Bir dönem çok ciddi bir tartışma vardı. Şunu diyordu taraflardan biri; "Hakimiyet Milletindir" sözü akait açısından sakıncalıdır.
Oysa buradaki hakimiyet bir milletin bağımsızlığı, kendi kendini yönetmesi anlamında idi.
Hür olması, manda olmaması demekti.
Memleketi manda değil de düve yapanlar utansın.
Bir vaveyla çıkmıştı o günler.
Lehte olanlar ve aleyhte olanlar kıyasıya bir mücadelenin içine girmişti.
Egemenliğin halktan alınmasına şiddetle karşı çıkanlarla, bu hakkın sadece Allah'a verilmesini isteyenler kıyasıya kapışmıştı.
Netice neticesizlik olarak kaldı.
Aradan fazla değil, birkaç yıl geçti.
Şimdi bir başka tartışma ortaya çıktı;
Egemenliğin kayıtsız şartsız AB'ye devri.
Evet şimdi sıra hakimiyetimizin/egemenliğimizin özelleştirilmesine geldi.
Özelleştirecek başka bir şey kalmayınca da top yekün ülke özelleştirilecek.
Şimdi ne olacak?
Hakimiyetin millete verilmesini eleştirenler, AB'ye devri konusunda ne yapacak?
Şunu mu diyecekler;
Millete reva görülmeyen hakimiyet/egemenlik sakıncalı ama AB'ye verilmesi normaldir mi denecek?
Sonra da şöyle bir izah mı getirecekler;
Biz hakimiyetin ilahî olduğunu savunmuştuk. Bir haçlı ittifakı/Hıristiyan kulübü olan AB'ye hakimiyetin devri bizim savunduğumuz tezin tahakkukudur. Yani böylelikle hakimiyet yerini bulmuş olacak.
Söylenir mi?
Söylenir. Çünkü bu ülkede daha ne apsürt şeyler söylendi.
Peki ya karşı taraf. Yani hakimiyetin milletten alınmasına şiddetle karşı çıkanlar?
Bunu ülke için büyük felaket görenler ne alemde?
Onlar da şunu söyler:
Küreselleşme sürecinde farklı milletler yok, tek millet vardır.
AB'ye girdiğimiz an tek millet olacağız. Bu da egemenliğin milletten alınması anlamına gelmez.
Sadece Çanakkale'de on binlerce şehide mal olan bu hakimiyette asıl söz o günün işgalci devletlerine devredilecek.
Niye verilemesin?
Vatanımıza, bayrağımıza, dinimize, namusumuza kastedenlerin de şehit olduğu fikrinin savunulduğu bir ortamda bu milletin kanı, malı, canı pahasına elde ettiği hakimiyet, İngiliz'e, Alman'a, Fransız'a, Anzak'a niye verilmesin?
Bir başka soru:
Bir milletin "Büyük" meclisi, o milletin ağır bir bedel karşılığı elde ettiği "Hakimiyeti" referandum dahil, nasıl tartışmaya açabilir?
Üzerinde nasıl yorum yapılır?
Nasıl dile dolanır?
Aman ya Rabbi.
Yıllarca "Kızıl Sultan" diye vasıflandırdığımız kişi bundan farklı, bundan daha vahim ne yaptı?
Ya da ülkenin egemenliğini AB'ye devretmeye kalkışanları hangi sıfatla anar dersiniz bu millet?
Rahşan affeder ama tarih affetmez beyler!
Oysa buradaki hakimiyet bir milletin bağımsızlığı, kendi kendini yönetmesi anlamında idi.
Hür olması, manda olmaması demekti.
Memleketi manda değil de düve yapanlar utansın.
Bir vaveyla çıkmıştı o günler.
Lehte olanlar ve aleyhte olanlar kıyasıya bir mücadelenin içine girmişti.
Egemenliğin halktan alınmasına şiddetle karşı çıkanlarla, bu hakkın sadece Allah'a verilmesini isteyenler kıyasıya kapışmıştı.
Netice neticesizlik olarak kaldı.
Aradan fazla değil, birkaç yıl geçti.
Şimdi bir başka tartışma ortaya çıktı;
Egemenliğin kayıtsız şartsız AB'ye devri.
Evet şimdi sıra hakimiyetimizin/egemenliğimizin özelleştirilmesine geldi.
Özelleştirecek başka bir şey kalmayınca da top yekün ülke özelleştirilecek.
Şimdi ne olacak?
Hakimiyetin millete verilmesini eleştirenler, AB'ye devri konusunda ne yapacak?
Şunu mu diyecekler;
Millete reva görülmeyen hakimiyet/egemenlik sakıncalı ama AB'ye verilmesi normaldir mi denecek?
Sonra da şöyle bir izah mı getirecekler;
Biz hakimiyetin ilahî olduğunu savunmuştuk. Bir haçlı ittifakı/Hıristiyan kulübü olan AB'ye hakimiyetin devri bizim savunduğumuz tezin tahakkukudur. Yani böylelikle hakimiyet yerini bulmuş olacak.
Söylenir mi?
Söylenir. Çünkü bu ülkede daha ne apsürt şeyler söylendi.
Peki ya karşı taraf. Yani hakimiyetin milletten alınmasına şiddetle karşı çıkanlar?
Bunu ülke için büyük felaket görenler ne alemde?
Onlar da şunu söyler:
Küreselleşme sürecinde farklı milletler yok, tek millet vardır.
AB'ye girdiğimiz an tek millet olacağız. Bu da egemenliğin milletten alınması anlamına gelmez.
Sadece Çanakkale'de on binlerce şehide mal olan bu hakimiyette asıl söz o günün işgalci devletlerine devredilecek.
Niye verilemesin?
Vatanımıza, bayrağımıza, dinimize, namusumuza kastedenlerin de şehit olduğu fikrinin savunulduğu bir ortamda bu milletin kanı, malı, canı pahasına elde ettiği hakimiyet, İngiliz'e, Alman'a, Fransız'a, Anzak'a niye verilmesin?
Bir başka soru:
Bir milletin "Büyük" meclisi, o milletin ağır bir bedel karşılığı elde ettiği "Hakimiyeti" referandum dahil, nasıl tartışmaya açabilir?
Üzerinde nasıl yorum yapılır?
Nasıl dile dolanır?
Aman ya Rabbi.
Yıllarca "Kızıl Sultan" diye vasıflandırdığımız kişi bundan farklı, bundan daha vahim ne yaptı?
Ya da ülkenin egemenliğini AB'ye devretmeye kalkışanları hangi sıfatla anar dersiniz bu millet?
Rahşan affeder ama tarih affetmez beyler!
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024