Sen, onların dinlerine uymadıkça

İslam Dini, Kuran ve Peygamberimizin Hayatı, o hayatı sürdüren ve Müslümanların hidayet rehberi olan İmam (a.s) ve soyunun (12 İmamın) ortaya koyduğu inanç, düzen, fikir ve yaşam biçimi o kadar net ve de berraktır ki, bakan aydınlığa çıkar, fitneden kurtulur. Daha kısa ifadeyle bizim inancımızda hak ve batıl kesin bir çizgiyle ayrılmıştır. Peygamberimizin (sav) ifadesiyle, "Kuran ve Ehl-i Beyt" hakkın ölçüsü, bunlara uymayan, bu teraziden geçmeyen her inanç, görüş ve fikir batılın temsilcisidir. Ama nedense yüz yıllardan beri Kuran'ı, kendi akıllarıyla yorumlamaya çalışanlar ve Ehl-i Beyt'e sırtını dönenler, kendi ideolojileri ve dünyalık makamlar için bu iki emaneti ya kendi kafalarına göre yorumlamış veya Müslümanlardan gizlemeye çalışmışlardır. Müslümanların birçoğu da bu set nedeniyle berraklığını görememiş ve fitneye boğulmuştur. Zaten günümüz İslam Dünyasına ve ülkemize baktığımızda Müslüman'ım, diyenlerin neden ayrı-gayrı olduklarının, neden birbirlerine düşman olduklarının cevabı da bu berraklıktan uzak kalışlarından ötürüdür.Evet, Müslüman'ım, diyenler terazilerini kaybetmiş durumda. Milletin çoğunluğu,  dünyalık çıkarlar peşinde koşan adı İslamcı, şu cu, bu cu olarak anılan kişi veya grupların, ellerine tutuşturdukları terazilerle hayata bakıyor. Onların dediklerini, yaptıklarını ölçü alıyorlar. Özel ve sosyal hayatlarını ona göre dizayn ediyor, fikir ve duruş gösteriyor. En başa gidersek! Bir Müslüman için İslam'ın gelişi ile diğer dinlerin hükmü ortadan kalkmıştır. "Allah katında tek din İslam'dır" (Ali İmran 19) Müslüman olabilmek için Hz. Muhammed'e iman şarttır. Muhammedsiz (sav) din, iman ve Müslüman olunmaz.Bugün isim olarak birçok dinden bahsedilir, anlatılır. Bu doğru değildir. Bugün Hıristiyanlık, Yahudilik bir din değil, bir inançtır. Nasıl yani? Dinin kaynağı Allah'tır. Yani dini Allah (c.c) vazeder. Allah'ın vazettiği Hıristiyanlıkta, Yahudilikte, Hz. Muhammed'e kadar bir dindi ve bu dinlerin bir emri de Hz. Muhammed'i haber vermek ve O'na iman etmeyi emrediyor olmalarıydı. Ama Yahudilerde, Hıristiyanlarda, Allah'ın dinini, kitaplarını elleriyle bozdular, kendilerine göre dizayn ettiler. Yani din olmaktan çıktılar. Bir inanç oldular. Bu inanç üzerine bir medeniyet kurdular. Bu inanç sahiplerinin dünden bugüne, İslam ve Müslümanlara karşı fiili ve fikri müdahaleleri hiç bitmemiştir. Haçlı seferleri malumunuz. Diyalog, ılımlı İslam vs. gibi kavramlar dünde vardı, bugünde var. Bu kavramları ortaya atanlar kendilerine, özel tarikatlar, cemaatler kurmuş, siyasi yapılar oluşturmuş ve Müslümanları sapıklığa düşürecek fikirlerini bu yollarla enjekte etmiş ve de ediyorlar.Yüz yıllardır Müslümanlar arasında batıya karşı bir hayranlık var. Batılı olursak kurtuluruz gibi bir inanç gelişmiş vaziyette. İslam milletlerini ve milletimizi bu fikriyata sürükleyen ana etkenlerden biri de dini değerlerimize vakıf olamayışımız ve bu değerler etrafından gelişen medeniyetimizi inkar edişimizdir.Ama şu bir gerçektir ki, bizler ne yaparsak yapalım, nasıl giyinirsek giyinelim, nasıl yaşarsak yaşayalım, batı medeniyetinin (ABD ve AB'nin) her türlü isteklerini ne kadar eksiksiz yaparsak yapalım, adımız İslam ve Müslüman olduktan sonra batılı olamayız. Batı medeniyeti içinde yer alamayız. Batı medeniyeti buna izin vermez. Bizi kabul etmezler. Ne zaman batılı oluruz? Üzerimizden İslam ve Müslüman plakasını, patentini çıkardığımız zaman. "Sen, onların dinlerine tabi olmadıkça ne Yahudiler, ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar?" (Bakara 120)İster kabul edin, ister etmeyin! İlahi gerçek bu ve batı medeniyeti bu ilahi gerçeğin çok iyi farkında? İslam'ı yok etmek, Müslümanları ya bitirmek, ya da dinlerinden uzaklaştırmak için bin bir plan, oyun ortaya koyuyorlar.Bu plan ve oyunları nasıl anlayacağız? (yarın)