İbn-i Semmâk hazretleri, Dâvûd-i Tâî'ye gelip; "Bana nasîhat et." dedi. O da; "Öyle gayret et ki, Allahü teâlâ seni yasak ettiği yerde görmesin, emrettiği yerden de ayrılmış bulmasın. Allahü teâlâdan hayâ et ki, senin O'na yakın olduğunu ve senin üzerindeki kudretini göz önüne getiresin. Dünyâya karşı oruçlu ol ki, iftarın ölüm olsun, insanlardan, aslandan kaçar gibi kaç, fakat cemâatla namazı terk etme ve sünnetten ayrılma." buyurdu.Birisi kendisinden nasîhat isteyince; "Dünyâ için, dünyâda ne kadar kalacaksan, o kadar; âhiret için, âhirette ne kadar kalacaksan o kadar çalış." dedi.Akrabâlarından birisi: "Akrabâyız. Bana nasîhat verip vasiyet ediniz." dedi. Dâvûd-i Tâî hazretleri ağlamaya başladı. Bir müddet sonra kendisinde konuşacak hâl buldu ve; "Gece ve gündüz, yolculukta bir konak yeri gibidir. Dünyâ ile âhiretin arası bu kadardır. Dünyâdan, âhirete mutlaka gideceğimize göre oraya hazırlanmak lâzım. Çünkü yolculuğun bitmesi yakın, ecelin gelmesi de ondan daha aceledir. Ben bunları sana söylüyorum, fakat bu nasîhata, senden çok, benim ihtiyâcım vardır." dedi. Nasîhat isteyen birisine; "Ölmüş olanlar seni bekliyor." dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.