Zavallı mahkum tahliye olmuş gibi neşeli. Halbuki değişen sadece zincirler. Yeni zincirlerini şakırdatıp oynuyor. Aziz Karaca yazıyor...
KÖLENİN ZİNCİRLERİ DE?İŞMİŞ BAYRAM EDİYOR
Ortaçağ Avrupası'nın zindanlarını andıran küf kokulu, rutubetli, köhne tavanında su damlacıkları düşmek için sıra bekliyorlar... İşte böyle izbe bir adada, yıllardır ayak bileklerine geçirilmiş paslı demir halkalarla yaşamaya mecbur edilmiş bir mahkum günün birinde sevinç çığlıkları atıyor, pürneşe içinde adeta bayram ediyor. Görenler, duyanlar, kesinlikle tahliye haberi aldığını düşünüyorlar.Yanına yaklaşıp bu sevincin sebebini soranlar bir de öğreniyorlar, bir de görüyorlar ki, ayaklarındaki halkalar ve o halkaları duvara bağlayan zincirler değiştirilmiş, paslı zincirlerin yerini, parıl parıl parlayan zincirler almış.Zavallı mahkum tahliye olmuş, özgürlüğe kavuşmuş gibi neşeli, halbuki değişen sadece zincirler. Yeni zincirlerini şakırdatıp oynuyor.17 Aralık 2004'ün ardından yapılan kutlamaları, Başkentimizin caddelerinde dalgalanan ayyıldızlı albayrağımızın yanına iliştirilen oniki yıldızlı AB bayraklarını ve bol keseden atılan zafer nutuklarını hatırlayın. Çok değil ondan üç-beş gün sonra ayaklarımıza takılan yeni halkaların ortaya çıktığını bir kez daha hatırlayın ve 3 Ekim sonrası nutukları değerlendirin. Göreceksiniz ki oyun aynı oyun.Büyük büyük tantanaların ve gürültülerin ardından, güya doğal müttefikimiz ABD'nin de araya girmesi sayesinde Lüksemburg'a gitmişsiniz ve elinize tutuşturulan her bir zincire karşılık bir nara, bir nutuk atıp duruyorsunuz. Demişler ki: "Kıbrıs Rum kesimini kabul edip, KKTC'yi sileceksiniz." Alkışlar, tezahüratlar, nutuklar...Demişler ki: "Kürtleri ve Alevileri azınlık haline getireceksiniz." Ardından zafer naraları...Demişler ki: "Fener Rum Patriğini ekümenik olarak kabul edip Heybeliada Ruhban Okulunu açacaksınız." Eller havada, naralardan, nutuklardan geçilmiyor... Demişler ki: "AB müktesebatına uymayan anlaşmalardan -ki bizim milli kimliğimize vurgu yapan tüm maddeler AB müktesebatına aykırıdır- vazgeçeceksiniz." Yaşa, var ol, kazandık naralarının bini bir para... Yukarıya aldığımız bir kaç madde ve benzerlerinin her biri bir yanımızı alıp götürmüyor mu? Her biri ayağımıza hatta boğazımıza geçirilen yeni halkalar değil mi? Her biri haçlı dünyasının lehine, Anadolu'nun aleyhine değil mi? Sayın Başbakan diyor ki: "Bizim bir ilkemiz var; bizi aldatan bizden değildir." El hak doğrudur, bu hadis-i şerif tüm müslümanların ilkesidir ve biz de yüksek sesle tekrarlıyoruz: "Bizi aldatan bizden değildir." Aziz KARACA / BENGİSU
KÖLENİN ZİNCİRLERİ DE?İŞMİŞ BAYRAM EDİYOR
Ortaçağ Avrupası'nın zindanlarını andıran küf kokulu, rutubetli, köhne tavanında su damlacıkları düşmek için sıra bekliyorlar... İşte böyle izbe bir adada, yıllardır ayak bileklerine geçirilmiş paslı demir halkalarla yaşamaya mecbur edilmiş bir mahkum günün birinde sevinç çığlıkları atıyor, pürneşe içinde adeta bayram ediyor. Görenler, duyanlar, kesinlikle tahliye haberi aldığını düşünüyorlar.Yanına yaklaşıp bu sevincin sebebini soranlar bir de öğreniyorlar, bir de görüyorlar ki, ayaklarındaki halkalar ve o halkaları duvara bağlayan zincirler değiştirilmiş, paslı zincirlerin yerini, parıl parıl parlayan zincirler almış.Zavallı mahkum tahliye olmuş, özgürlüğe kavuşmuş gibi neşeli, halbuki değişen sadece zincirler. Yeni zincirlerini şakırdatıp oynuyor.17 Aralık 2004'ün ardından yapılan kutlamaları, Başkentimizin caddelerinde dalgalanan ayyıldızlı albayrağımızın yanına iliştirilen oniki yıldızlı AB bayraklarını ve bol keseden atılan zafer nutuklarını hatırlayın. Çok değil ondan üç-beş gün sonra ayaklarımıza takılan yeni halkaların ortaya çıktığını bir kez daha hatırlayın ve 3 Ekim sonrası nutukları değerlendirin. Göreceksiniz ki oyun aynı oyun.Büyük büyük tantanaların ve gürültülerin ardından, güya doğal müttefikimiz ABD'nin de araya girmesi sayesinde Lüksemburg'a gitmişsiniz ve elinize tutuşturulan her bir zincire karşılık bir nara, bir nutuk atıp duruyorsunuz. Demişler ki: "Kıbrıs Rum kesimini kabul edip, KKTC'yi sileceksiniz." Alkışlar, tezahüratlar, nutuklar...Demişler ki: "Kürtleri ve Alevileri azınlık haline getireceksiniz." Ardından zafer naraları...Demişler ki: "Fener Rum Patriğini ekümenik olarak kabul edip Heybeliada Ruhban Okulunu açacaksınız." Eller havada, naralardan, nutuklardan geçilmiyor... Demişler ki: "AB müktesebatına uymayan anlaşmalardan -ki bizim milli kimliğimize vurgu yapan tüm maddeler AB müktesebatına aykırıdır- vazgeçeceksiniz." Yaşa, var ol, kazandık naralarının bini bir para... Yukarıya aldığımız bir kaç madde ve benzerlerinin her biri bir yanımızı alıp götürmüyor mu? Her biri ayağımıza hatta boğazımıza geçirilen yeni halkalar değil mi? Her biri haçlı dünyasının lehine, Anadolu'nun aleyhine değil mi? Sayın Başbakan diyor ki: "Bizim bir ilkemiz var; bizi aldatan bizden değildir." El hak doğrudur, bu hadis-i şerif tüm müslümanların ilkesidir ve biz de yüksek sesle tekrarlıyoruz: "Bizi aldatan bizden değildir." Aziz KARACA / BENGİSU
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.