Ramazan-ı Şerif, güzel karakteri, güzel kimliği, mükemmel insan olma, erdemli insan olma kimliğini bize kazandırıyor. Bu hâlin Ramazan sonrası da devam etmesi gerekir
Ramazan'ın bize kazandırdığı manevi hâllerin tamamını burada izah etmemiz zordur. Ama genel olarak olaya bakacak olursak deriz ki, başladığımız andan geldiğimiz şu noktaya kadar nefsani merdivenlerden her kardeşimiz, Cenab-ı Hakk'ın rızasıyla tek tek yükseldi. İşin en kârlı, doruk noktasına ulaştı. Kalp ayağı ile beraber gezdiği, yürüdüğü ve bu sahada duyduklarını, hissettiklerini, yaşadıklarını, aldığı manevi hazzı belki yazarak izah edemez. Diliyle söyleyip anlatamaz. Ama bunlar gerçekten çok yüce hâller, yüce iştiyaklar, bedii zevklerdir. Cenab-ı Hak, herkese nasip eylesin!
İbadetlerin temelindeki iki ana espri
Esasen ibadetlerin temelinde iki ana espri vardır. Bunlardan bir tanesi ve en önemlisi, yapılan bütün ibadetlerin Allah rızası için yapılmasıdır. Kul olmamız gerekçesiyle ve de Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmamız kastıyla bütün ibadetler yapılır. Eğer bir ibadette, Allah'ın rızasını kazanma ve de ibadet etme niyeti, maksadı yoksa, siz ne yaparsanız yapın, bir hiçten ibarettir. Yani çok mükemmel şekle bürünseniz dahi, çok fevkalade bir ibadet tarzı ortaya koysanız dahi, eğer niyetiniz Allah'a kul olmak, O'nun rızasını kazanmak değilse, bunların tamamı bir hiçtir.
Binaenaleyh, bu zaviyeden oruca ve Ramazan'a baktığımız taktirde gördüğümüz şey şudur ki; Allah rızası için yola çıktığımız bu ayda, hakikaten Allah'ın rızasını doya doya kazandık inancındayım.
İkinci hâl ise; Bütün ibadetlerin, hem kulluğa yönelik bir tarafı, hem de insanın nefsini tezkiye eden bir yönü vardır. Dikkat ederseniz, ibadetlerdeki bu iki ana espri birbirinin mütemmimidir. Yani Allah'a kulluğun yanında o insanın mutlaka kemale ermesi söz konusudur. Mesela, emredilen namazı eda ettiğinizde hem Allah'a kul oluyorsunuz, hem de o kulluk esnasında nefsinizi tezkiye ve terbiye yapıyorsunuz. Oruçta, zekatta, hacda, kısaca bütün ibadetlerde durum aynıdır. İlahî emirler yerine getirilirken, hem Allah emrettiği için, kul olmak kastıyla ibadet ediyorsunuz, hem de bu ibadet ile birlikte mükemmel bir insan haline geliyorsunuz. Bugünkü deyimle de aydın bir kişilik kazanıyorsunuz. Çünkü sizdeki ahlak-ı zemime/kötü huylar artık yok olma noktasına geliyor ve bu ahlak-ı zemime, ahlak-ı hamideye/övülen huylara tebdil olunuyor.
Ramazan-ı Şerif'te kazanılan erdemli insan kimliği
Bunu hususu şöyle de anlatmamız mümkündür. Mesela; sizde, başlangıçta gurur, kibir vardı, haset vardı, riya vardı. Bunlar, kişinin ahlak-ı zemime tarafı, bir başka ifadeyle kötü tarafıdır. Bu huylar, bu davranışlar herkeste mevcuttur. Ama değil mi ki bu ayın bize kazandırdığı ibadet ve kulluk alışkanlığı bütün bu kötü hâllerimizin yok olmasına ve ahlak-ı hamidemizin de kemale doğru yüceldiğine şahit oluyor.
Bir bakıyorsunuz, cimriliğiniz gitti, yerini cömertlik aldı. Sizde cimrilikten eser kalmadı. Gururunuz, kibriniz gitti, yerine tevazu geldi. İnsanlara iyilikte bulunuyorsunuz artık. Şefkat ve merhamet sahibi oluyorsunuz. Hülasa meseleyi genel manada değerlendirdiğiniz zaman şöyle demek mümkün ki; Allah'ın en güzel surette yarattığı o insan, artık, itaatle, ibadetle, hem huy hem tabiat ve hem de şekil olarak mükemmel hale geliyor.
İşte Ramazan-ı Şerif, bu güzel karakteri, bu güzel kimliği, mükemmel insan olma, erdemli insan olma kimliğini bize kazandırıyor. Bu hâlin Ramazan sonrası da devam etmesini Cenab-ı Hakk'tan niyaz ediyorum.
Burada şu hususu da hemen ifade edeyim: Dikkat ederseniz, Ramazan ayı girdikten sonra suç oranlarında belirgin bir azalma meydana gelir. Nerede ise hiç suç işlenmez olur. Çünkü, kötü alışkanlıkları olan arkadaşlarımız bu alışkanlıkları bu ayda terk ettikleri için Ramazan öncesi ortaya gelen nahoş hadiseler artık yok olmuştur. Ramazan ayında hastanelerin acil servislerine gidildiği zaman, olayların ciddi oranda azaldığını görüyorsunuz.
Yani toplum içerisinde bir dengenin oluştuğunu, sosyal barışın gerçekleştiğini, insanların birbirine hoşgörü ile baktığını, nezaket ve nezafetin doruk noktaya çıktığını, kısaca "hakikaten bu bölgede İslam var" diyebileceğimiz güzelliklerin sergilendiğini, Ramazan ayı gelince hep beraber müşahede edebiliyoruz. Onun için diyorum ki, bu hallerimiz böyle devam etsin!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.