karakuş'a mezuniyet töreninde palalarla saldırmıştı.

Saldırının ardından ise Amasya Üniversitesi eski rektör yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Dekanının saldırganlar ve eski Amasya Ülkü Ocakları Başkanı ile hatıra fotoğrafları çektirdiği ortaya çıktı.



Dr. Girayalp Karakuş kısa bir süre önce de Milliyetçi Hareket Partisi'ne (MHP) yakınlığı ile bilinen Bengütürk ve Kampüs adlı haber portallarının da hedefi hâline gelmişti.

Dr. Karakuş, ilgili haber portalları hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

19 Mayıs'ta trenler ücretsiz

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda Marmaray, Başkentray, İZBAN, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı ve Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy Metro Hattı'nın ücretsiz olarak hizmet vereceğini duyurdu
18.05.2024 11:18:00 / Güncelleme: 18.05.2024 11:21:39
İHA
19 Mayıs'ta trenler ücretsiz
19 Mayıs'ta trenler ücretsiz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla 29 Nisan tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karar doğrultusunda 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda Bakanlığa bağlı Marmaray, Başkentray, İZBAN, Sirkeci-Kazlıçeşme raylı sistem hattı ve Gayrettepe-İstanbul Havalimanı-Arnavutköy Metro Hattı'nın ücretsiz olarak hizmet vereceğini söyledi.

YHT, anahat ve bölgesel trenlerde gençlere yüzde 15 indirim ve abonman kolaylığı

Türkiye'nin en önemli ulaşım modlarından birisinin demiryolları olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, ülkenin geleceği olan gençlerin çok önemli bir bölümünün trenlerle seyahat etmeyi tercih ettiği bilgisini verdi. Yüksek Hızlı Tren'le yolculuk yapanların yüzde 19.8'ini gençlerin oluşturduğunu kaydeden Uraloğlu, 'TCDD Taşımacılık tarafından işletilen Yüksek Hızlı Tren, anahat ve bölgesel trenlerimizde gençlerimize yüzde 15 oranında indirim ve çeşitli oranlarda indirimli abonman seçenekleri sunuyoruz. Gençlerimiz, Yüksek Hızlı Trenlerimizin yanı sıra turistik trenlerimize de büyük ilgi gösteriyor. Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz gençlerimizin demiryolu sevgisiyle büyümesi çok önemli' dedi.

Şırnak'ta Pençe-Kaplan şehidi için tören düzenlendi

Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde silah kazası sonucu şehit olan Piyade Sözleşmeli Onbaşı Recep Kabala için 23. Piyade Tümen Komutanlığında tören yapıldı.
18.05.2024 11:10:00
İhlas Haber Ajansı
Şırnak'ta Pençe-Kaplan şehidi için tören düzenlendi
Şırnak'ta Pençe-Kaplan şehidi için tören düzenlendi
23. Piyade Tümen Komutanlığında gerçekleştirilen törende, Piyade Sözleşmeli Onbaşı Kabala'ın Türk bayrağına sarılı naaşı alana getirilerek katafalka konuldu. Törende, saygı duruşunda bulunuldu, şehidin öz geçmişi okundu.

Şehit Kabala için yapılan duanın ardından şehidin naaşı memleketine götürülmek için Şırnak Şerafettin Elçi Havalimanına götürüldü.

Şehit Kabala'ın cenazesi hava yoluyla Erzurum'a uğurlandı

Basına kapalı gerçekleştirilen törene, Şırnak Valisi Cevdet Atay, 23. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Emre Tayanç, Belediye Başkan Vekili Cihat Taşkın, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Murat Bulut, kurum temsilcileri ve askerler katıldı.

Milli Savunma Bakanlığı, Pençe-Kaplan Operasyonu bölgesinde silah kazası sonucu Piyade Sözleşmeli Onbaşı Recep Kabala'ın şehit olduğunu bildirmişti.

Törenin ardından şehidin cenazesi hava yolu ile Erzurum'a uğurlandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.