'Sen ve baban Allah'ın düşmanlarısınız'
Hz. Ebuzer, Muaviye'ye dedi ki: "Sen ve baban Ebu Sufyan Allah'ın ve Peygamber'in düşmanlarısınız. Siz küfrünüzü gizleyip, İslam'ı izhar ettiniz. Sen kaç kez Peygamber (s.a.a) tarafından lanetlenmişsin. İslam Peygamberi (s.a.a), sana hiç doymaman için lanet etmiştir"
14.03.2016 00:00:00
Hz. Ebuzer'in adaletsizlik ve fesat ile öyle bir mücadele şekli vardı ki halkın duygularında tesir bırakıp, onları Muaviye'nin aleyhine ateşliyordu. Mesela bazen sabah namazını Şam surlarının kapısında kılardı. Beytü'l-mal kervanları şehre geldiklerinde şöyle sesleniyordu: "Bu kervanlar ateş yüklüdür. İyiliği emredip, kötülükten sakındırdığı halde, kendisi uymayanlara Allah lanet etsin!"
O, bazen Muaviye'nin sarayı önünde durur, onun aleyhine sloganlar atardı.
Muaviye tarafından Kansereyn'e hakim olarak atanan Cellam Gifari şöyle diyor:
"Bir gün rapor sunmak için Muaviye'nin huzurundaydım. Aniden sarayın önünden bir ses duydum. Şöyle sesleniyordu: 'Bu kervanlar ateş getirdiler. Allah, emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker yapıp da kendileri uymayanlara lanet etsin.' Bu sırada Muaviye'nin renginin kaçtığını gördüm. Bana dönerek dedi ki: 'Şu sesin sahibini tanıyor musun?' Ben, 'Hayır' dedim. O, 'O, Cundeb b. Cünade Gıfari'dir. Ve bu iş de onun günlük işlerinden biridir' dedi ve Ebuzer'i yanına getirmelerini emretti.
Az sonra Ebuzer'i çeke çeke getirdiklerini gördüm. Onun karşısına diktiklerinde Muaviye son derece kızgınlıkla şöyle dedi: 'Ey Allah'ın ve Peygamber'in düşmanı! Her gün benim aleyhime konuşma yapıyorsun. Peygamber'in sahabilerini, Osman'dan izin almadan öldürmeye yetkim olsaydı, seni bir gün bile yaşatmazdım. Ama halifeyi durumdan haberdar edip talimat isteyeceğim.'
Ben, onu görmeyi çok arzuluyordum. Çünkü o, benim kabilemden idi. Onu iyice inceledim. Buğday tenli, az sakallı ve beli biraz bükülmüştü. Muaviye'nin askerlerinin elinde olmasına rağmen, ona karşı en küçük saygıyı bile göstermedi. Muaviye'ye cevabında şöyle dedi: 'Ben Allah'ın ve Peygamber'in düşmanı değilim. Sen ve baban Ebu Sufyan Allah'ın ve Peygamber'in düşmanlarısınız. Siz küfrünüzü gizleyip, İslam'ı izhar ettiniz. Sen kendin kaç kez Peygamber (s.a.a) tarafından lanetlenmişsin. İslam Peygamberi (s.a.a), sana hiç doymaman için lanet etmiştir.
Ben Resûlullah'tan (s.a.a) duydum senin hükümetin hakkında, İslam hükümeti boğazı açık ve hiç doymak bilmeyen bir ferdin eline geçerse, Müslümanlar uyanmalı ve onun şerrinden dikkatli olmalılar, buyurmuşlardı.'
Ebuzer, bu sözle hassas yerden darbeyi vurmuş ve Muaviye'nin çirkef yüzünü Resûlullah'ın (s.a.a) diliyle açığa çıkarmıştı. Bu hadis meşhur hadislerden olduğu için Muaviye inkâr edemedi. Mecburen şöyle dedi: 'Resûlullah'ın (s.a.a) maksadı başka birisidir.'
Ebuzer, 'Yanılıyorsun, bu hadisten maksat sensin. Ben Resûlullah'tan (s.a.a) duydum ki seni şöyle lanetliyordu: Allah'ım ona lanet et ve onun doymak bilmeyen gözünü toprakla doyur.'
