Onlar Allah’ın dininin koruyucularıdır
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Allah’ın dininin koruyucuları; dini ikâme edenler, ona yardım edenler, her taraftan onu ihata edenler, Allah’ın kulları için koruyup riayet edenlerdir”
11.06.2019 00:00:00





Resûlullah (s.a.a), bir duasında şöyle buyurmuştur: "Ey kalpleri sabit kılan Allah! Kalplerimizi dinin üzere sabit kıl!" (Kenz'ul-Ummal, 3726).
Resûlullah (s.a.a), hakeza bir duasında şöyle buyurmuştur: "Ey kalpleri değiştiren Allah! Kalbimi dinin üzere sabit kıl." (a.g.e., 3727).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Çok geçmeden öyle bir şüpheye düşeceksiniz ki doğru yolu bulmak için ne bir nişane ve ne de sizleri hidayet edecek bir imam göreceksiniz. O şüpheden sadece el-Garik duasını okuyan kimse kurtulacaktır.
"Garik duası nasıldır?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Şöyle de: Ey Allah! Ey Rahman! Ey Rahim ve ey kalpleri değiştiren Allah! Kalbimi dinin üzere sabit kıl." (Kemal'ud-Din, 352/49).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin sebatı yakînin gücüyledir." (Gurer'ul-Hikem, 4702).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın dinini sadece onu tümüyle kavrayan kimse koruyabilir." (Kenz'ul-Ummal, 5612).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın dininin koruyucuları; dini ikâme edenler, ona yardım edenler, her taraftan onu ihata edenler, Allah'ın kulları için koruyup riayet edenlerdir." (Gurer'ul-Hikem, 3912).
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dinin bütün işleri dört türdür: İlki; hakkında ihtilaf olmayan, bütün ümmetlerin üzerinde icma ettiği ve mecburen kabul edilmesi gereken zaruri şeydir. İkincisi; icma edilen haberlerdir. Her şüpheyi bu haberlere döndürmek gerekir. Her olayın hükmünü ondan çıkarmak icab eder. Bunlar hususunda ümmet icma etmiştir. Üçüncüsü ise; şek ve inkâr edilebilir şeylerdir. Bunlar hususunda ehlinden açıklama istemek gerekir. Her kim bu konuda görüş belirtirse tevili hususunda ittifak edilen ilahi kitaptan bir delili veya üzerinde icma edilen ve hakkında hiçbir ihtilaf olmayan bir sünneti ortaya koymalıdır. Dördüncüsü ise; akılların doğruluğunu tanıdığı ve ümmetin özel ve genel hiçbir ferdinin hakkında şek edip inkârda bulunamayacağı kanunlardır. O halde din hususunda ortaya çıkan meselelerde eğer sabit bir delili varsa kabul et, eğer gerçeği örtülü ise onu kabul etme. Her kim bu üç işten birini (dini bir konuyu ispat için) ortaya koyarsa, bu Allah'ın şu ayette Peygamberine açıkladığı üstün delildir: 'Üstün delil Allah'ın delilidir. O dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi de.' Bu üstün delil, cahile ulaştığında, âlimin ilmiyle anladığı gibi cahil kimse de cehaletine rağmen onu anlar. Zira Allah adildir, zulmetmez. Kullarına bildiği şeyi delil kılar ve kullarını anlayıp tanıdıkları şeye davet eder; bilmedikleri ve tanımadıkları şeye değil. (Tuhef'ul-Ukul, 407). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.