* Dünya harp tarihinin sebep ve sonuçları itibari ile çok önemli olaylara neden olan küçük bir kara parçasında 500 bin insanın hayatını kaybettiği, 600 yıllık Osmanlı medeniyetinin tarih sahnesinden çekilmesine neden olan Türkün yenilmezliğinin tüm dünyaya bir kez daha haykırıldığı Çanakkale-Gelibolu Savaşları ile ilgili belgeselin yapımcı ve yönetmeni İsmail Kahraman'dan belgeselin öyküsünü sorduk.
* Sayın Kahraman Balkanlarda Osmanlı Medeniyeti Belgeseli ile Çanakkale Şehitlik Mahşeri Belgeseli çalışmalarınız geçmiş tarihe ışık tutan önemli bir hizmet. Sizi böyle bir belgesel çekmeye hangi düşünceler itti
Kahraman: Bu belgeseli hazırlamamın 1915 yılında Sivas Suşehri yakınlarında şehit olan Dedem Kandazoğlu İbrahim ile, Kars Sarıkamış savaşlarında Ruslara esir düşen ve on sene Rusya'da esir kalan annemin babası Dedem Şerefoğlu Mustafa'nın çok önemli rolü bulunmaktadır. 2 dedemden birinin şehit diğerinin esir düşmesi ve dede demeye hasret kalmış şehit ve gazi torunu olarak dedelerime büyük bir vefa borcumun olduğuna inanıyorum. Bu borcu biraz olsun ödemek için dedelerim hakkında yıllardan beri araştırmalar yaptım. Savaşlarla ilgili tarihi belgeler, birinci dünya savaşı kayıtları ve askerlik şubesi belgeleri üzerinde inceleme yaptım, dedelerim nasıl askere alındı? Hangi savaşlara katıldılar? Nerde şehit oldu ve nasıl esir düştüler? Bu sorular beni sürekli meşgul etti. Yaptığım araştırmalarda babamın babası dedem rahmetli İbrahim'in 1914-15 yıllarında Şebinkarahisar'daki Ermeni isyanını bastıran askeri birlikte görevli olduğunu, Ermenilerin, askerlerin su içtiği kaynağı zehirlediklerini ve zehirlenen askerlerin Suşehri'nde tedavi edildiği binayı yaktıklarını dedemin yanarak şehit olduğunu tesbit ettim. Annemin babası rahmetli dedem Mustafa'nın da Osmanlı-Rus harbinde esir alındığını ve 10 sene Rusya'da esir kampında tutsak kaldıktan sonra Rusya'dan kaçarak yurda döndüğünü belgelerle buldum. Sadece benim dedelerim değil yüzbinlerce Anadolu insanını şehit, gazi ve esir kamplarında yok oldu, geride gözü yaşlı analar, genç dul kadınlar, yetim ve öksüz yavrular kaldı.
-60 dakikalık belgeselde neler var? Bu belgeseli kaç günde çektiniz? Başlıca bölümler neler?
Kahraman: Belgeselde "Gelibolu'nun Osmanlı'nın devlet olmasındaki önemi, Gelibolu'daki tarihi yerler, Çanakkale Deniz Zaferi, Gelibolu Kara Savaşları, Anafartalar Savaşları, Şehitlik ve Abideler başlıklı bölümler yer alıyor. Bu belgesel için ön hazırlıklar, çekim süresi ve çekimden sonraki montaj ve seslendirme çalışmalırı, VCD basımı dikkate alınırsa aylar sürdü, özetle bu belgesel Anadolu Belgesel Yayıncılığın 2001 yılı prestij projesidir. Bir yıllık bir çalışmanın ürünü diyebiliriz.
-Bu belgeselin çekiminde sizleri etkileyen en önemli olay nedir? Gelibolu hakkında neler söylemek istersiniz?
