Ramazan'da Afganistan cehenneme döndü
ABD öncülüğündeki küresel güçler ve besledikleri terör örgütleri İslam dünyasını kan gölüne çevirdi. Her yerde kan ve gözyaşı var. Afganistan'da bomba patladı en az 80 kişi öldü. Suriye, Irak ve Yemen'deki durum malum. Gözlerden ırak olan Arakanlı Müslümanlar da işkence ve katliamlara maruz kalıyor.
31.05.2017 00:00:00
İslam dünyası bir Ramazan ayını daha kan ve gözyaşı içinde geçiriyor. Myanmar'dan Yemen'e, Suriye'den Irak'a kadar oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Son süredir sakin olan Afganistan'dan Ramazan ayı ile birlikte bombalı saldırı haberleri gelmeye başladı.
Ramazan'ın ilk günü Host kentinde özel kuvvetlere yapılan bombalı saldırıda 18 kişinin öldüğü Afganistan bu sefer de başkent Kabil'de terörü yaşadı. Sabah saatlerinde Alman büyükelçiliğinin girişinde bomba yüklü su tankeri patlatıldı. Su tankerine yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda en az 80 kişi öldü, 350 kişi de yaralandı.
Büyük patlamada Almanya büyükelçilik binası enkaza döndü, Fransa ve Hindistan büyükelçilik binaları da hasar gördü. Saldırı bölgesine yakın yerde bulunan Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği'nde ise can ve mal kaybı olmadığı, binanın cam ve duvarlarında küçük çaplı hasar oluştuğu öğrenildi.
En az 80 kişinin öldüğü saldırıda ölü sayısının yüzü geçebileceği ifade ediliyor. Patlamada binaların çoğu ağır hasar görürken yaklaşık 30 araç da yandı. Afganistan'ın başkentini kana bulayan ve 80 insanın ölümüne yol açan bombalı saldırıda, Türk büyükelçilik binası etkilendi.
Dışişleri Bakanlığı, binada hasar olsa da personelin durumunun iyi olduğunu açıkladı. Bakan Çavuşoğlu, büyükelçilik personelinin tahliye edileceğini duyurdu.
İftar ve sahurda çifte saldırı
Kan ve gözyaşının durmadığı bir diğer noktada Irak. Bir yandan terör örgütleri bir yandan ABD öncülüğündeki koalisyon eliyle siviller katlediliyor. Önceki gün başkent Bağdat iftar ve sahur vakitlerinde terör örgütü DEAŞ tarafından çifte saldırıya maruz kaldı.
İlk saldırı Şiilerin yoğun yaşadığı Karrada semtinde düzenlendi. Kentin meşhur dondurmacılarından birinin önünde bomba yüklü araç infilak ettirildi. Saldırı, iftar sonrası büyük bir kalabalığın dükkânın önünde toplandığı sırada gerçekleşti. En az 16 can kaybının olduğu patlamada 70 kişi de yaralandı.
İftarı kana bulayan terör örgütü DEAŞ sahurda da aynı kanlı eylemi düzenledi. Bu kez Kerh semtinde bomba yüklü bir araç patlatıldı. Saldırıda en az 11 kişi can verdi, 20'den fazla kişi yaralandı. Terör örgütü DEAŞ, kendi haber ajansından yayınladığı açıklamayla iki saldırıyı da üstlendi.
Koalisyon sivilleri katlediyor
Bağdat'ta DEAŞ'ın katlettiği Müslümanları Musul'da da DEAŞ ile mücadele adı altında ABD öncülüğündeki koalisyon katlediyor. Bombalı saldırılarda sık sık toplu katliamlar gerçekleştiriliyor. Koalisyon Irak'taki katliamlarına benzer katliamları sık sık Suriye'de de gerçekleştiriyor.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, koalisyonun 23 Nisan-23 Mayıs arasında gerçekleştirdiği hava saldırılarında 355 kişiyi öldürdüğünü ve bunlardan 225'inin sivil olduğunu açıkladı. Örgüte göre ölenlerin 44'ü çocuk, 36'sı da kadın. Geride bıraktığımız bir ay ABD tarafından en fazla sivilin öldürüldüğü 30 günlük dönem oldu.
ABD öncülüğündeki "DEAŞ karşıtı" koalisyonun hava harekâtları 2014 yılının sonlarına doğru başladı. O tarihten bu yana 319'u çocuk olmak üzere yaklaşık 1.481 sivil hava saldırıları neticesinde hayatını kaybetti. ABD ordusu bu ayın başlarında, Irak ve Suriye'deki hava saldırılarının 352 sivilin ölümüne neden olduğunu itiraf etmişti.
Yemen'de büyük dram
İslam dünyasının kan deryası içindeki bir diğer noktası da Yemen. Yemen 3 büyük tehlike ile aynı anda mücadele etmeye çalışıyor. Suud operasyonları, DEAŞ terörü ve salgın hastalıklar. Suudi Arabistan 26 Mart 2015'te başlattığı hava operasyonlarını 2 yıldır devam ettiriyor. Bu süreçte binlerce Yemenli hayatını kaybetti ve milyonlarca Yemenli evsiz kaldı.
