Son günlerde baş gösteren karikatür krizi bizleri derinden üzmüştür. Gönül isterdi ki bu olayların hiçbiri yaşanmasaydı. Yaşanan olayların şiddete dönüşmesi, istenmeyen şeylerdir. Avrupa'nın ve Avrupalının haçlı ruhunu aynen devam ettirdiğini anlamak istemeyenlerin, düşüncelerini yeniden tahlil etmeleri gerekmektedir.Diyalog meftunlarının "Kur'an daki Hıristiyan ve Yahudilerle alakalı hükümler bu zamandakiler için değildir. Bu günün Hıristiyan ve Yahudileri değiştiler, onlar diyalogdan yanadır. (!)" deyip hedef saptırmaya çalışmaları beyhudedir. Atalarımız ne güzel söylemişler; "Katranı kaynatsan olmaz şeker. Cinsi batasıca cinsine çeker". Haçlı batının, dün dinimize ve peygamberimize karşı tavrı neyse bugünde aynıdır. Yaşanan olaylar bunun ispatıdır. Bunları, Onlara karşı düşmanlıkları artırmak adına söylemiyorum. Yalancı dostluklara kanmayıp, dostumuzu düşmanımızı tanımamız ve ona göre tedbirimizi almamız açısından söylüyorum. Şimdi bize düşen bu konudaki tepkileri sevdaya dönüştürmektir. Yani Hz. Muhammed (sav) Efendimize karşı gönlümüzde ona ait, var olan sevgilerimizin; sevdaya dönüşmesini sağlamalıyız. Onu, ne kadar sevdiğimizi muhasebe etmeliyiz. Onun gönlümüzdeki yerini mutlaka tespit etmemiz gerekmektedir. Çünkü huzuru mahşerde hesabımızın kolay ya da zor geçmesi, ona olan sevginin boyutu ile alakalıdır. Bir hadisi şeriflerinde halimizi tarif sadedinde, şöyle buyurmuşlardır; "Benimle sizin misaliniz, ateş yakıp da çekirge ve pervaneler ateşe düşmeye başlayınca; onları oradan uzaklaştırmaya çalışan adamın hâli gibidir. Ben de sizi ateşe düşmekten korumak için, eteklerinizden tutuyorum. Siz ise elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz." (1/398 Riyazusailihin).O, bize dünyada huzurlu bir yaşam, neticesinde de ahirette Cennet ve Cemalullahı görmenin yolunu tarif etmeye çalışırken, ona ümmet iddiasında bulunanların Onun emir ve tavsiyelerini yerine getirmemekle kendilerini adeta ateşe atıklarını söylemektedir. İşte tam bu noktada kendimizi sorgulayarak, "elinden kurtulmaya çalışanlardan" olmamaya çalışmalıyız. Yapacağımız her hareket ve düşüncenin kaynağının mutlaka Onun davranışlarıyla denk olmasını, ya da yakın olmasını sağlamalıyız. Eğer mahşerde Ondan şefaat istemek gibi bir derdimiz var ise?Prof. Dr. Haydar Baş bir makalelerinde "İman iddiadır, ibadetler ise onun ispatıdır" buyurmakla insanların söz olarak kullandıkları her şeyin bir iddiadan ibaret olduğunu bu iddianın ispatı içinde mutlaka iddiayı destekleyecek şahitlerin olması gerektiğini ortaya koymuştur. Hemen her Müslüman'ın Allah ve Peygamber sevgisi gündem olduğunda "canım kurban" dediklerini duyarsınız. İnsanın canı en kıymetli ve en son vermeyi düşünebileceği şeydir. Ondan daha az değerde olan vakit ya da nakitini bile Allah için veremeyenlerin bu sevgiden nasipleri ne kadardır?Seven sevdiğini takip eder, hayal eder, aklının ve de gönlünün içerisinde ona yer eder.Adamın biri, ariflerden birine gelerek; "Ya hazret, ben Peygamber efendimizi rüyamda görmek istiyorum. Bana yolunu öğretir misiniz?" der. Arif zat da ona, " Evlat! Akşam yatmadan önce gayet tuzlu bir yemek yiyip, bir damla bile su içmeden yatarsan, rüyanda görürüsün" der. Adam heyecanla uzaklaşır. Gayet tuzlu bir yemek yer ve su içmeden yatar. Sabah kalkar hiddetle arif zatın yanına gelir; "Ben rüyamda peygamberimizi göreyim derken sabahlara kadar, çeşme gezdim, su aradım durdum, bu ne haldir" der. Arif zat; evlat! Senin Peygamber efendimizi rüyanda görebilmen için en az suya olan istek kadar yüreğin yanmalı ki, Onu görebilesin" der. Adam, alacağı dersi alarak oracıktan uzaklaşır.Hazreti Muhammed (sav) Efendimize ümmetlik iddiasında bulunanlar, davranışlarında ne kadar Sünnete uyduklarını, Onu ne kadar sıklıkla hatırlayabildiklerini, Ona günde ne kadar salat ve selâm getirdiklerini mutlaka gözden geçirmelidir.Ona olan sevgiler, sevdaya dönüştüğü nispette şefaate mazhar olabiliriz. Allah, Resul'e olan sevgisini sevdaya dönüştürenlerden eylesin. Âmin.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İmanı korumak için sâlih amel şarttır / 11.06.2024
- Fitne ateştir, yaklaşanı yakar! / 10.06.2024
- Milli Ekonomi Modeliyle sosyal adalet sağlanacaktır / 08.06.2024
- Hükümet kendi eliyle kriz mi oluşturuyor? / 07.06.2024
- ‘Milli Ekonomi Modeli'ni devreye koyalım’ / 06.06.2024
- Çözümün şifreleri Milli Ekonomi Modeli’ndedir / 05.06.2024
- Ruanda ile turizm anlaşması neden yapıldı? / 04.06.2024
- Şüpheli şeylerden kaçının / 03.06.2024
- Türk siyasetinin Hüseyin Baş’a ihtiyacı var / 01.06.2024
- Hüseyin Baş soruyor: Ne derdin var anayasayla? / 31.05.2024
- Fitne ateştir, yaklaşanı yakar! / 10.06.2024
- Milli Ekonomi Modeliyle sosyal adalet sağlanacaktır / 08.06.2024
- Hükümet kendi eliyle kriz mi oluşturuyor? / 07.06.2024
- ‘Milli Ekonomi Modeli'ni devreye koyalım’ / 06.06.2024
- Çözümün şifreleri Milli Ekonomi Modeli’ndedir / 05.06.2024
- Ruanda ile turizm anlaşması neden yapıldı? / 04.06.2024
- Şüpheli şeylerden kaçının / 03.06.2024
- Türk siyasetinin Hüseyin Baş’a ihtiyacı var / 01.06.2024
- Hüseyin Baş soruyor: Ne derdin var anayasayla? / 31.05.2024