Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos, "3 Ekim takviminin Rum tarafı için değil, Türkiye için geçerli bir takvim olduğunu" söyledi Papadopulos, Rum Fileleftheros gazetesine yaptığı açıklamada, "3 Ekim 2005 takviminin Avrupa Birliği'ne (AB) karşı Türkiye'yi bağladığını ve baskı altında olanın Türkiye olduğunu" iddia etti. Kendilerinin çabasının Türkiye'nin 3 Ekim öncesinde gümrük birliği anlaşmasını 10 yeni AB üyesiyle imzalamasını sağlamak olduğunu ifade eden Papadopulos, "bu takvimin Türkiye'ye bir baskı teşkil ettiğini ve bu baskıdan kendilerinin de yararlanmaya çalışacağını" söyledi.
"Kıbrıs konusunda özlü görüşmeler için önce çerçevenin belirlenmesi gerektiğini" belirten Papadopulos, "Kıbrıs Rum tarafının Annan Planı'nda istediği değişikliklerin sıralanmasının, yardımcı olmayacağı gibi, müzakere konularını da önemli şekilde darbeleyeceğini sık sık tekrarladığını" söyledi. Papadopulos, "planda tüm siyasi partilerin hemfikir olduğu değişiklikler bulunduğunu, ancak sadece bazı partilerde destek bulan değişiklikler de olduğunu" kaydetti. Papadopulos, 'istenilen değişikliklerin basına açıklanmasının, Kıbrıs Rum tarafında siyasi güçler arasında açık müzakerelere yol açacağını" söyledi.
"Annan Planı değişmeli"
Papadopulos, "Herhangi bir çözüm Annan Planı'ndan ne kadar uzaklıkta olabilir?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Konu mesafe konusu değil. Halkın çoğunluğu tarafından kabul göreceğini düşünebilmemiz için Annan Planı'nda mutlaka değişmesi gereken unsurlar vardır. İstenilen değişiklikler biliniyor, çünkü defalarca sözlü ve yazılı olarak açıklandı. Ayrıca hemen hemen tüm partiler de kendi değişiklik önerilerini sundular. Halkın çözümü onaylayabileceği şekilde değişikliklerin olup olamayacağı ise özlü görüşmeler başladığı zaman belli olacak."
"Herkesin Rum tarafının Annan Planı'nda ne tür değişiklikler istediğini bildiğini" savunan Papadopulos, "Somut olarak ne istiyoruz?" sorusuna karşılık ise şunları söyledi: "Bizler müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için önkoşulların yaratılmasını istiyoruz. Düğmeye basar ve her şey biter sanmayın. BM ile, büyükelçilerle ve muhtelif ülkelerle temaslar yapıyoruz ve onlara görüşlerimizi anlatıyoruz. Bunu koşulların yaratılması ve önerinin hazırlanması için yapıyoruz. Ne demek Türkler bizden önce davranmasın. Sayın (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan'ın öneri yapacağını söylüyorlar, bunu yaparsa ne avantaj sağlayacak... Ne istediğini ilk söyleyen ne kazanır? Bununla, bizim ilk görüş belirtmememiz gerektiğini söylemiyorum. Söylemek istediğim buna çok önem vermemiz gerektiğidir."
"Kıbrıs konusunda özlü görüşmeler için önce çerçevenin belirlenmesi gerektiğini" belirten Papadopulos, "Kıbrıs Rum tarafının Annan Planı'nda istediği değişikliklerin sıralanmasının, yardımcı olmayacağı gibi, müzakere konularını da önemli şekilde darbeleyeceğini sık sık tekrarladığını" söyledi. Papadopulos, "planda tüm siyasi partilerin hemfikir olduğu değişiklikler bulunduğunu, ancak sadece bazı partilerde destek bulan değişiklikler de olduğunu" kaydetti. Papadopulos, 'istenilen değişikliklerin basına açıklanmasının, Kıbrıs Rum tarafında siyasi güçler arasında açık müzakerelere yol açacağını" söyledi.
"Annan Planı değişmeli"
Papadopulos, "Herhangi bir çözüm Annan Planı'ndan ne kadar uzaklıkta olabilir?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Konu mesafe konusu değil. Halkın çoğunluğu tarafından kabul göreceğini düşünebilmemiz için Annan Planı'nda mutlaka değişmesi gereken unsurlar vardır. İstenilen değişiklikler biliniyor, çünkü defalarca sözlü ve yazılı olarak açıklandı. Ayrıca hemen hemen tüm partiler de kendi değişiklik önerilerini sundular. Halkın çözümü onaylayabileceği şekilde değişikliklerin olup olamayacağı ise özlü görüşmeler başladığı zaman belli olacak."
"Herkesin Rum tarafının Annan Planı'nda ne tür değişiklikler istediğini bildiğini" savunan Papadopulos, "Somut olarak ne istiyoruz?" sorusuna karşılık ise şunları söyledi: "Bizler müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için önkoşulların yaratılmasını istiyoruz. Düğmeye basar ve her şey biter sanmayın. BM ile, büyükelçilerle ve muhtelif ülkelerle temaslar yapıyoruz ve onlara görüşlerimizi anlatıyoruz. Bunu koşulların yaratılması ve önerinin hazırlanması için yapıyoruz. Ne demek Türkler bizden önce davranmasın. Sayın (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan'ın öneri yapacağını söylüyorlar, bunu yaparsa ne avantaj sağlayacak... Ne istediğini ilk söyleyen ne kazanır? Bununla, bizim ilk görüş belirtmememiz gerektiğini söylemiyorum. Söylemek istediğim buna çok önem vermemiz gerektiğidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.