Suud operasyonlarını fırsat bilen DEAŞ terör örgütü Yemen'de hakim olduğu toprakları genişletti. Yemen hükümeti bir yandan da bu terör örgütünün önüne kesmeye çalışıyor. Yemen'de en büyük tehlike ise sağlık krizi. Krizin iki ayağı var.
Bir açlık, diğeri salgın hastalıklar. 9 milyon insanın açlık çektiği ülkede bir ay önce salgın hastalıklar patlak verdi. Dünya Sağlık Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre, Yemen'de 38 bin 300 kolera vakası tespit edildi. Salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 398'e ulaştı. Açıklamada, Yemen halkının üçte ikisinin temiz içme suyu bulamadığı, bu yüzden salgının hızla yayılmaya devam ettiği aktarıldı. Koleranın yayılmasında çöplerin toplanamaması da önemli bir faktör. Kolera vakalarının görüldüğü bölgelerde 3 milyonu göçmen olmak üzere toplam 7 milyon 600 bin insan yaşıyor.
ABD'den YPG'ye silah sevkiyatı
Kan gölünün merkezinde ise Suriye var. ABD terör örgütü PKK uzantısı PYD-YPG ile birlikte Rakka operasyonuna hazırlanıyor. Nihai hedefi Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi bir terör devleti kurmak olan ABD Savunma Bakanlığı Pentagon terör örgütü YPG'ye küçük silah, mühimmat ve araç sevkiyatı yaptıklarını açıkladı.
Pentagon sözcülerinden Binbaşı Adrian Rankine Galloway, "Suriye Demokratik Güçlerinin Kürt unsurlarına küçük silah, mühimmat ve araçlar sevk ettiğimizi teyit ediyorum" dedi. ABD Başkanı Donald Trump bu ayın başında Pentagon'a Rakka operasyonu kapsamında PYD/PKK'ya silah ve ekipman vermesi talimatını vermişti.
İtalya'nın başkenti Roma'da konuşan ABD'nin DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk da DEAŞ'a karşı yürütülen terör operasyonu için terör örgütü YPG'ye silah sevkiyatlarının başladığını açıkladı.
Arakan'da da kıyım sürüyor
İslam dünyasının gözlerden uzak sıkıntılı bir bölgesi de Arakan. Arakanlı Müslümanlar yıllardır Myanmar'ın Yangon kentindeki Arakan eyaletinde Budistler eliyle Müslümanlara akıllara durgunluk veren işkenceler yapılıyor.
Toplu katliamlara maruz kalan Arakanlı Müslümanlar seslerini ez az duyuran grup olarak da dikkat çekiyor. İşkence ve katliam görüntülerini ancak sosyal medya üzerinden dünyaya gösterme imkânı bulan Arakanlı Müslümanlar İslam dünyasından yardım eli bekliyor.
Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında yaşanan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Olaylarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor.
Ramazan'ın ilk günü Host kentinde özel kuvvetlere yapılan bombalı saldırıda 18 kişinin öldüğü Afganistan bu sefer de başkent Kabil'de terörü yaşadı. Sabah saatlerinde Alman büyükelçiliğinin girişinde bomba yüklü su tankeri patlatıldı. Su tankerine yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda en az 80 kişi öldü, 350 kişi de yaralandı.
Büyük patlamada Almanya büyükelçilik binası enkaza döndü, Fransa ve Hindistan büyükelçilik binaları da hasar gördü. Saldırı bölgesine yakın yerde bulunan Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliği'nde ise can ve mal kaybı olmadığı, binanın cam ve duvarlarında küçük çaplı hasar oluştuğu öğrenildi.
En az 80 kişinin öldüğü saldırıda ölü sayısının yüzü geçebileceği ifade ediliyor. Patlamada binaların çoğu ağır hasar görürken yaklaşık 30 araç da yandı. Afganistan'ın başkentini kana bulayan ve 80 insanın ölümüne yol açan bombalı saldırıda, Türk büyükelçilik binası etkilendi.
Dışişleri Bakanlığı, binada hasar olsa da personelin durumunun iyi olduğunu açıkladı. Bakan Çavuşoğlu, büyükelçilik personelinin tahliye edileceğini duyurdu.
İftar ve sahurda çifte saldırı
Kan ve gözyaşının durmadığı bir diğer noktada Irak. Bir yandan terör örgütleri bir yandan ABD öncülüğündeki koalisyon eliyle siviller katlediliyor. Önceki gün başkent Bağdat iftar ve sahur vakitlerinde terör örgütü DEAŞ tarafından çifte saldırıya maruz kaldı.
İlk saldırı Şiilerin yoğun yaşadığı Karrada semtinde düzenlendi. Kentin meşhur dondurmacılarından birinin önünde bomba yüklü araç infilak ettirildi. Saldırı, iftar sonrası büyük bir kalabalığın dükkânın önünde toplandığı sırada gerçekleşti. En az 16 can kaybının olduğu patlamada 70 kişi de yaralandı.