Kahraman: Dünya kültür ve medeniyetleri tarihi içinde çok önemli yeri olan Osmanlı'nın Avrupa topraklarında 600 yıl hüküm sürmesinde Gelibolu'nun çok önemli rolü bulunmaktadır. 1357 yılında Gazi Süleyman Paşa komutasında Çardak'dan Gelibolu'nun Bolayır beldesine geçen Osmanlı akıncıları Gelibolu'ya geçtikten sonra Rumeli ve Avrupa topraklarına yayılmış. Avrupa ülkeleri Osmanlı'yı, Gelibolu'ya geçtikten sonra devlet olarak kabul etmişlerdir. Gelibolu'dan Balkan topraklarına giden Osmanlı akıncıları Osmanlı'nın askerî olarak başarılı olmasını sağlamışlardır. Gelibolu'da kültürel alanda yetiştirilen Türkler Rumeli topraklarına Türk İslam kültürünü taşımışlardır.
Gelibolu'nun askerî üs ve kültürel Merkez olması ile Osmanlı Edirne'yi başkent yaptı. İstanbul'u alarak Bizans İmparatorluğuna son verdi. 3 kıtada 623 yıl hüküm süren 20 milyon km2 toprak üstünde medeniyet kurdu. Gelibolu'dan Avrupa topraklarına Türk İslam medeniyetini götüren Osmanlı'yı Avrupalılar Gelibolu'dan çıkarmak için harekete geçerek Gelibolu savaşlarını açmışlardır. Dünya harp tarihine Gelibolu savaşları olarak geçen Çanakkale savaşları her bakımdan önemlidir.
Osmanlı'ya dünya devleti olma imkânı kazandıran Gelibolu, Çanakkale savaşları ile Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilerek yeni bir Türk devletinin kurulmasına da beşiklik etmiştir. Gelibolu bir kuruluş ve kurtuluş destanıdır. Çanakkale toprakları kutsaldır. Bu toprakların her karışı şehitlerimizin kanları ile yoğrulmuştur.
-Son olarak şehit torunlarına neler söylemek istersiniz?
Kahraman: Bu güzel vatanda bu gün çok rahat ve huzur içinde yaşıyorsak, bu güzel vatanı bizlere emanet eden şehit ve gazi dedelerimize karşı çok borcumuz var. Şehit torunları olarak Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Anadolu'da ve Çanakkale'de savaş yapılan yerlerdeki şehitliklerimizi çok bakımlı hale getirmeliyiz. Biz torunlar; şehit, esir ve gazi dedelerimizi unutsak da, onların ruhlarının bizlerin peşini bırakmayacağına inanıyoruz. Aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmet-minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.
* Sayın Kahraman Balkanlarda Osmanlı Medeniyeti Belgeseli ile Çanakkale Şehitlik Mahşeri Belgeseli çalışmalarınız geçmiş tarihe ışık tutan önemli bir hizmet. Sizi böyle bir belgesel çekmeye hangi düşünceler itti
Kahraman: Bu belgeseli hazırlamamın 1915 yılında Sivas Suşehri yakınlarında şehit olan Dedem Kandazoğlu İbrahim ile, Kars Sarıkamış savaşlarında Ruslara esir düşen ve on sene Rusya'da esir kalan annemin babası Dedem Şerefoğlu Mustafa'nın çok önemli rolü bulunmaktadır. 2 dedemden birinin şehit diğerinin esir düşmesi ve dede demeye hasret kalmış şehit ve gazi torunu olarak dedelerime büyük bir vefa borcumun olduğuna inanıyorum. Bu borcu biraz olsun ödemek için dedelerim hakkında yıllardan beri araştırmalar yaptım. Savaşlarla ilgili tarihi belgeler, birinci dünya savaşı kayıtları ve askerlik şubesi belgeleri üzerinde inceleme yaptım, dedelerim nasıl askere alındı? Hangi savaşlara katıldılar? Nerde şehit oldu ve nasıl esir düştüler? Bu sorular beni sürekli meşgul etti. Yaptığım araştırmalarda babamın babası dedem rahmetli İbrahim'in 1914-15 yıllarında Şebinkarahisar'daki Ermeni isyanını bastıran askeri birlikte görevli olduğunu, Ermenilerin, askerlerin su içtiği kaynağı zehirlediklerini ve zehirlenen askerlerin Suşehri'nde tedavi edildiği binayı yaktıklarını dedemin yanarak şehit olduğunu tesbit ettim. Annemin babası rahmetli dedem Mustafa'nın da Osmanlı-Rus harbinde esir alındığını ve 10 sene Rusya'da esir kampında tutsak kaldıktan sonra Rusya'dan kaçarak yurda döndüğünü belgelerle buldum. Sadece benim dedelerim değil yüzbinlerce Anadolu insanını şehit, gazi ve esir kamplarında yok oldu, geride gözü yaşlı analar, genç dul kadınlar, yetim ve öksüz yavrular kaldı.
