Türkiye'deki en büyük özelleştirmelerden biri olacak Türkiye Şeker Fabrikaları (TÜRKŞEKER), özelleştirmeye hazırlık amacıyla, öncelikle üretimle doğrudan ilişkisi olmayan birimleri elden çıkaracak. Özelleştirme için model arayışını sürdüren TÜRKŞEKER'in Genel Müdürü Seyit Yücel, özelleştirmeye hazırlık amacıyla verilen ilk bir yıllık sürede, kurumun sahip olduğu varlıkların bir envanterinin hazırlanması için çalıştıklarını söyledi. Yücel, ikinci aşamada üretimle doğrudan ilgisi olmayan, atıl durumdaki varlık ve tesislerin değerlendirilmesinin ön plana çıkarıldığını söyledi. Bu tür varlıklara ilişkin envanterin çıkarılmasından sonra, bunların değerlendirilmesi konusunda mevzuat oluşturulması veya Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan (ÖİB) yetki alınması gündeme gelecek. Şeker fabrikalarının, 27 şeker, 6 makina, 4 alkol ve bir tohum işleme fabrikası olduğunu, Türkiye'nin 64 ilinde herhangi bir şekilde faaliyet gösterdiğini hatırlatan Yücel, dolayısıyla, üreticiler, işçiler, nakliyeciler dahil çok büyük bir kesimin, yaklaşık 7 milyon insanın geçimini ilgilendirdiğini, bu nedenle özelleştirme konusunda çok dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
İlginç: 'Şeker fabrikaları zarar da etmiyor'
DPT tarafından şeker sektörü konusunda hazırlanan bir değerlendirme raporunda, "sürekli zarar eden fabrikaların kapatılmasının" önerildiğinin hatırlatılması üzerine, TÜRKŞEKER Genel Müdürü Seyit Yücel, şeker fabrikalarının sadece bilançolarına bakılarak değil, bölgelerinde oluşturdukları katma değere bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yücel, "Bu ülkenin jeostratejisi, jeopolitiği ve jeoekonomisi gözönüne alındığında, hiç bir fabrikamızın zararda olduğunu kabul etmek mümkün değil. Bazı illerde, şeker fabrikasından başka tüten baca yok. İşçisi,memuru, çiftçisi, diğer ekonomik faaliyetler dikkate alındığında, hiç bir fabrikanın zarara yol açtığı kanaatinde değilim. Nakliye sektörü de dahil olmak üzere, pekçok yan sektörün ayakta kalmasını sağlıyoruz. Özellikle Doğu Anadolu'da bulunan fabrikalar, mali açıdan zararda bulundukları gerekçesiyle kapatılamaz. Zararda görünen Ağrı ve Erciş fabrikaları, randımanda Türkiye birinciliği için birbiriile yarışıyor.
Stratejik şeker fabrikalarını kim alacak ?
Hem şekerin stratejik bir ürün olması hem de bu sektörden çok büyük bir kesimin geçimini sağlaması dolayısıyla, şekerde özelleştirmede, girecek sermayenin kaynağının bilinmesi, ticari ahlak ilkelerine uygun elde edilmişliğinin araştırılması ve özelleştirmeden sonra fabrikaların devamlılığının sağlanmasının çok önemli olduğunu anlatan Yücel, reel sektör canlanmadan, istihdam ile ilgili sorunlar çözülmeden yapılacak özelleştirmelerin, işsizlik sorununun boyutunu artırabileceğini belirtti.
İlginç: 'Şeker fabrikaları zarar da etmiyor'
DPT tarafından şeker sektörü konusunda hazırlanan bir değerlendirme raporunda, "sürekli zarar eden fabrikaların kapatılmasının" önerildiğinin hatırlatılması üzerine, TÜRKŞEKER Genel Müdürü Seyit Yücel, şeker fabrikalarının sadece bilançolarına bakılarak değil, bölgelerinde oluşturdukları katma değere bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yücel, "Bu ülkenin jeostratejisi, jeopolitiği ve jeoekonomisi gözönüne alındığında, hiç bir fabrikamızın zararda olduğunu kabul etmek mümkün değil. Bazı illerde, şeker fabrikasından başka tüten baca yok. İşçisi,memuru, çiftçisi, diğer ekonomik faaliyetler dikkate alındığında, hiç bir fabrikanın zarara yol açtığı kanaatinde değilim. Nakliye sektörü de dahil olmak üzere, pekçok yan sektörün ayakta kalmasını sağlıyoruz. Özellikle Doğu Anadolu'da bulunan fabrikalar, mali açıdan zararda bulundukları gerekçesiyle kapatılamaz. Zararda görünen Ağrı ve Erciş fabrikaları, randımanda Türkiye birinciliği için birbiriile yarışıyor.
Stratejik şeker fabrikalarını kim alacak ?
Hem şekerin stratejik bir ürün olması hem de bu sektörden çok büyük bir kesimin geçimini sağlaması dolayısıyla, şekerde özelleştirmede, girecek sermayenin kaynağının bilinmesi, ticari ahlak ilkelerine uygun elde edilmişliğinin araştırılması ve özelleştirmeden sonra fabrikaların devamlılığının sağlanmasının çok önemli olduğunu anlatan Yücel, reel sektör canlanmadan, istihdam ile ilgili sorunlar çözülmeden yapılacak özelleştirmelerin, işsizlik sorununun boyutunu artırabileceğini belirtti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.