Ebuzer, daha sonra şunları ilave etti: 'Ben, Resûlullah'tan (s.a.a) duydum ki senin öbür dünyadaki halinden şöyle haber verdiler: Muaviye ateşte yanacaktır.'"
O, bu hadislerle Muaviye'yi rezil etti. Ama o güç kullandı. Yalancı bir gülümsemeyle Ebuzer'i gözaltına almaları emrini verdi. (Umdetu'l-Kari, c.4, s.291; el-Gadir, c.8, s.333).
O, bazen Muaviye'nin sarayı önünde durur, onun aleyhine sloganlar atardı.
Muaviye tarafından Kansereyn'e hakim olarak atanan Cellam Gifari şöyle diyor:
"Bir gün rapor sunmak için Muaviye'nin huzurundaydım. Aniden sarayın önünden bir ses duydum. Şöyle sesleniyordu: 'Bu kervanlar ateş getirdiler. Allah, emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker yapıp da kendileri uymayanlara lanet etsin.' Bu sırada Muaviye'nin renginin kaçtığını gördüm. Bana dönerek dedi ki: 'Şu sesin sahibini tanıyor musun?' Ben, 'Hayır' dedim. O, 'O, Cundeb b. Cünade Gıfari'dir. Ve bu iş de onun günlük işlerinden biridir' dedi ve Ebuzer'i yanına getirmelerini emretti.
Az sonra Ebuzer'i çeke çeke getirdiklerini gördüm. Onun karşısına diktiklerinde Muaviye son derece kızgınlıkla şöyle dedi: 'Ey Allah'ın ve Peygamber'in düşmanı! Her gün benim aleyhime konuşma yapıyorsun. Peygamber'in sahabilerini, Osman'dan izin almadan öldürmeye yetkim olsaydı, seni bir gün bile yaşatmazdım. Ama halifeyi durumdan haberdar edip talimat isteyeceğim.'
Ben, onu görmeyi çok arzuluyordum. Çünkü o, benim kabilemden idi. Onu iyice inceledim. Buğday tenli, az sakallı ve beli biraz bükülmüştü. Muaviye'nin askerlerinin elinde olmasına rağmen, ona karşı en küçük saygıyı bile göstermedi. Muaviye'ye cevabında şöyle dedi: 'Ben Allah'ın ve Peygamber'in düşmanı değilim. Sen ve baban Ebu Sufyan Allah'ın ve Peygamber'in düşmanlarısınız. Siz küfrünüzü gizleyip, İslam'ı izhar ettiniz. Sen kendin kaç kez Peygamber (s.a.a) tarafından lanetlenmişsin. İslam Peygamberi (s.a.a), sana hiç doymaman için lanet etmiştir.
Ben Resûlullah'tan (s.a.a) duydum senin hükümetin hakkında, İslam hükümeti boğazı açık ve hiç doymak bilmeyen bir ferdin eline geçerse, Müslümanlar uyanmalı ve onun şerrinden dikkatli olmalılar, buyurmuşlardı.'
Ebuzer, bu sözle hassas yerden darbeyi vurmuş ve Muaviye'nin çirkef yüzünü Resûlullah'ın (s.a.a) diliyle açığa çıkarmıştı. Bu hadis meşhur hadislerden olduğu için Muaviye inkâr edemedi. Mecburen şöyle dedi: 'Resûlullah'ın (s.a.a) maksadı başka birisidir.'
Ebuzer, 'Yanılıyorsun, bu hadisten maksat sensin. Ben Resûlullah'tan (s.a.a) duydum ki seni şöyle lanetliyordu: Allah'ım ona lanet et ve onun doymak bilmeyen gözünü toprakla doyur.'
Ebuzer, daha sonra şunları ilave etti: 'Ben, Resûlullah'tan (s.a.a) duydum ki senin öbür dünyadaki halinden şöyle haber verdiler: Muaviye ateşte yanacaktır.'"
O, bu hadislerle Muaviye'yi rezil etti. Ama o güç kullandı. Yalancı bir gülümsemeyle Ebuzer'i gözaltına almaları emrini verdi. (Umdetu'l-Kari, c.4, s.291; el-Gadir, c.8, s.333).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.