-60 dakikalık belgeselde neler var? Bu belgeseli kaç günde çektiniz? Başlıca bölümler neler?
Kahraman: Belgeselde "Gelibolu'nun Osmanlı'nın devlet olmasındaki önemi, Gelibolu'daki tarihi yerler, Çanakkale Deniz Zaferi, Gelibolu Kara Savaşları, Anafartalar Savaşları, Şehitlik ve Abideler başlıklı bölümler yer alıyor. Bu belgesel için ön hazırlıklar, çekim süresi ve çekimden sonraki montaj ve seslendirme çalışmalırı, VCD basımı dikkate alınırsa aylar sürdü, özetle bu belgesel Anadolu Belgesel Yayıncılığın 2001 yılı prestij projesidir. Bir yıllık bir çalışmanın ürünü diyebiliriz.
-Bu belgeselin çekiminde sizleri etkileyen en önemli olay nedir? Gelibolu hakkında neler söylemek istersiniz?
Kahraman: Dünya kültür ve medeniyetleri tarihi içinde çok önemli yeri olan Osmanlı'nın Avrupa topraklarında 600 yıl hüküm sürmesinde Gelibolu'nun çok önemli rolü bulunmaktadır. 1357 yılında Gazi Süleyman Paşa komutasında Çardak'dan Gelibolu'nun Bolayır beldesine geçen Osmanlı akıncıları Gelibolu'ya geçtikten sonra Rumeli ve Avrupa topraklarına yayılmış. Avrupa ülkeleri Osmanlı'yı, Gelibolu'ya geçtikten sonra devlet olarak kabul etmişlerdir. Gelibolu'dan Balkan topraklarına giden Osmanlı akıncıları Osmanlı'nın askerî olarak başarılı olmasını sağlamışlardır. Gelibolu'da kültürel alanda yetiştirilen Türkler Rumeli topraklarına Türk İslam kültürünü taşımışlardır.
Gelibolu'nun askerî üs ve kültürel Merkez olması ile Osmanlı Edirne'yi başkent yaptı. İstanbul'u alarak Bizans İmparatorluğuna son verdi. 3 kıtada 623 yıl hüküm süren 20 milyon km2 toprak üstünde medeniyet kurdu. Gelibolu'dan Avrupa topraklarına Türk İslam medeniyetini götüren Osmanlı'yı Avrupalılar Gelibolu'dan çıkarmak için harekete geçerek Gelibolu savaşlarını açmışlardır. Dünya harp tarihine Gelibolu savaşları olarak geçen Çanakkale savaşları her bakımdan önemlidir.
Osmanlı'ya dünya devleti olma imkânı kazandıran Gelibolu, Çanakkale savaşları ile Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilerek yeni bir Türk devletinin kurulmasına da beşiklik etmiştir. Gelibolu bir kuruluş ve kurtuluş destanıdır. Çanakkale toprakları kutsaldır. Bu toprakların her karışı şehitlerimizin kanları ile yoğrulmuştur.
-Son olarak şehit torunlarına neler söylemek istersiniz?
Kahraman: Bu güzel vatanda bu gün çok rahat ve huzur içinde yaşıyorsak, bu güzel vatanı bizlere emanet eden şehit ve gazi dedelerimize karşı çok borcumuz var. Şehit torunları olarak Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Anadolu'da ve Çanakkale'de savaş yapılan yerlerdeki şehitliklerimizi çok bakımlı hale getirmeliyiz. Biz torunlar; şehit, esir ve gazi dedelerimizi unutsak da, onların ruhlarının bizlerin peşini bırakmayacağına inanıyoruz. Aziz şehit ve gazilerimizi bir kez daha rahmet-minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.