İftarı kana bulayan terör örgütü DEAŞ sahurda da aynı kanlı eylemi düzenledi. Bu kez Kerh semtinde bomba yüklü bir araç patlatıldı. Saldırıda en az 11 kişi can verdi, 20'den fazla kişi yaralandı. Terör örgütü DEAŞ, kendi haber ajansından yayınladığı açıklamayla iki saldırıyı da üstlendi.
Koalisyon sivilleri katlediyor
Bağdat'ta DEAŞ'ın katlettiği Müslümanları Musul'da da DEAŞ ile mücadele adı altında ABD öncülüğündeki koalisyon katlediyor. Bombalı saldırılarda sık sık toplu katliamlar gerçekleştiriliyor. Koalisyon Irak'taki katliamlarına benzer katliamları sık sık Suriye'de de gerçekleştiriyor.
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, koalisyonun 23 Nisan-23 Mayıs arasında gerçekleştirdiği hava saldırılarında 355 kişiyi öldürdüğünü ve bunlardan 225'inin sivil olduğunu açıkladı. Örgüte göre ölenlerin 44'ü çocuk, 36'sı da kadın. Geride bıraktığımız bir ay ABD tarafından en fazla sivilin öldürüldüğü 30 günlük dönem oldu.
ABD öncülüğündeki "DEAŞ karşıtı" koalisyonun hava harekâtları 2014 yılının sonlarına doğru başladı. O tarihten bu yana 319'u çocuk olmak üzere yaklaşık 1.481 sivil hava saldırıları neticesinde hayatını kaybetti. ABD ordusu bu ayın başlarında, Irak ve Suriye'deki hava saldırılarının 352 sivilin ölümüne neden olduğunu itiraf etmişti.
Yemen'de büyük dram
İslam dünyasının kan deryası içindeki bir diğer noktası da Yemen. Yemen 3 büyük tehlike ile aynı anda mücadele etmeye çalışıyor. Suud operasyonları, DEAŞ terörü ve salgın hastalıklar. Suudi Arabistan 26 Mart 2015'te başlattığı hava operasyonlarını 2 yıldır devam ettiriyor. Bu süreçte binlerce Yemenli hayatını kaybetti ve milyonlarca Yemenli evsiz kaldı.
Suud operasyonlarını fırsat bilen DEAŞ terör örgütü Yemen'de hakim olduğu toprakları genişletti. Yemen hükümeti bir yandan da bu terör örgütünün önüne kesmeye çalışıyor. Yemen'de en büyük tehlike ise sağlık krizi. Krizin iki ayağı var.
Bir açlık, diğeri salgın hastalıklar. 9 milyon insanın açlık çektiği ülkede bir ay önce salgın hastalıklar patlak verdi. Dünya Sağlık Örgütü'nden yapılan açıklamaya göre, Yemen'de 38 bin 300 kolera vakası tespit edildi. Salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 398'e ulaştı. Açıklamada, Yemen halkının üçte ikisinin temiz içme suyu bulamadığı, bu yüzden salgının hızla yayılmaya devam ettiği aktarıldı. Koleranın yayılmasında çöplerin toplanamaması da önemli bir faktör. Kolera vakalarının görüldüğü bölgelerde 3 milyonu göçmen olmak üzere toplam 7 milyon 600 bin insan yaşıyor.
ABD'den YPG'ye silah sevkiyatı
Kan gölünün merkezinde ise Suriye var. ABD terör örgütü PKK uzantısı PYD-YPG ile birlikte Rakka operasyonuna hazırlanıyor. Nihai hedefi Suriye'nin kuzeyinde tıpkı Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi bir terör devleti kurmak olan ABD Savunma Bakanlığı Pentagon terör örgütü YPG'ye küçük silah, mühimmat ve araç sevkiyatı yaptıklarını açıkladı.
Pentagon sözcülerinden Binbaşı Adrian Rankine Galloway, "Suriye Demokratik Güçlerinin Kürt unsurlarına küçük silah, mühimmat ve araçlar sevk ettiğimizi teyit ediyorum" dedi. ABD Başkanı Donald Trump bu ayın başında Pentagon'a Rakka operasyonu kapsamında PYD/PKK'ya silah ve ekipman vermesi talimatını vermişti.
İtalya'nın başkenti Roma'da konuşan ABD'nin DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk da DEAŞ'a karşı yürütülen terör operasyonu için terör örgütü YPG'ye silah sevkiyatlarının başladığını açıkladı.
Arakan'da da kıyım sürüyor
İslam dünyasının gözlerden uzak sıkıntılı bir bölgesi de Arakan. Arakanlı Müslümanlar yıllardır Myanmar'ın Yangon kentindeki Arakan eyaletinde Budistler eliyle Müslümanlara akıllara durgunluk veren işkenceler yapılıyor.
Toplu katliamlara maruz kalan Arakanlı Müslümanlar seslerini ez az duyuran grup olarak da dikkat çekiyor. İşkence ve katliam görüntülerini ancak sosyal medya üzerinden dünyaya gösterme imkânı bulan Arakanlı Müslümanlar İslam dünyasından yardım eli bekliyor.
Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında yaşanan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Olaylarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı. Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.